Bodrum Gündem

YALI BALIK’TAN NASIL KOVULDUK / HABER-YORUM…

serdar-anlağan-sahilde-denize-girecek-yer-kalmadıÇok sıklıkla özellikle yaz kış Bodrum’da yaşayanlar “Bodrum’da denize girecek yer kalmadı…” şikâyeti yapılır. Birkaç yıl önce Kadıkalesi Ormancılar sitesinde Bodrum kaymakamı ve gazetecilere yönelik fiili saldırı yapılmıştı. Kadıkalesi sahilde denize girmek isteyen Bodrumlular için en sıkıntılı bölge. Bu konuda Bodrum Gündem yazarımız Serdar Anlağan’ın yaşadığını birçok Bodrumlu yaşamaktadır. Bu yaşanan olayın, yetkililer tarafından değerlendirilmesini umarak yayınlıyoruz…

Serdar Anlağan / Bodrum Gündem / 13 Eylül 2017

Biraz da ben “Bodrumluculuk” oynayayım…

Bugün oğlumla okulu kırdık denize gittik saat üçte. Zaten dersler henüz başlamışken ve yaz kalabalığı (sezon diyorlar ya…) bitmişken…

Biz on senedir Kadıkalesi Plajı’na gideriz, zaten bize en yakın “yalı”dır…

Halikarnas Balıkçısı’nın kaldığı yerlerden olduğu söylenir, inanırım güneş güzel batar oradan.

Kadıkalesi Bodrum’un kalan doğal kumlu son plajlarındandır…Çocuğu orada büyüttük…Orada koşmayı, yüzmeyi öğrendi…Sonra birileri plajın tam ortasına taş bloklar yığdı ve güya bir iskele yaptı…Plajı böldü…O taş yığınından kimse hesap sormadı…Nasıl oraya konur, kim koyar, ne hakla koyar?

En azından, yirmi dört yıl öncesini bildiğim ve dünyanın en güzel plajlarından biri olan Karaincir Plajı gibi katledilmemiş, zula yerlerdendi…

Sekiz yıl bizim Murat’ın Kekik’ine gittik…Salaştı, pinpon oynanırdı, servis berbattı ama müzik iyiydi, gelen insanlar iyiydi, Murat iyiydi…Birayı çok uygun fiyatla verirdi, her gün giderdik, ayıp olmasın diye iki günde bir, bir-iki bira içerdik, duş alır, üstümüzü değiştirirdik…Murat, bir şey içmesek bile ses çıkarmazdı…

Sonra bir baktık Pitos orayı almış…Murat ahşap şezlongları son gece yakmış gitmiş diye duyduk…İki sene önce…

Pitos’a gitmeye başladık…İki sene önce küçük birayı 15’e çakınca vazgeçtik…

Belediyenin plajı var ama “sezonda” yer bulmak mümkün değil…Geçen yıl çok güzel yeşil şezlonglar koydular, üzerinde “Bodrum Belediyesi” yazıyor, şezlongları yaktılar diye duyduk…

Biz de akşamüstü kalabalık gittikten sonra, altıdan-altı buçuktan sonra Yalı Balık’ın sol tarafında, sitelerden gelen yazlıkçıların, tahmin ediyorum para ödedikleri kısıma gitmeye başladık…Saat altıda duşun suyunu kestiklerinden, yalnızca üst değiştirmek için kabinlerini ve zaten boş şezlonglarını kullanıyoruz…

Bir yıl sorunsuz idare ettik…

Ben Yalı Balk’ı severdim ama tün Bodrum mekanları gibi sezonda pahalıdır. Üç kere misafir götürdüm, bin lira para vermişizdir…

İkinci sene yine aynı sistem, akşamları gittik…

“Sezon” bitti, ben iki kez kimse yokken öğlen gittim, duş da aldım…

Bugün, halkın yüzdüğü plajda, denize sepet atıp, Kadıkalesi’nin ot yiyen zavallı balıklarını yakalayıp, lokantaya getiren eğri bacaklı tip geldi. Elinde “menü” suratında garip bir sırıtma:

-Ne alırsınız?

-Bişey almayız.

-O zaman yirmi lira

-Neden?

-Şezlong parası

-Sahiller halka aittir

-Burası bizim tapulu malımız

-Farketmez, sahiller halka aittir

-O zaman git aşağıda kuma yat

-Senin buraya şezlong koymaya ve para kesmeye hakkın yok

Yalı Balık’tan bir adam bağırıyor

-Bana gönder onu!

