Bodrum Gündem

Bodrum’un Sosyete Kuaförü; AYTEN KARAKAŞ…

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (5)Sihirli ellere sahip Ayten Karakaş 48 yıldır Bodrum’da Hizmet Veriyor…

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

Kadınların iyi günde kötü günde vazgeçilmez mekânlarıdır Kuaför dükkânları. Özellikle kendilerini kötü hissettiklerinde ilk gidecekleri, nefes alıp rahatlayacakları yerlerdir. Bir psikiyatr veya psikoloğa gitmek yerine doğruca kuaförümüzün yolunu tutarız. Bir boya, manikür-pedikür, üzerine de okkalı bir kahve ve bolca sohbet eklediniz mi, değmeyin keyfimize. Çoğunlukla sırdaşımızdırlar, zira son derece ketumdurlar. Sadece üzüntülerimizi paylaşmaz kuaförlerimiz. Gittiğimiz düğünlerin, yemeklerin, eğlencelerin, günlerin-gecelerin en güzeli olduğumuzu hissetmemizi sağlayanlardır onlar.  Bodrum’da 48 yıldır mesleğini sevgiyle yapan, sihirli ellere sahip Kuaför Ayten’le iki lafın belini kırdık…

Minik elleri ile öğretmenlerinin resmi tören öncesinde saçlarını yaptığında henüz 8-9 yaşlarındadır. İşte o saçlar usta bir kuaförün elinden çıkmışçasına güzel olur. Küçük kızın işi gücü bu olmuştur resmen. Ne yapıp edip Bodrum’un tüm kadınlarının saçlarını da o yapmalıdır. Nitekim öyle de olur. Azmeder küçük yaşına rağmen… “İstanköy altı Bodrum, iki bakkal bir fırın, peynir ekmek yiye yiye ne ağız kaldı, ne burun…” dörtlüğüne bir de kuaför dükkânı ekleyecektir minik Ayten. Üstüne üstlük bir de nam yapacaktır, “Sosyete Kuaförü” diye…

Kalafatlardan Zeynep Hanım’la Mehmet Ali Demirci’nin dört çocuğunun en küçüğü olarak 1952 yılında Bodrum’da doğar Ayten. Ortaokul ikinci sınıfa kadar Bodrum’da okuduktan sonra, babası Almanya’da olduğu ve ağabeyi de İzmir’de okuduğu için o da ailesiyle İzmir’e gider okumak üzere ama Ayten’in aklı fikri kuaför dükkânlarındadır. Annesini zor bela ikna eder yaz tatilinde kuaför dükkânında çıraklık yapmak için…

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (6) “İlk İzmir’de başladım; orta ikiden orta üçe geçtiğim dönemde. 13-14 yaşlarındaydım. Ben burada ilkokuldayken öğretmenlerimin merasimlerde saçlarını, makyajlarını yapardım. Mahallede kızların saçlarını keser, düğünlere hazırladım. İlkokul 4.-5. sınıfta çok gelin başı yaptığım olmuştur. Çok meraklıydım. Dört kardeşiz; üç kız bir erkek. Babam inşaat ustasıydı ama Almanya’da Mercedes fabrikasında çalıştı. 64’te gitti, 69’da geriye döndüklerinde, beni de beraberlerinde Bodrum’a getirmek istediler. Fakat burada kuyumculuk yapan bir eniştem vardı, ona söz vermiştim okuyacağım diye.  Okuyup geldikten sonra beni bankalara sokacaktı. Eniştem, Bodrum’un ilk kuyumcusu, sarrafı Muammer Ezer. O sözü tutamadım ve Bodrum’a dönmek yerine orta üçüncü sınıfa geçtiğim yıl okulu bırakarak tamamen bu işe yöneldim.  O dönemde Bodrum’da kuaför olayı yoktu. Musa Gökbel’in annesi Fatma abla ile Saniye abla vardı saç kesen. Zaten Fatma ablanın lakabı da Ondüle Fatma’dır…”

 Şimdiler Sosyete Kuaförü olarak anılan Ayten, el becerisini Bodrum’da taş binaları ince ince işleyen babası ile her gördüğünü birebir yapabilen annesinden aldığını belirtmeden geçemiyor.  

