Bodrum Gündem

DÜŞÜNENLER ÖLDÜRÜLMESİN, ÖLDÜRÜLENLER UNUTULMASIN…

Başlıksız-124 Ocak 1993’te, otomobiline yerleştirilen bombanın infilak etmesiyle hayatını kaybeden Gazeteci, Yazar Uğur Mumcu için yurdun dört bir yanında çeşitli anma etkinlikleri düzenlenirken Bodrum’da da unutulmadı.

Bodrum Gündem Haber

Öğlen saatlerinde Bodrum Belediye Meydanında yapılan anma etkinliğine CHP İlçe Başkanı Recai Seymen, Belediye Başkan Yardımcısı Taner Uslu, Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Av. Cavidan Karaöz Özyiğit, ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı, sivil toplum kuruluş ve çok sayıda vatandaş katıldı.
UĞUR MUMCU 25. YIL ANMA ETKİNLİĞİ (11)Anma töreninde basın açıklaması yapan CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, araştırmacı gazeteciliğin temsilcisi, özgür ve bağımsız Türkiye sevdalısı olarak betimlediği Uğur Mumcu’nun arkasında bir keskin kalem ve bir kırık gözlük bırakarak aramızdan ayrıldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti “Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetinin, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu olan bu usta kalem hain ve karanlık güçler tarafından katledildi. Aradan geçen 25 yıla karşın bu cesur yüreği, bu cesur kalemi susturan terör eyleminin arkasındaki karanlık ve kanlı eller hala ortaya çıkarılamadı. Neden? Neden susturuldu bu cesur kalem? Çünkü Uğur Mumcu daima Cumhuriyetin ve kurumlarının tehdit altında olduğunu yazardı, bir sürü tehditlere rağmen yolsuzlukların üzerine yürüdü. Baskıya tehdide aldırmadan canı pahasına kalemini satmadı, kalemini susturmadı. Günümüzde hala aydınlatılamayan ya da aydınlatılmak istenilmeyen cinayeti ülkemizin adalet, hukuk ve güvenlik sistemi açısından derin bir yaradır.”

Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Ahmet Taner Kışlalı, Ümit Kaftancıoğlu, Ali Gaffar Okkan’ı katledenlerin karanlık güçler olduğunu ve çağdaş, laik, demokratik ve Tam Bağımsız Türkiye düşüncesini paylaşan milyonların Uğur Mumcu ve diğer devrim şehitlerinin ve onların aydınlattığı yolda yürümeye devam edeceklerinin altını çizdi.

ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı da “Bizim bir görevimiz var, bundan böyle özgür ve aydın bir Türkiye için uğraş veren herkesin yanında olmak, onlarla birlikte olmak, sesini çıkaramayanların da sesi olmak görevimiz” dedi.

UĞUR MUMCU 25. YIL ANMA ETKİNLİĞİ (14)“İnsanlar  Sadece Konuştukları Şeylerden Değil, Sustuklarından da Sorumludur”…

Saraçbaşı’nın ardından günün anlam ve önemine ilişkin bir açıklama yapan Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Av. Cavidan Karaöz Özyiğit’in basın açıklaması şu şekilde;  Ortak vicdanımızın karanlık güçler tarafından katledilişinin üzerinden  bu güne 25  yıl geçti. Yaşamları  boyunca verdikleri mücadele,yaptıkları ve yazdıkları  ile Uğur Mumcu  ve diğer katledilen tüm  aydınlarımız için  en uygun tanım,halkın vicdanı sözcüğüdür.

Türkiye’nin kuruluş,varoluş felsefesinin,Atatürk ilkelerinin ve çağdaş değerlerinin    simge ismi  Uğur Mumcu’nun  katledilişinin üzerinden geçen 25  yılda  yaşananlara baktığımızda, ülkemizin içinde bulunduğu durumu  gördükçe, Uğur Mumcu ve diğer aydınlarımızın  niçin hedef seçildiğini daha iyi anlamaktayız.

Ulu Önder  Mustafa Kemal Atatürk’ün kazandırımlarının, ülkemiz için yaptıklarının tartışılır hale geldiği,hakarete varan sözlerin sarf edildiği ve yargının gözü önünde cereyan edentüm bu söylemlerin bir hakmış gibi gösterilmeye çalışıldığı günümüzde, demokrasi haftasının bu yıl ki teması olan UYAN GAZİ KEMAL’in kullanılması da ayrı önem taşımaktadır.

