Bodrum Gündem

İSMAİL ÖZKAPLAN NAMI DİĞER KOCA PİLAÇİ TOPRAĞA VERİLDİ… (2002 yılında yapılmış Röportajı)

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-etti-24-Aralık-2017-(88)

Bodrum eski esnafı, kunduracılık mesleğindeki ustalığı ile bir döneme damgasını vuran ve Bodrum’da ortaokul açılmasına vesile olan 1929 doğumlu İsmail Özkaplan Nam-ı Diğer “Koca Pilaçi” yaşama veda etti.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Bir döneme mesleğindeki ustalığı ve saygınlıkları ile damgasını vurmuş Bodrum’un çınarları bir bir sonsuzluğa yola çıkıyorlar. 24 Aralık Pazar günü yaşama veda eden Bodrum’un kunduracılık mesleğindeki ustalığı ile bilinen eski esnaf “Koca Pilaçi” namı ile bilinen İsmail Özkaplan’da sonsuzluğa yola çıkanlar kervanına eklendi.

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-etti-24-Aralık-2017-(71)

Uzun bir süredir yaşamını evde geçirmek zorunda kalan koca çınar İsmail Özkaplan son bir haftadır yaşlılığa bağlı rahatsızlıkları nedeni ile iyice ağırlaştı. 24 Aralık günü yaşama veda eden 88 yaşındaki Özkaplan Aysel kaplan ile evliydi. Nurcemal, Özden, Hüseyin ve Erol adlı beş kardeşi daha olan İsmail Özkaplan’ın Halit, Barbaros, Ahmet ve Mehmet isimlerinde dört evladı vardı. İsmail Özkaplan’ın yaşamında en çok gelinlerine değer verdiğini söylermiş ve İsmail, Mert, Atilla, Ege, Yiğit, Mehmet, Denizhan ve Tanya isimlerinde yedi torunları ise onu hayata bağlarmış.

88 yaşında yaşama veda eden İsmail Özkaplan nam-ı diğer Koca Pilaçi için Kumbahçe Uğur Camiinde ikindi namazının ardından cenaze namazı kılındı. Cenazeye Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum Belediye Başkan Yardımcıları Taner Uslu ve Kemal Orman, Bodrum Belediyesi Meclis üyeleri, İYİ Parti Bodrum İlçe Başkanı Mehmet Onur Şahbaz, Bodrum Esnaf Odası Başkanı Erdoğan Başeğmez, Bodrum Kent Konseyi ve Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, 2009-2014 döneminde Bodrum Belediyesi CHP’li ve DP’li Meclis Üyeleri, ailenin akrabaları ve dostları ile Bodrumlu yurttaşlar katıldılar.

İsmail Özkaplan nam-ı diğer Koca Pilaçi, Bodrum Türbe mezarlığında toprağa verildi.

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-etti-1İsmail Özkaplan Nam-ı Diğer “Koca Pilaçi”

Yıllar önce Bodrum’da halkın geçim kaynağı tarımcılık ve hayvancılık. Bir de geçer akçe el işçiliği. Bunlardan biri de kunduracılıkmış. İsmail Özkaplan, Rodos’ta İtalyanlardan öğrendiği kundura yapımı ile Bodrum’da ustaların ustası olarak tanınan mesleğine aşık, sanatkar bir babanın oğlu.

Oda kunduracı ustası ama ünü Bodrum’u aşmış, tabiri caizse boynu kulağı geçmiş. Yetenekli, beş parmağında beş marifet varmış. İsmail Özkaplan, okuma imkânı kısıtlı kasabada yaşıtlarının kaderini paylaşmış. Bodrum’da ortaokul olmadığı için İlkokuldan sonra eğitimine son verip, baba mesleğine başlamış. Küçücük elleri ile deri parçalarını şekillendirirken çizdiği kara kalem resimlerle de dikkati üzerine toplamasını bilmiş. Oğlunun yeteneğini keşfeden baba Mehmet Özkaplan onun yaptığı Atatürk, İsmet Paşa gibi devlet adamlarının kara kalem resimlerini Bodrum sokaklarında gezdirirken gururlanırmış. Çünkü Bodrum’da bu işi yapan tek kişi, çocuk yaştaki oğlu İsmail’miş. Kunduracı dükkânı adeta resim galerisi gibiymiş. Küçük İsmail bir yandan kundura üretirken, bir yandan da kara kalem resimler çizermiş.