“Kalfa olarak beş kuruş para almadan kazandığım bahşişlerle para biriktirmeye, kendi düzenimi kurmaya başlamıştım. Para almadığım gibi dükkânın bütün havluları ve müşterilerin giydiği önlüklerin yıkamasını ben yapardım. Hatay ve Karşıyaka’da çalıştıktan sonra Eşrefpaşa’da bir kadın kuaförünün yanına girdim.  Oraya geldiğim anda patron gibi oldum. Dükkânın kasası da bendeydi, sorumluluğu da. Daha 16 yaşımdaydım bütün bunları yaparken. 17 yaşımda Bodrum’a döndüm. Buraya 1969 yılında gelip dükkânımı açtığımda diplomam yoktu. Bir sene sonra gidip diplomamı aldım. İzmir’de yaşayan iki ablam vardı ve sırasıyla onlarda kalıyordum. Fakat mesai saatlerim uzun olduğu için sıkıntı çıkıyordu. Annemler de bunu duyunca beni Bodrum’a çağırdılar. Ben ustamın elini öperek ayrıldım oradan. Ustam çok iyi bir çalışan olduğum için tüm meslek sırlarını bana öğreterek gönderdi. O zaman perma ilaçlarını kendiniz yapıyordunuz, herkese verilmezdi bu sır. Ustam “Sana ana sütü gibi helal olsun bu sır” diyerek gönderdi beni. Ben o sırrı kullanamadan soğuk permalar çıktı kısa bir süre sonra…”

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (4)Bodrum’da baba evinin hemen önünde 3 metrelik bir banko, iki ayna ve küçük dolaplardan ibaret olan ilk dükkânını açtığında henüz 17 yaşındadır.

“Mesleğimle ilgili ne kadar alet edevat varsa bütün bu ihtiyaçları bahşiş paralarımla başlamıştım almaya dükkan açılmadan. Dükkânı açıp işe başladığımda babam dükkândaki çekmecelerinin gözüne “İşleyen demir ışıldar. – Mehmet Ali Demirci” diye notlar yazıp bırakmıştı. Ben mesleğe böyle başladım; ama müşteri olarak kimse yok Bodrum’da. Dükkânın önünden gelene geçene “gelin saçınızı tarayayım, gelin saçınızı keseyim, perma yapayım” diye çağırıyordum. Fakat çocuğum daha. 17 yaşında kim gelip otururdu koltuğa? Burada düğünden düğüne, permadan permaya, saç kesiminden kesimine gidiliyordu Ondüleci Fatma ablaya. Allah sağlık sıhhat versin kendisine. 69’un Kerbela Bodrum’unda bu işi gayretle sabırla bekledim. Özellikle bankada ve devlet dairelerinde çalışan hanımların saçlarını yaptım ve yavaş yavaş ismim tanınmaya başlandı.  İlk yaptığım gelin saçı, Samanyolu Pastanesi’nin sahibinin kızınınkiydi.  Kimya öğretmeni. Eşi vali oldu. 70’li yıllarda iki buçuk liraya saç kestiğim zaman bankadaki arkadaşlarım hafta sonları paramı verirdi ve hep bankada param olurdu. Bereket o zamandı. Şimdi milyonlar kazanıyorsunuz bir bereketi yok. Sonrasında ilk kez bir akrabamın kızını çırak olarak yanıma aldım ama o da hemen evlendi…”

Yanına çırak olarak aldığı kızların çoğu hala aynı yerde yarenlik ediyor Kuaför Ayten’e. Mesleğindeki mahareti patronluğuna da yansır.

