“YAŞADIĞIMIZ TOPRAKLARA, DOĞASINA, İNSANIMIZA VE KÜLTÜRÜMÜZE İHANET ETTİK”…

 Heredot 3. Yaş Akademisinin bu ayki konuğu dünyaca ünlü süngercimiz Aksona Mehmet lakaplı Mehmet Baş oldu. Bodrum’un süngercileri ve süngerciliği anlatan Aksona Mehmet, “Süngercilik 21 yüzyılda masa başında ortak aklı kullanmadan ‘Ben yaptım oldu’ diyen şanlı bürokrasinin kurban oldu” tespitinde bulundu.

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

Heredot 3. Yaş Akademisinin bu ayki konuğu dünyaca ünlü süngercimiz Aksona Mehmet lakaplı Mehmet baş oldu. Aksona Mehmet’in, usta çırak ilişkisi ile yürüyen ve Bodrum deniz tarihinin başlangıcı olan süngercilik ve sünger ustalarını anlattığı konuşması büyük ilgi gördü.

H3A başkanı Camille Şahin, süngerciliği kişisel olarak çok önemsediğini, Bodrum’da bir iki dükkan dışında bu işi yapan yer olmamasından duyduğu üzüntüyü dile getirirken “Neden Bodrum’un tarihinde bu kadar önemli bir yere sahip süngerciliğe sahip çıkılmıyor anlamıyorum.  Şimdi dünyada süngercilik denince Yunan adalarına gidiliyor. Bence haksızlık bu. Bodrum’un süngercilerine ve süngerine sahip çıkılması gerekir. Bugün Aksona Mehmet’i konuk etmekten son derece mutluyum. Ayrıca bu sunumun bir de İngilizcesinin yapılması için bir çalışma yapacağız. Çünkü bizim üyelerimizin büyük bir bölümü Bodrum’da yaşayan yabancı uyruklu vatandaşlar” açıklamasında bulundu.

“Yaşadığımız Topraklara, Doğasına, İnsanımıza Ve Kültürümüze İhanet Ettik”…

Ülkemizin son süngercisi Aksona Mehmet lakaplı Mehmet Baş, seminer öncesi sorularımızı yanıtladı. Aksona Mehmet,  ülkemiz insanlarında deniz bilinci olmadığına dikkat çektiği konuşmasında “Deniz kültürü olmayan bir milletiz denizleri içine edilecek su birikintisi olarak görmek zihniyetinden kurtulamadık “ dedi. Aksona, usta çırak ilişkisi ile yıllarca devam eden süngerciliğin 21 yüzyılda masa başında ortak aklı kullanmadan ‘Ben yaptım oldu’ diyen şanlı bürokrasinin kurban olduğunu kaydetti. Mehmet Baş açıklamalarına şöyle devam etti “Asırlardır Usta Çırak öğretisi ile süregelen muhteşem bir deniz kültürü sünger avcılığı.  Ben 15 yaşında başladım sünger avcılığına. O gün bugündür hiç korkmadan o derin maviye aşık oldum, kaptırdık kendimizi. Turizm ile sünger avcılığını birleştiren güzel ülkemde tek insanım, bundan da büyük mutluluk duyuyorum.  Çünkü bu muhteşem kültürün içinde yoğrulduk. Benimde misyonum şu an bu muhteşem deniz kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak.”
“Bodrum’un eskiden 2 ekonomik lokomotifi vardı. Biri süngercilik, birisi narenciye. Daracık yollardan koca koca tırlar gelirdi dünyanın her tarafına Bodrum mandalini ihracatı olurdu . Bir de Tonlarca sünger ithal olurdu. Sünger çok önemli bir ihracat ürünüdür. Yüzde 5’ini ülkemizde, yüzde 95’ini ihracata gönderiyorduk. Bu üretim de tamamen genç dinamik eleman yapısına dayanır. Süngercilik bugün Bodrum’da herkesin övündüğü mavi yolculuk denen markanın temelidir. Bodrum denizciliğinin temelinde sünger  avcıları vardır ama ne yazık ki bunu üzülerek her zaman her yerde söylüyorum; asırlardır kesintisiz olarak süregelen Usta Çırak ilişkisi öğretisi bu muhteşem Deniz kültürü 21 yüzyılda masa başında ortak aklı kullanmadan ‘Ben yaptım oldu’ diyen şanlı bürokrasinin kurban oldu.   Bu muhteşem kültür yasakladılar. Bu bağı kopardılar. Bu büyük bir ihanettir, büyük kayıptır. Bu kültürü gelecek kuşaklara aktarmak bunun için çabalıyorum.  Deniz kültürü olmayan bir milletiz. Denizleri içine edilecek su birikintisi olarak görmek zihniyetinden kurtulamadık. Denizlerde her zaman sünger var  ama bu işi yapacak eleman yok. Yasaklar kalksa bile gençler şimdi kolay işi tercih ediyorlar. Bir de turizmin baskısı var. Çünkü küçücük teknelerin içinde aylarca sefere çıkıyorduk. 18 metrelik teknede 7 kişi aylarca seferde oluyor.  O halkayı kopardık. Bugün Bodrum Kalesi’nin içinde var olan dünyanın sayılı müzelerinden Sualtı arkeoloji müzesinin temelinde sünger Avcıları vardır. Yaşadığımız topraklara, doğasına, insanımıza, kültürümüze ihanet ettik. Tarih bunu Muhtemelen böyle yazacak.” Dedi.

Aksona Mehmet, sunumdan sonra kitabını imzaladı.