“Delikanlı İsmail’in günleri kundura yapımı resim çizimi ile dolu geçerken, denize de sevdalanmış ve balık tutmaya da merak salmış…”

İlçeye Ortaokul yapılmasında en büyük payı olan Bodrum’un renkli simalarından Hüseyin Biner’dir. Rumba lakaplı Hüseyin Biner bir gün telaşla dükkana gelmiş, oldukça da heyecanlıymış. İsmail Özkaplan o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor;

-“Hüseyin ağabey rüzgar gibi dükkana girdi. ‘İsmail Bodrum’a bakanlar gelmiş, parti binasında konuşma yapıyorlar. Ortaokul olmadığı için, Bodrum’da yetenekli çocukların okuyamadığını, örnek olarak ise seni gösterdiler. Resimlerinden bir kaçını al gidiyoruz…’ dedi. Apar topar Ankara’dan gelenlerin karşısına çıktım Onlar bana, ben onlara baktım. Resimlerimi incelediler. O gün ilçemizde Ortaokul olmadığı için okuyamayan çocuklardan biri olarak beni örnek gösterdiler. Sonra Bodrum’a Ortaokul yapılmasına karar verildi…”

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-ettiDelikanlı İsmail’in günleri Kundura yapımı, resim çizimi ile dolu dolu geçerken, denize de sevdalanmış ve balık tutmaya merak salmış. Bu yüzden cebinde oltaları da eksik olmazmış. Her erkek gibi İsmail’in de askere gitme zamanı gelmiş. Deniz kenarında doğan ve yaşayan delikanlıları Bahriye sınıfına alıyorlarmış. İsmail’de çakı gibi bir Bahriyeli olmuş. Askerliğini üç yıl İstanbul’da Bahriyeli olarak yapan İsmail Özkaplan, kıvrak zekâsı ile bakın kendisini nasıl kabul ettirmiş;

-“Çok sert bir Yüzbaşımız vardı. Bir gün karşısına çıktım, selam verdim. Komutanım ben ressamım, resminizi yapmak istiyorum dedim. Yüzbaşı şaşırdı ama bölüğünün grafiğini yapmam için görevlendirdi. Bu arada Barbaros Hayrettin Paşa ve bir Levent resmini çizdim, muhrip ve toplarla süsledim. Yüzbaşı’ya verdim, çok beğendi…”

Resim yapmanın yanı sıra asıl mesleği olan kundura mesleği olduğunu komutanların kulağına fısıldayınca da askerliğini çok rahat geçirmişti. Hatta komutanlarının izni ile kışlanın dışında ayakkabıya meraklı bayan müşteriler ile tanıştırılmış. İsmail Özkaplan, komutanının yolladığı bir tanıdığının evine gittiğinde kapıyı şık bir hanımefendi açmış; “Oldukça zengin ve güngörmüş olduğu, her halinden belli bir hanımefendinin yanına gittim. Genç bir Bahriyeliyi yanında görünce, bana pek güvenmedi…”

Ben iyi bir usta olduğumu söyledim ama inanmadı. “Hep böyle söylüyorlar…” dedi.

“Bana, Beyoğlu’nda, Atatürk’ün ve Bakanların ayakkabıcısı “İsmail Kemal” markalı bir ayakkabı gösterdi.  Neticede yaptığım ayakkabıyı hanım müşteriler çok beğendi bu benim başarımdı…”

Balkan harbinde İngilizlerle yarışmalara girmiş, dedesinin milliyetçiliği genetik olarak ona da geçtiği için gözü kara genç bahriyeli İsmail, Bodrumlu asker bir arkadaşının isteği üzerine kürek yarışmalarına katılmış ve ekip birinci olmuş. Bu vesileyle fotoğraflarından gördüğü yavuz gemisini de gezme fırsatını yakalamış. Bu da onun hiç unutamadığı anılardan biri olmuş. Çok rahat geçen askerlikten sonra baba ocağına dönen İsmail Özkaplan, Aysel Karataş ile evlenmiş. Artık aile reisi olarak sorumlulukları daha da artmış. Ancak Bodrum’da iş yapmak zor olduğundan, yaptığı ayakkabılara yeterince müşteri bulamaz olmuş. Bunun için Milas piyasasına açılmış. Ama orada da umduğunu bulamayınca, ürettiği ayakkabıları Muğla’ya götürmüş. Nafile, istediği satışı orada da yapamamış. Aile kalabalık ve erkek kardeşler de büyüyor, Bodrum’da ki iş hacmi aileyi geçindirmiyormuş. İsmail Özkaplan İstanbul’a gidip orada çalışma önerisini götürmüş, “Olur…” cevabı alınca da İstanbul’a gitmiş. Kısa süre içinde İstanbul piyasasında ismini duyuran İsmail Özkaplan’a en ünlü ayakkabı üreticilerinden teklifler yağmaya başlamış. O da iş hayatının dönüm noktasını oluşturmuş. Artık edindiği piyasaya üretimi Bodrum’dan da yapabileceğini düşünerek baba ocağına dönmüş.