“İlk elemanım Hanife’dir.  Yanımda çalışan elemanların 8 senelik olanı da var, 20 senelik olanı da.  11 yaşında yanıma çırak olarak girip de çoluğu çocuğa karışıp hala yanımda devam eden personelim var. Bu istikrarı sağlamamı eşim Yusuf Karakaş’a borçluyum. O dönemde Kumbahçe’deki Kalyon Otel’in işletmecisiydi. Otel işlettiği için bu konularda da son derece tecrübeli. Müşteri memnuniyetinin öneminin farkında ve kızlarımıza da bu konuda dönem dönem eğitimler verirdi. Hatta hala da vermeye devam ediyor. Kızlarla yaptığımız toplantılarda eşim her zaman; “Önce kendinizi müşteri yerine koyun. Sizler pırıl pırıl, mis gibi olacaksınız ve müşteri ile laubali olmayacaksınız, samimiyetinizi belli bir yerde tutacaksınız. Güler yüzlü olacaksınız, temiz olacaksınız. Çünkü birebir kişisel hizmet veriyorsunuz,” şeklinde tavsiyelerde bulunur. Yusuf’un, bizim işimizin bu kadar kaliteli olmasında büyük emeği var. Bu işin arka bahçesinde o var…”

 KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (2)1982 yılından itibaren Bodrum’da turizmin getirdiği hareketlilik tüm sektörlerde olduğu gibi kadınların kişisel bakımlarına da yansır. Farklı iki mekân deneyiminin ardından baba evini dekore ederek bugünkü yerinde hizmet vermeye başlayan Kuaför Ayten, geçen yılları şöyle anlatıyor;

“96 yılına kadar yine merkezde müşteri sayımın artması ile ben de o talebe uygun dükkanlara geçtim. İşe başladığımda iki koltuğum varken, ‘88 yılına geldiğimde koltuk sayımız 11’e ulaşmıştı. Eşim bana ‘88 yılında bir sürpriz yaparak Atatürk Caddesi’nde Kılıç İnşaat’ın yanında iki katlı bir yer almıştı. ‘96 yılına kadar orada çalıştım; fakat benim orada daha çok İstanbul müşterim geliyordu ve araç park sorunu yaşıyordu. Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkânıdır hesabı, biz de ‘96 yılından sonra baba evine dönüp şu an çalıştığımız yeri ihtiyacımıza göre revize ettik. Seksenli yıllarda turizm ile beraber Bodrum’a taşınanlar çoğaldı. İstanbul ve Ankara’dan gelenlerin rutin bakım yaptırmalarının ardından burada yaşayan yerli Bodrumlular da kişisel bakımın bir ihtiyaç olduğunu fark ettiler…”

Eğitimini yarıda bıraksa da mesleği ile ilgili kendini geliştirmekten geri kalmayan Kuaför Ayten, toptan malzeme aldığı firmaların tüm eğitimlerine katılır. Bu eğitimler aslında, onun bu günkü lakabı olan “Sosyete Kuaförü” ne götürecek yolu da çizmiş olur.

“Toptan malzeme aldığım firmaların mesleğimle ilgili olan eğitim seminerlerinin hepsine katılmaya gayret ettim. Eşimin bu konuda desteği çok büyük oldu. Bu tür eğitimlerde kuaförler birbirleriyle çalışıyorlardı. Genelde de büyük şehirdekiler ile beraber ortak müşterilerimiz oluyordu. Böylece İstanbul’daki kuaför müşterisi Bodrum’a gelirken isim olarak beni referans veriyordu. Benim şu anda büyük şehirlerden gelen müşterilerimin pek çoğu bu seminerler sayesinde oluşmuştur. En iyi reklam memnun kalan müşteridir. Arz talep kendi kendini buluyor zaten. Hala elinde bastonu ile gelen müşterilerim var. 48 senedir bilfiil Bodrum’da hizmet veriyorum…”

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (1)Mesleğe olan aşkının yanı sıra kendisini geliştirmekte gösterdiği çaba da yıllar içinde karşılığını bulmuş.

