Bodrum Gündem

EGE BU YAZ BODRUM’DA FIRTINA GİBİ ESECEK…

ege bodrum tudorsta sahne alacak (5)

“Yaz Aşkım” şarkısı ve geçtiğimiz yıl yayınlanan “İsyan” adlı kitabı ile tanınan Ege yaz boyunca Bodrum’da sahne alacak. Ege Perşembe akşamları, Bodrum Marina’da bu yıl hizmete giren Tudors adlı mekanda sahne alacak.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem Söyleşileri

Mütevazi tavırları ve yaşamı ile tanınan sanatçı Ege yaz boyunca Bodrum’da Tudors’ta sahne alacak.

Ege 1994 yılında “Yaz Aşkı” şarkısı ile tanınmıştı. Daha sonra sırası ile 1995 yılında “Senden Uzak”, 1997’de “Sevildiğini Bil Yeter”, 2000’de “Sevdanın Denizinde”, 2001’de “Aşkların En Güzeline”, 2003’de “Sonsuza Kadar”, 2006’da “Bir İzmirli’nin Not Defterinden”, 2008’de “Karnaval” ve 2010’da da “Suya Düşen Sesler” adlı albümlerini çıkardı. Ege mütevazi bir yaşam süren, entelektüel bir sanatçı.

Besteciliği ve ses sanatçılığının yanı sıra, aynı zamanda da bir yazar.

Bu yaz boyunca Bodrum’da yaşamını sürdüreceğini ve Tudors’ta sahne alacağını söyleyen Ege, özel yaşantısı ile ilgili sorumuza “Çok mutluyum, çok huzurluyum…” şeklinde yanıt verdi. Ege ile Bitez’in en özel mekanlarından birisi haline gelen Çakır Meyhane işletmecisi Sinan Durukan sayesinde tanıştık. Söyleşimizi de Çakır Meyhane’nin bahçesinde kahvemizi içerek gerçekleştirdik. Söyleşimize başlamadan önce, kısa bir süre önce hazırladığı, söz ve müziği kendisine ait olan “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” adlı marşını ve klibini izledik. “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” adlı marşı dinlerken tüylerim diken diken oldu adeta.

O klasik soru ile başladık söyleşimize. Yaz boyu Bodrum’dasınız ve Bodrum’da yaşamınızı sürdüreceksiniz. Neden Bodrum?

“Ben aslında Marmarisçiyim. Bodrum’dan iş teklifi gelince yönümüz Bodrum’a döndü. Yaz boyu gerçekleştireceğimiz konserlerimizin büyük kısmı Bodrum çevresinde ve Marmaris civarında. Diğer yandan ikinci kitabımın da son bölümüne geldim ve Bodrum’da çok rahat üretebiliyorum. Bu nedenle de Bodrum’u tercih ettik…”

Bestecilik, söz yazarlığı, şarkıcılık ve şimdi de yazarlık?

“Yazarlığı çok sevdim. İki sene önce İsyan adlı kitabıma başlamıştım, geçen yıl yayınlandı. Geçen yıl da ikinci kitabıma başlamıştım, o da bitmek üzere. Evet bestecilik yönünden çok tatmin oldum ama yazarlık çok daha büyük bir kurgu. Kendimi çok daha iyi hissediyorum yazarken, geliştiğimi düşünüyorum. Kendimi yeniden tanıyorum ve seviyorum. O yüzden sanırım üçüncü kitaba da başlayacağım…”

Bodrum üretmek için çok ideal bir yer mi?

“Kesinlikle çok ideal bir yer. Buranın başka bir büyüsü var. Büyükşehirler artık bir karmaşa bir kaos. Hayat kalitesi dediğimiz şey aslında çok lük yaşamak, lüks yemekler yemek, lüks kıyafetlere sahip olmak değildir. Eğer kendine zaman ayırabiliyorsan ve bu ayırdığın zamanda mutlu oluyorsan, kaliteli bir yaşam sürüyorsun demektir. Bu nedenle Bodrum çok doğru bir mecra…”

ege bodrum tudorsta sahne alacak (1)Tamamen yerleşmeyi düşünür müsünüz?

“Eğer uygun bir lokasyonda yaşayabileceğimiz bir yer bulabilirsek, rahatça üretebileceğim bir yer senenin 7-8 ayını burada geçirebilirim. Tam yerleşmek çok zor. Çünkü ürettiklerini paylaşabileceğin asıl yerler büyükşehirlerdir, yani İstanbul. Yayıncılar, yayınevleri orada, yapımcılar, stüdyolar orada. Medya merkezleri orada. İstesen de istemesen de yaptığın işin hakkını verebilmek adına büyükşehire gitmek zorundasınız. Ama Bodrum bizim ikinci evimiz oldu…”

ege tudorsBodrum’da sadece deniz, güneş, kum olmaz. Çalışmakta lazım değil mi?    

