Bodrum Gündem

SPORDA DİSİPLİN/Celal Gürsoy Bodrum Gündem yazıları…

2017 Racice celal gürsoy sporda disiplin

Antrenman gurubumdan bir kaç kişi değişik zamanlarda uyguladığım askeri disipline hayran olduklarını, bu müthiş disiplinli ekibin bir parçası olmaktan dolayı çok mutlu olduklarını söylemişlerdi.

Ne demek istediklerini anlamıştım ama kullandıkları benzetme hatalıydı. Benim uyguladığım “askeri disiplin” değil sadece “spor disiplini” idi.

Ben askerliğimi İzmir-Narlıdere’de yapmıştım. İlk günlerde milli sporcu olduğum anlaşılınca takımın sabah sporunu benim yapmam emredildi ve ilk birkaç gün üstlerimiz tarafından yaptırdıklarım izlendi. Sonra çalışmanın askeri disipline çok uygun olduğu anlaşılarak komuta bana bırakıldı. Anlaşıldığına göre askere gitmeden önce de bu disipline sahipmişim.

Yıllarca yarışçı olarak yetişen sporcularda fark etmeden kazanılan bir özellik olduğu için uzun zaman geçse de kaybedilmeyen bir hareket modeli olmuş anlaşılan.

Sabah antrenmanı saat altıda başlayacak denildi mi bunun üzerinde fikir yürütülmez, o saatte kayıkhanenin önünde suya inmeye hazır olurduk. Gecikmek diye bir mevhum yoktu.

Gerçekten de şimdi düşününce o kadar yıl boyunca antrenmana geç gelen bir kişi hatırlamıyorum. Ertesi gün için maddi manevi bir problemi olan varsa ekip bunu kendi arasında çözer, her şeye rağmen antrenmana saatinde çıkılırdı. Programın tam olarak uygulandığı, verimli bir antrenman sonunda moraller ve özgüven yüksek olurdu. Kısacası mutlu olurduk.

Uzun kamplar arasında bazı günler antrenörümüz sabah antrenmanından sonra akşam yemek saatine kadar izinli olduğumuzu söylerdi. Akşam antrenmanı yapılmayınca içimizde bir eksiklik olur, ertesi sabah küreklere özlemişçesine daha sıkı asılırdık.

Bu duygularımı spor disiplini içinde bu yaşımda benden sonrakilere anlatabilmiş olmak güzel bir şey.

Umarım sporun doğal disiplini içinde uyulması gereken adap ve edep de dikkatten kaçmamıştır.

Sporda dedikodu, iftira, çamur atma gibi dış dünyada çok rastlanan hareketler ve konuşmalara yer yoktur. Bu gibi davranışlarla rakibini küçük düşürerek bir kazanç sağlamayı hayal edenler hiçbir yarışı kazanamadıkları gibi gerçek sporcu da olamazlar.

Şike, doping gibi yollara sapanları idari yönetimler spordan men ederlerken rakiplerini dedikodu yoluyla çelmelemeye çalışanları da spor dünyası dışlar.

Ulu Önderimiz Atatürk’ün “ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” cümlesi hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Gerçek sporcu bileğinin gücü ile kazandığı başarılarla övünür. Başka yollarla başarı kazanmaya çalışanlar kendilerini öyle veya böyle spor dünyasının dışında bulurlar.

Spor insanları eler.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.