Anayasa ve hukuk tartışmaları hepimizinbildiği gibi yeni tartışmalar değil. Mevcut hukuk sitemi ile gelinen noktaya baktığımızda, eğer bir ülkede anayasa ve hukuk tartışılıyorsa,hukuk devleti tartışmaya konuysa,yargının bağımsızlığından endişe duyuluyorsa,yargı sesini çıkaramıyorsa,sistemde aksaklık yoktur,sistem  çökmüştür.UĞUR MUMCU 25. YIL ANMA ETKİNLİĞİ (12)

Türkiye gerçekten bir hukuk devleti midir? Uğur Mumcu‘nun anlatımı ile konuya ışık tutmakta yarar var. Şöyle diyordu Mumcu; Türk; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasalarına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri usulüne göre yargılanan, Fransa idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir.‘

Eğer bugün  Uğur Mumcu yaşasaydı, günümüz için  bu söylemine ekleyeceği  bir  şey de  şu olurdu;Türk;kanun Hükmünde Kararnameler ile yönetilen,önce  cezalandırılan,sonra yanlış olmuş denilip,cezası kaldırılan,ödüllendirilen,en acısı da ne olduğunu bile fark etmeyen,fark etse de sesi çıkmayan,sesini çıkartamayan  kişidir.İnsanlar  sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludur.

Unutulmasın ki hepimiz, hangi görevde olursak olalım, hangi siyasal düşünceyi savunursak savunalım, tarih denilen büyük yargıcın karşısında tek tek sorumluyuz. Uğur Mumcunun yıllar önceki tespitindeki gibi,Bir takım insanların, bir takım partilerin suç işleme ayrıcalıkları yoktur.Böyle bir ayrıcalık varsa devlet sözcüğünü kaldırıp atalım.”Bizim ülkemizde orman kanunları yürürlüktedir,biz güçsüz bulduğumuzun üstüne yürürüz” diyelim olsun bitsin.

Tarihe “keşke bu olaylar olamasaydı” mantığı ile bakılmaz. Bu olaylar yaşanmış; doğru ve yanlış yönleriyle artık geçmişte kalmışlardır. Bu olayları yeniden yaşamaya ve sonuçları değiştirmeye olanak yoktur. Önemli olan bu olaylardan -bu olayları bütün yönleriyle inceleyerek- bugünler için kalıcı dersler çıkarmaktır.

Uğur Mumcuyu anlamak için,Uğur Mumcuyu tanımak gerekir.Yazdığı yazılarla bugünlere de ışık tutan Uğur Mumcu; akademik disiplinden gelen seçkin bir hukukçudur. Demokrasinin, hukuk devletinin, düşünce özgürlüğünün yılmaz savunucusudur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinin, Atatürk ilkUĞUR MUMCU 25. YIL ANMA ETKİNLİĞİ (9)elerinin ve çağdaş değerlerinin çizdiği kavganın öncülerindendir. Bu sayılanların eksiksiz uygulanıp yaşanabilmesinin ön koşulunun özgür, bağımsız bir vatan olduğunun bilincinde olan,bunu tüm yazıları ile açıkça,çekinmeden ortaya koyan bir yurtseverdir.

Gazeteciliğin, halkın sağlıklı bilgi alma, kamuoyunun özgürce oluşmasına katkı verme sorumluluğunu taşımak olduğuna inanan, yaşamı boyuncu bunun kavgasını veren, kalemi güçlü ,korkusuz bir gazetecidir.

Kurtuluş Savaşıyla ulaşılıp Lozan’da tescillenen ulusal bağımsızlığın, laik demokratik düzenin manevi mirasçısı, sakıncalı piyadesidir. Mazlumların safında, emperyalizme karşı mücadeleyle geçen kısa ama onurlu bir yaşamdan bu gün için de alınacak dersler vardır.

Bizler aynı onun söylediği  gibi,dün olduğundan fazla,ulusal kurtuluş savaşına ve bu savaşın yüce komutanı gazi Mustafa Kemal Atatürk’e inançla bağlıyız.  İlerici düşüncemizin odağına “Kemalist” düşüncenin kutsal bağımsızlık harcını koyarız. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı benimsememiş düşünce ve akımlarla hiç ama hiç bağdaşmayız.

Bu ülkenin halkı üzerinde kimsenin egemenlik kurma hakkı yoktur; ama bu ülkeyi başkalarına el açmadan geçindirmek ve yaşatmak da bizlere  düşen bir görevdir. İşte Atatürk budur, Atatürkçülük budur.

Bizler,Uğur Mumcu ve katledilen diğer aydınlarımızın ölümleri pahasına savunduğu  değerleri savunmaya devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyururuz.  Düşünenlerin öldürülmemesi, öldürülenlerin hiç unutulmaması dileğiyle “

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.