“Sadece yurtiçindeki değil, Yunanistan ve İtalya gibi yurtdışındaki eğitim seminerlerine de gittim. Hatta ‘74 yılında Kıbrıs’ta savaş vardı, ben yine de Yunanistan’a seminere gittim. Seminere gelen diğer arkadaşlar kürkler, takılar, ayakkabılar, elbiseler satın alırken ben mesleğim ile ilgili yeni çıkan ne varsa onların alışverişini yapıyordum. Yine ‘78 yılında Yunanistan’daki bir seminere gittiğimde Yunanlı bir aile ile 38 yıllık bir dostluğun da temelini attık. Kos’tan, Rodos’tan gelen müşterilerime hep bu dostluklar vesile oluyor…”

 Tüm müşterileri için bir iş takip dosyası açar Kuaför Ayten. Müşterisinin dükkânından içeri girdiği ilk günden, yıllar sonraki son bakım yaptırdığı tarihe kadar geçirdiği tüm aşamaları kayıt altına alırken o süreçte kendisine verilen sırları da hiçbir zaman ortaya saçmaz.

“Biz müşterilerimizin her biri için ayrı bir kart tutarız. Geldiği ilk günden son ziyaret tarihine kadar yapılan her türlü işlemi oraya not ederiz. Bazı müşterilerimiz “Ayten hanım iki yıkamada aktı bu boya. Beyazlarım hemen ortaya çıktı neden oluyor,” dediğinde, hemen o müşteri kart arşivimize başvururuz ve görürüz ki en az bir ay önce gelmiştir kişisel bakımı için. Bu düzen müşterimize güven de veriyor.

Bu mesleği yaparken biraz daha fazla kazanmanın ötesinde işimi daha iyi, daha kaliteli yapmanın derdindeyim. Sadece sohbet etmek, kahve içmek için bile dostlarımız, müşterilerimiz bizi ziyaret ederler. Terapi yeri gibidir burası. Ama bilirler ki anlattıkları onu dinleyende kalır. Onun güvencesini bilir, biz de gelen misafirlerimize kendilerini daha iyi hissedecekleri telkinlerde bulunuruz. Sosyetesinden sanatçısına pek çok müşterim var ve pek çoğunun da özel sırları bizde saklıdır. Hangi müşterimiz sıcak sever, hangisi soğuk, nereye oturmayı tercih eder, nerede huzurlu hisseder, bütün bunları biz gözlemliyoruz ve bir dahaki gelişinde onun daha rahat etmesi için elimizden gelen bütün çabayı sarf ediyoruz. Buradaki hizmetimiz sadece fön çekip saçına sprey sıkmaktan ibaret değil. Gelirken mutsuz olan pek çok müşterim, giderken hem ruhen hem de fiziken yenilenip teşekkür ederek ayrılır.  Kapıdan mutlu çıkan her müşteri bizim bütün günlük yorgunluğumuzu alıyor.  Kendi evimizde veya içimizde ne yaşadığımızın bir önemi olmamalı bu meslekte. Her daim güler yüz ve samimiyet gerektirir. Biz yıllardır hep bunu yaptık…”

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (9)Biri kız biri oğlan iki çocuğu olan Kuaför Ayten, kızının kendi yolundan gitmesinden son derece mutlu.

“İki çocuğum var; oğlum Hüseyin ve kızım Zeynep. Kızım bu meslekle ilgili İngiltere’ye gitmişti. Hem dil eğitimi aldı hem de bu meslekle ilgili özel eğitimler aldı. O daha çok makyaj ağırlıklı çalışıyor. Kızımın benim işimi devam ettirmesinden ayrıca mutluyum. Sonuçta burada yaklaşık 15 kişiyi istihdam ediyoruz. 40 yıllık emeğinizi öyle gözünüzü kapatıp herhangi birine de devredemezsiniz.  Bu mesleği ve bu müesseseyi kızıma bırakırsam gözüm arkada kalmaz…”

Bodrum’da adım başı kuaför dükkânı olmasının yanında genel anlamda işletme fazlalığı olduğunu belirten Kuaför Ayten, bunun, kimliği olan Bodrum’u bir yok oluşa doğru götüreceğini düşünüyor.

