FAŞİZME VE KARANLIĞA ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ…

Eğitim-Sen Bodrum Temsilciliği yaptığı basın açıklamasında öğretmen açığı olmasına karşın 300 bin öğretmenin atama beklediğine dikkat çekerek bunun bir çelişki olduğunu belirtti. Basın açıklamasında ne olduğunu hala anlayamadıkları 15 Temmuz darbe sonrasında 50 bin eğitimcinin görevlerinden alındığı ve ihraç edildiğinin bilgisini verdi…

Bodrum Gündem Haber

Eğitim-Sen Bodrum Temsilciliği Bodrum Belediye Meydanında yapmayı planladığı basın açıklamasını, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeni ile yönetim binalarında yaptıklarını ifade ederek, gerekçesiz, ve savunma almadan işten çıkarmaların yaşandığını ve belirterek darbelere en çok karşı çıkan bireyler olarak her zamanki gibi darbelerden en çok zarar gören kesimin yine kendileri olduklarını söylediler.

Muğla ve Bodrum yerelinde de hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hiçbir savunma alınmadan haksız hukuksuz ve keyfi olarak 2016’da, Bodrum’da 8,  Muğla’da toplamda 11 kamu emekçisi KHK ile görevlerinden ihraç edildiğini anımsatarak, son KHK ile ise Bodrum’da  2 Doktor 1 sağlık çalışanının yine KHK ile ihraç edildiğine dikkat çektiler.

NE OLDUĞUNU HALA ANLAMADIĞIMIZ BİR DARBE’NİN MAĞDURLARI OLDUK…

Eğitim-Sen Bodrum Temsilcisi Ahmet Paksoy tarafından okunan basın açıklamasının ilk bölümünde “Ne olduğunu bilmediğimiz bir darbe ve darbelere en çok karşı çıkan bizler bu darbeden nasibimizi aldık. İşimizden ekmeğimizden olduk. Baskı, terör, yıldırma, insanları yok sayma, sokaklardan arındırarak gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleme amaçlı ülkede bir kaos yaşatılıyor. Bu kaosun yeniden normale dönmesi için bir mücadelenin gerekliliğine inandık onun için de tüm yurtta olduğu gibi Bodrum’da da mücadelemizi, birlik ve beraberliğimiz dayanışmamı sürdüreceğiz. Bizler bu ülkenin eğitim, sağlık ve diğer alanlarda çalışan devlet memurlarıyız. İşimizi geri istiyoruz. Çünkü biz hangi gerekçeyle ihraç olduğumuzu 1 yıl olmasına rağmen halen öğrenemedik…” ifadeleri yer aldı.

ÖĞRETMEN AÇIĞI VAR DİYORLAR, AMA 300 BİN ÖĞRETMEN ATAMA BEKLİYOR…

Öğretmen açığı varken, ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısının 300 bini aştığını da vurgulayan Ahmet Paksoy, Milli Eğitim’in niteliğinin yükseltilememesi, eğitim müfredatlarına yapılan gerici müdahaleler, laik bilimsel demokratik eğitim yerine eğitimin sürekli dinselleştirilmesi, eğitimde idareci ve öğretmenler üzerinden partizanca kadrolaşmalar, eğitimde özelleştirme ile fırsat eşitliği ve kamusal eğitim hakkının bitirilmesi, karma eğitim karşıtlığı vb. uygulamalara bakıldığında; eğitimde çağdışı, akıl dışı zorlama yaklaşımlar, çocukların eğitim hakkı üzerinde büyük bir tehdit olmayı sürdürmekte ve toplumsal gerilimi artırmakta olduğunun altını çizdi.

Paksoy tarafından okunan açıklama şu şekilde devam etti; “Eğitimi ülkede bitme noktasına getiren bu yönelim yapısal sorunlar yaşanırken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, OHAL uygulaması ve KHK’larla eğitime ve öğretmenlere yönelik yeni bir baskı süreci başlatılmıştır. Siyasi iktidar, aylardır on binlerce öğretmenin, eğitim ve bilim emekçisinin işine, ekmeğine, çalışma hakkına ve geleceğine yönelik hukuk dışı adımlar atmaktadır. Bir taraftan OHAL KHK’ları ile öğretmenler hukuksuz bir şekilde işten atılıp sendikal faaliyetleri nedeniyle açığa alınırken, diğer taraftan sözleşmeli öğretmenlik ile güvencesiz istihdamın yaygınlaşması sonucunda mesleğimiz ve geleceğimiz resmen ipotek altına alınmıştır…” dedi.