Eğri bacaklı tip “Bilmemne Bey” çağırıyor diyor.

-Ne gidicem ben onun ayağına, o gelsin diyorum.

Herif geliyor, bağırarak:

-Çek arabanı, çek arabanı…

-Eyvah, dövecekler diyorum.

İyi bir “strateji” kullanmalıyım. En az sekiz-on kişilerdir, oğlum da var üstelik.

Bağırıyorum,

-Ayıptır, ben şuyum, buyum, şunun şusuyum, bunun busuyum ve en önemlisi Bodrum Gündem yazarıyım, diyorum.

Algısı geç,

-Ben seni bir aydır takip ediyorum, ohhh…duşa giriyorsun, şezlongu kullanıyorsun…

-Ben on yıldır buraya gelirim, eskiden Murat’ın Kekik’ine giderdim

-Oraya git

-Küçük biraya onbeş alıyorlar

Kolunu dirseğinden büküp hareket çekiyor

-Ne oldu g*tüne mi girdi onbeş lira…

Burada jeton düşüyor,

-Bunu da yaz o zaman, diyor ve dayaktan kurtuluyoruz.

-Tamam, diyorum, Bir daha gelmem

-Ben buraya yılda ikiyüzelli milyar (eski parayla konuşuyor) ödüyorum yılda, nasıl çıkacak bu para?

-Senin ödediğin o ecrimisil, cezadır, senin burayı satma hakkın yok

-Çek arabanı bir daha gelme

Gidiyoruz ebediyen.

Çok tuttu: “Paran varsa rençrovır paran yoksa geymovır”…

Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser, seni de yurdundan kovar.

Yorumlar

  1. Adamın, çocuğu ile denize gelmiş bir babaya galiz bir ifadeyle bağırması seviyenin ne olduğunu anlatıyor. Ancak işin berbat olan tarafı bu içi kof kabadayı kılıklı adama “dur” diyecek hiçbir mercinin olmaması. Böylece gelenleri kazıklamakla ünlenen bodrum esnafı işine devam ediyor.

  2. Adnan Türkeri dedi ki:

    CHP ekibi ile birlikte Sn. Kocadon’u göndermedikçe tüm sahillerde bunu yaşayacağız, tüm işletmeler kanka….

  3. Nesrin Korucu dedi ki:

    Benzer olayı ben 2014 Ağustos’unda yaşadım.Haber olarak hem internette hem yazılı basında yer aldı ve bayağı ses getirmişti.İlgilenenler Sn.Yasar Anter’in 2014 Eylül ayında benimle yaptığı röportajı internette bulabilirler.Tepki vermedikçe bu tip zorbalıkla devam eder.

  4. Aytuğ İğneli dedi ki:

    Konu ile ilgili bir telefon numarası gönderirseniz sizi arayacağım. Teşekkürler.

    1. Serdar Anlağan dedi ki:

      Konuyla ilgili telefon numarası gönderecekmişiz!…

      Siz…kimsiniz?

      Gazetenin telefon numaraları her yerde yazıyor…

      Herhalde, on beşbini geçen okunma sayısı rahatsız etti, aracılık peşindesiniz…

      Aracısı olmaya çalıştığınız şahıslara bir kısa mesel yazalım da, okusunlar, belki bir daha ki sefer, hem halka açık sahili işgal edip, hem de babalara, annelere çocuklarının önünde hakaret ederken , bir kez daha düşünürler :

      “Köroğlu ile Ayvaz dağlarda birgün koyun otlatan bir çobana denk gelmişler.

      Köroğlu, çobana gitmiş: “Açız, bize bir kuzu kes de yiyelim” demiş.

      Çoban Köroğlu’nu tanımamış ve “Hadi ulan oradan!” diye bir tokat patlatmış suratına.

      Köroğlu sesini çıkarmadan Ayvaz’ın yanına varmış.
      Ayvaz: “Neden kellesini almadın?” diye sormuş.
      Köroğlu: “Bir cahil çobanı öldürmek bize yakışır mı?” diye yanıtlamış.”

      Bir şey değil…

  5. nerıman dedi ki:

    beledıye maalesef calışmıyor hıcbır yetkılıye ulasamıyoruz bır derdımız olduğunda bu halk sayın kocadona ıkı defa sans verdı bence bırkezde sayın mehmet tosuna sans vermelı