“Bir tekne yaptım ki sormayım, bütün Bodrum’un bütün ustaları geldi. Benim teknemin durumu halil mutlu gibi, ufuk tipli, ama çok güçlü. Denizcilikte bu kadar güçlü yok…”

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-etti-2Bu arada eski deniz sevdası kabaran İsmail Usta kendine bir tekne almak için kollarını sıvamış. Teknenin tüm çizimlerini de kendi yapmış. El emeği alınteri ile yapılan teknesine büyük özen gösterdiğini anlatırken gözleri parlayan 1929 doğumlu Bodrum beyefendisi İsmail Özkaplan; “Bir tekne yaptım ki sormayın, bütün Bodrum’un ustaları görmeye geldi. Benim teknenin durumu, Halil Mutlu gibi ufak ama çok güçlü. Denizcilikte bu kadar güçlü tekne yoktu…”

Teknesi ile mavi sulara yelken açtığında her şeyi unuttuğunu, tek düşüncesinin balık tutmak olduğunu söyleyen İsmail usta, meslek hayatına da “Ben artık İhtiyar Balıkçıyım…” diyerek noktayı koymuş. Eşi Aysel hanım “Çok şanslıyım, Milli Piyango’nun bütün ikramiyesi bana vurdu…” diyerek yuvasında ki mutluluğu açık yüreklilikle paylaşırken, ailenin manevi zenginliği dört çocukla daha da artmış.

ismail-özkaplan-koca-pilaçi-vefat-etti-24 Aralık 2017 (6)İsmail Özkaplan’a çocuklarını sorduğumda kanayan yarasına dokunup, acısını tazeleyeceğimi nereden bilebilirdim. Dört erkek evladından biri Mehmet’i, motosiklet kullanan bir canavara kurban vermiş. Evlat acısı kolay kolay bastırılacak bir acı değil. Hele bu yaşta. Bu acı ile yaşama tutunmaya çalışan İsmail ustanın en büyük destekçisi eşi Aysel hanım, çocukları, gelinleri ve torunları. Gene de eski toprak ailenin direği, dimdik bir ulu bir çınar gibi hala ayakta…

Bu röportaj Çetin Akant tarafından 2002 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu röportaj Bodrum Gündem Dergi’nin ilk sayısında  (Ekim 2016) yeniden yayınlanmıştı.  

 

Yorumlar

  1. fikret karataş dedi ki:

    Yıl 1969. Aralık ayı, güneşli aydınlık bir gün. Kardeşin Erol, Alio ve ben, alargadaki şamandıra etrfından topladığımız parakete (paragadi) , bir müren (izmirna) ve hatırı sayılı bir sinarit ile dönerken , arkadan o güzel kayığın ile yaklaştın ve “Atmayın o müreni ben onunla bu akşam rakı içeyim” dediğinde tanıştık. Sonra sürdürdük dostluğu. Oğullarını bu günkü dükkanı üstündeki küçük üretim evinde Mehmet amca (ben ona Gandi derdim) sıkça bir araya gelip zevk ve hayranlıkla izlerdim sizlerin emek harcamasını. Güzel insandı , güzel dostluğumuz oldu. UMUYOR VE DİLİYORUM, GİTTİĞİN YERDE ALIN TERİYLE KAZANANLARIN TOPLANDIĞI RAHMET ODAĞINDA SANA DA YER AYRILMIŞ OLSUN VE RAHMETTEN OLABİLDİĞİNCE NASİPLENESİN.
    Rahmet diliyorum. Kalanlar sağlıklı ve yaşasın yaşasın.Başları saĞ olsun. EMİR ALLAH’IN!…