12 EYLÜL DARBESİNDEN 10 KAT DAHA FAZLA ÖĞRETMEN İHRAÇ EDİLMİŞ…

1 Eylül tarihinden itibaren, OHAL hukuku dayanak yapılarak çıkarılan 672, 675 ve 677 sayılı OHAL KHK’ları ile hukuksuz bir şekilde ve tamamen siyasi ve idari kararlarla on binlerce öğretmen ve kamu personeli ihraç edilmiş ve açığa alındığı iddia edilen basın açıklamasında oldukça dikkat çeken şu ifadeler yer alıyor; “12 Eylül darbesi sonrasındaki süreç dâhil, geçmişte yaşanmış darbe dönemlerinde bu kadar yoğun ve kapsamlı bir öğretmen kıyımı yaşanmamıştır. 12 Eylül darbecileri 3 bin 700 öğretmeni ihraç ederken, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edilen öğretmen sayısı 30 bini aşmıştır. Eğitimde yaşanan ihraçlar ve açığa alma uygulamaları sonucunda en az 1,5 milyon öğrencinin eğitim-öğretim hakkı bizzat hükümet-MEB uygulamaları ile fiilen engellenmiştir…”

DİNSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM POLİTİKASINA İTİRAZ EDENLER İHRAÇ EDİLİYOR…

“Görülüyor ki; Meclis’i devre dışı bırakarak, OHAL’i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapanlar, evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hareket etmek yerine, ülkeyi kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yeniden inşa etme sürecinde karşılarında duracak hiçbir örgütlü güç istememekte, darbe fırsatçılığı yaparak hareket etmektedir…” ifadeleri iler devam eden basın açıklaması şöyle devam ediyor; “Sendikal eylem ve etkinliklerin darbeyle hiç alakası yokken, Eğitim-Sen ve KESK üyeleri açığa alma ve ihraçlarla karşılaştılar. Öğrencilerin yaşam hakkı ve eğitim hakkı için yapılan bir günlük iş bırakma eylemi nedeniyle öğretmenlerin “Eğitim hakkını ihlal ettiğini” iddia edenler, öğretmenleri okullarından ve öğrencilerinden kopararak öğrencilerin eğitim hakkını engellemektedir. İktidarın laik-bilimsel eğitim karşıtı ve eğitimi dinselleştirmeyi hedefleyen eğitim politikalarına karşı çıkan, itiraz eden eğitim emekçilerinin darbe fırsatçılığı yapılarak cezalandırılmak istenmesi kabul edilemez. Ömürleri darbelere karşı mücadele ile geçen, her darbenin ardından en ağır bedelleri ödeyen eğitim ve bilim emekçilerini hedef haline getirenler, tamamen hukuksuz ve suç teşkil eden tutumlarından derhal vazgeçmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan talebimiz sendikal faaliyetlerimize ve yasalara saygılı olması, açığa alınan ve ihraç edilen öğretmenlerin öğrencilerine kavuşması için gerekli adımları atmasıdır…”

DİĞER SENDİKALAR ÜYELERİNE SAHİP ÇIKMADI…

Paksoy darbe süreci sonrasında açığa alınan ve ihraç edilen eğitimci sayısının 50 bini geçtiğini, KESK üyesi olmayan mağdur eğitimcilere sendikalarının sahip çıkmadığını belirterek, üyeleri olmasa da onlara sahip çıktıklarını ve sahip çıkmaya da devam edeceklerini belirterek; “Çünkü yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakârca görev yapan çok sayıda öğretmen, OHAL hukuku dayanak yapılarak gerçekleştirilen ihraçlar, açığa almalar, gözaltı, tutuklama, soruşturma ve sürgün gibi anti demokratik uygulamalar ile karşı karşıyadır. Eğitim sistemi, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir kaosa doğru sürüklenmektedir. Bütün baskı ve hukuksuzluklara karşı Eğitim Sen olarak, sadece öğretmenlerin değil, kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan, hakları gasp edilen, ihraç edilen, açığa alınan, sürgünlere ve soruşturmalara maruz kalan tüm eğitim emekçilerinin yanında olacağız…” dedi.

FAŞİZME VE KARANLIĞA ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ…

Eğitim-Sen Bodrum Temsilciliği tarafından yapılan ve Ahmet Paksoy tarafından okunan basın açıklaması şu ifadeler ile sona erdi; “Mücadeleyle, yapacağımız eylem ve etkinliklerle, hukuksal olarak, yurt içinde ve yurt dışındaki paydaşımız eğitim örgütleri ile dayanışmayla, mağduriyetler giderilene kadar çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Faşizme ve karanlığa asla teslim olmayacağız. Tüm eğitim ve bilim emekçilerini işimiz, mesleğimiz, iş güvencemiz ve geleceğimiz için dayanışmaya ve birlikte mücadeleye davet ediyoruz…”+