“Tabii ki nüfusla beraber Bodrum da büyüdü. Fakat Bodrum’un kimliği belli. Şu beğenmediğiniz Kos bile bunun çözümünü bulmuş. Belediyemizin, Ticaret ve Esnaf Odamızın bu konuya el atması gerekiyor. Bu sadece adım başı kuaför dükkânı olması meselesi değil. Çantacısı, avukatı, barcısı, lokantası o kadar çok kontrolsüz biçimde çoğaldılar ki, bunu belirli bir standarda oturtmamız gerekiyor. Eşimin ailesi Giritli. Tabiri caizse bir kahve içmeye bile gittiğimiz oluyor. Orada en az 10 sene sonra dükkân açmanıza veya yerleşmenize izin veriliyor.  Gece partilerini 12’de bitirirler, öğlen muhakkak bir siesta zamanı vardır. Ama insanlar bu kurallara uyuyor. Bizde ise tam tersi sabahın körü açıp gecenin geç saatlerine kadar çalışıyoruz. Biz bunları zamanında hep gündeme getirdik. Şimdi herkes şikâyet ediyor kazanamıyoruz diye…”

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (3)Sosyete Kuaförü Ayten olarak “Orası pahalıdır” imajıyla ilgili açıklamalarda da bulundu…

“Bizim mesleğimizin de müşterinin sağlığı, hijyeni için belirli standartlarda yapılması şart. Buna uyan kaç tane kuaför dükkânı var ki? Şimdi pedikür 50 liraya yapan da var 90 liraya yapan da.  Fakat bu arz talep, o kendi kendini buluyor zaten.  Örneğin saçı ile ilgili elinde hazır kalıp şablonlarla gelenlerle ilgili olarak, o saç o kişinin yüzüne uymuyorsa yapmıyorum. Müşterinin isteği tabii ki önemli ama eğer ona yakışmayacak ve sonunda doğru durmayacaksa bunu anlatıyorum ve daha da ısrar ederse yapmayacağımı söylüyorum, çoğunlukla da yapmıyorum. Saçı siyahtır bir anda sarıya dönmek ister. Bunları genelde kabul etmiyorum. Çünkü bile bile lades istiyoruz…”

Reklam bombardımanı altında bize dayatılan kozmetik ürünlerine karşı almamız gereken önlemleri de öğrenmeden bitirmek istemedik sohbetimizi.

Günümüzde doğal ve organik terimleri bu sektörde de çok kullanılmaya başlandı. İlk organikler çıktığından bu yana ben bu konuda tescilli ürünler kullanıyorum. 1997 yılından beri Fransız ürünü Kerastase kullanıyorum, çok da memnunum, müşterilerim de memnun. Bodrum’daki kadınların en büyük sıkıntılarından biri de sularımızın aşırı tuzlu olması. Ben dükkânımı ilk açtığım zaman bu problemi çözdüm. Ben onlara şöyle bir tavsiyede bulunuyorum; saçlarının son durulama suyunu temiz su, içme suyu olarak kullansınlar. Saçlara en son soğuk su tutmak gerekiyor saçınızın yıkandıktan sonra diri durması için. Uzun saç kullananlar sürekli topuz yapıyorlar iklimden de kaynaklı. Başlarını öne eğip tersten sert fırçayla tarasınlar. Böylece saç nefes alıyor…”

KUAFÖR AYTEN RÖPORTAJ (7) Son olarak bu mesleği seçen gençlerimize tavsiyeleriniz nelerdir?

“Bu mesleğe merak salan gençlerimiz çok şanslı. En azından okullarımız var, oralarda bu işin tekniğini öğreniyorlar. Bizim zamanımızda bu kadar alet edevat yoktu mesleğimiz ile ilgili. Bizler zor şartlar altında çalıştık.  Mesleğimiz kolaylaştı ama ruhlar rahata alıştı. Şimdikiler bizim kadar özverili değiller, her şeye daha kolay ulaşalım istiyorlar. Ama yetenekli mi? Yetenekliler. Ben diyorum ki bu işi yapacaksanız aşkla ve severek yapın. Yaptığınız her işten keyif alıyorsanız bundan daha büyük bir başarı yoktur hayatınızda…”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.