Bodrum Gündem

HANIM KIZ’IN ALT YAPISI… Fatih Bozoğlu yazıları…

esra-üçcan-3

Bilirsiniz ben çoğunlukla politika, ekonomi ve gazetecilik üzerine yazılar kaleme alırım. Kentin kimliğini oluşturan bölgenin kendine özgü, ünlü(!) insanlarının yaşam öykülerini de yazıyorum.

Lakin arada bir farklı ve ilginç konuları da yazmayı seviyorum. Bazen yemek üzerine yazmak, bazen doğa üzerine romantik bir yazı öyle iyi geliyor ki anlatamam.

Bu sefer de müzik üzerine yazmayı deneyeceğim. Aslında bu yazı-yorum gibi olacak. Yoksa müzik üzerine eleştirel bir analiz asla değil. Herşeyden önce haddime değil. Ama şunu biliyorum ki hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Alt yapısını ve derinliğini anlayamadığınız da hiç bir şey gözünüze olması gerektiği gibi görünmüyor.

Bir rastlantı sonucu dinlediğim Esra Üçcan’ın “Hanım Kız” şarkısı aslında benim hiç tarzım değil. Klasik Batı Müziği, Jazz ve Türk Halk Müziği dinleyen birisine asla hitap etmiyor. Ancak Esra’nın biyografisini okuduğumda, öyle herhangi bir şarkı olmadığını, alt yapısının da oldukça güçlü olduğunu düşündüm.

Hanım Kız şarkısı için epey bir emek harcanmış ve bir klip çekilmiş Youtube’de de azımsanmayacak kadar miktarda yorum almış. Yorumların bir bölümü olumsuz ve doğrusunu söylemek gerekirse bir müzisyen için de can sıkıcı olsa gerek. Ancak Esra belliki bunu kendine motive edici bir güç olarak almış. Bu kesinlikle üzerinde çok düşünülmesi gereken ve hatta ders alınacak bir konu. Eğer bir hedefiniz var ise; eleştirilerin sizi yolunuzdan alıkoymasına izin vermemelisiniz ve bu eleştiriler size ışık olmalıdır.

Şimdi dilerseniz Esra’yı tanımaya başlayalım. Sanırım o zaman ne demek istediğimi çok daha iyi anlatmış olacağım.

Kimilerine göre komik, kimilerine göre eğlenceli, kimilerine göre ise başarısız olarak değerlendirilen  bu şarkının söz ve bestesini yapan ve klibinde oynayan Esra Üçcan müzik eğitimine 9 yaşında Hacettepe Konservatuarı Piyano Bölümü’nde okuyarak başlamış. Babasının diplomat olması nedeniyle eğitimine Strasbourg Konservatuarı’nda devam etmiş. Orta öğrenimden sonra Türkiye’ye dönerek, Ankara’da Charles de Gaulle Lisesinden mezun olmuş.
Esra Üçcan Lise’den sonra Fransa’ya Strasbourg’da mimarlık okumak için gittiğinde müzikten asla kopmamış ve eşzamanlı olarak Strasbourg konservatuarında piyano eğitimine devam etmiş. Yüksek mimar olarak mezun olduktan sonra Fransa’da da 4 yıl mimarlık yapmış. Bu arada halen aktif olarak Mimarlık mesleğini de icra ediyor. Mimarlık mesleğinde de düşük veya pozitif enerjili, ekolojik ve sürdürebilir mimari üzerine çalışmalar yapmakta.

Daha bitmedi anlatacaklarım.

Esra piyano eğitiminin yanı sıra, çocuk yaşından beri Doğu ve Batı kültüründen esinlenen besteler yapıyormuş. Klasik piyano bestelerinden bazılarını da 2005 yılında Bilkent Üniversitesi konser salonunda kendi yorumlayarak kaydetmiş.

Bu albümü internette uluslararası platformlarda paylaşan Esra Üçcan,  Enstrumental beste yarışmalarına da katılıyor ve üç eseriyle finalde yarışıyor.

Sosyal yaşam ve insan psikolojisine ilgisini şiirlerine yansıtarak dile getirirken, bu hobisini müzikle birleştirerek şarkılar bestelemeye başlayan Esra Üçcan, 2012 yılında Türkiye’ye dönüyor. Bu arada müzik çalışmalarına profesyonel isimlerle çalışarak devam ederken, söz ve müziklerini yazıp bestelediği şarkılarını kendi yorumladığı indie pop tarzında bir albüm hazırlıyor. 2017 yılının sonunda albümü yayınlamak için hazırlanmaya devam ediyor.

Bu küçük yaşam öyküsü adeta ders niteliğinde.

Esra Üçcan bir çoğumuza; “İnandığın hedefinden asla sapma, tüm zorluklara ve engellere karşın mutlaka hedefine ulaşacaksın…” ilkesini anımsatıyor…

Sevgi ve saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.