“Ben önce şu anda bulunduğumuz mekandan söz etmek isterim. Aslında buraya otel olarak gelmiştim. Sonra önündeki Çakır Meyhane’yi keşfettim. Burada herkes birbirini tanıyor, çok samimi bir ortam var. Sanki burası bir toplanma yeri gibi. Son derece huzurlu, barışçıl bir mekan. İnsanlar burada birbirlerine laf atıyorlar, sonra masalar birleşiyor. Zaten bizim de aradığımız bu tür dost ortamları değil mi? Bodrum’da yazları müzik yapabileceğimiz yerler doğal olarak Ege ve Akdeniz. Ben orkestramla birlikte geldim. Böylelikle onlar da bir yandan tatil yapmış oluyorlar. Konser için yaptığımız seyahatlarımız çok yorucu. Son 15 günde 10 bin km. yol yaptık. Önce Yunanistan, sonra İstanbul, sonra Bodrum, sonra Roterdam’da iki gün konser. En son hiç uyumadan gel ve seçimde oy ver. Bodrum Marina’da çok iddialı bir kulüp olan Tudors’ta sahne alacağız. Nefis bir kulüp. Çalışan personel, ses sistemi ve ambians tek kelime ile mükemmel. Çok iyi müzisyenler ile çalışıyorlar. Önemli sanatçılar sahne alıyor. Böyle bir teklif gelince doğrusu bende mutlu oldum. Çünkü şarkı söylemek benim için bir meditasyon. Hepimiz gün içinde bir çok olaylar yaşıyoruz, haberlerle boğuşuyoruz. Bunlardan kurtulmanın en iyi yöntemi, benim için şarkı söylemek. Yılların deneyimi ile olsa gerek, bizi dinlemeye gelenlerin de yaşanılan o karmaşadan, kaostan ve o günlük boğuşmadan iki saatlik eğlenme ile hep birlikte kurtuluyoruz. Ki bu asla kopma değil onu da özellikle belirtmeliyim…”

Siz sahnede sadece şarkı söylemiyorsunuz değil mi?

“Evet sadece şarkı söylemiyorum, sahne de hikayeler de anlatıyorum. Günlük başımıza gelen olayları da anlatıyoruz. Hep birlikte gülüyoruz ve eğleniyoruz. Bu şekilde Tudors’ta da bir toplanma alanı yaratılmış oluyor…”

Kimler için müzik yapıyorsun. Gençler mi, orta yaş mı, her yaşa uygun müzik mi?

“Canlı müzik katagorize olmuş durumda. Her jenerasyon kendi müziğini oluşturabilir. Aslında ben ciddi müzik yapan bir adam değilim. Şarkılarımda kendimle bile dalga geçebiliyorum. Sonuçta ne iş yaparsan yap, insansın. Kızıyorsun, gülüyorsun, aşık oluyorsun, seviyorsun, kıskanıyorsun. Bazen kendine acıyorsun. İşte bu özel durumlarını insani taraflarını şarkılarda anlatabiliyorsan o şarkılar özel olabiliyor. Zorlayarak değil, yaşamın doğal akışını anlatabildiğin zaman şarkılarında, insanlar işte o zaman kendilerinden bir parça buluyorlar şarkılarda. Fakat artık 18’li yaşlara inmemiz zor. Çünkü sokağın dili çok hızlı değişiyor. Çocukların kendi aralarındaki mesajlarını anlayamıyoruz artık. O nedenle 18 yaşındaki dinleyiciyi yakalamaya çalışmak bence boşuna enerji kaybı. Benim felsefem; ben benim dinleyicim ile beraber büyümeyi tercih ediyorum…”

Biraz önce dinlediğimiz “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” adlı marş ve çok özel görüntüler ile bezenmiş bir klip. Bu fikir nasıl doğdu?

“Atatürk İzmir’e ilk geldiğinde mola verdiği Bornova’da kahve içmiş. Atatürk’ün İzmir’i ilk gördüğü yer. Aslında Kurtuluş Savaşı 19 Mayıs’ta başlamış diye kabul edilir, ama ben Kurtuluş Savaşının ilk başladığı tarih olarak 15 Mayıs Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşunla İzmir’den başlamıştır. 9 Eylül’de de İzmir’de bitmiştir. Orada izlediğim belgesel görüntülerden çok etkilendim. 8 Eylül akşamı Yunan Ordusu kaçarken, Bornovalılar sokağa çıkarak kutlama yapmaya başlıyorlar. “Mustafa Kemal’in Askerleri Yunan’ı yendi. Yunan kaçıyor…” diye bağırıyorlar. Mustafa Kemal’in Askerleri oradan geliyor. İşgal döneminde biliyorsunuz Türk bayrağı taşımak yasak. Eğer Yunan askerleri bayrak bulurlarsa, kurşuna dizerek infaz ediyorlardı. Askerleri karşılamak için bayrak yok. Ne yapıyorlar; ellerindeki kırmızı beyaz pazenler, basmalar ile bayrak dikiyorlar ve askerleri öyle karşılıyorlar. Buradaki iki kavram beni çok etkiledi. Biri bayrak, diğeri de Mustafa Kemal’in Askerleri. Bunu bir marş yapayım dedim ve Bornova Marşı yaptım. Ama olay çok büyüdü ve “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” marşı haline dönüştü…”

Bu militarizm anlamına gelmiyor mu?

“Hayır bu kesinlikle militarizm anlamına gelmiyor. Bu aslında medeni hukuktan tutun, Cumhuriyet devrimlerine kadar bir çağdaşlaşmanın simgesidir. Mustafa Kemal’in bizlere bıraktığı kazanımlardır burada anlatılmak istenen. Bizim askeri olduğumuz şeyler devrimler ve Cumhuriyetin bize getirdiği kazanımlara sahip çıkmaktır…”

Anladığım kadarı ile yaz dönemi yoğun geçecek.

“Evet yoğun bir yaz dönemi. Temmuz ayında 13 tane konser var. Belli bir yaştan sonra kendine kaliteli zaman ayırman gerekiyor. Spor yapmak gerekiyor. Ne yaparsan yap mutluluğu, zarafeti ve umudu koyabilmen gerekiyor. Bunları başarabiliyorsan hayat gerçekten çok güzel. Kaç para kazandığın değil, hayatını nasıl kurguladığın önemli olan…”

Ben aslında ekonomi muhabiriyim ama sana magazinel bir soru da sormam gerekiyor. Yoksa okuyucularımız niye sormadın diye eleştirirler. Özel hayatın nasıl gidiyor?

“Çok güzel. Çok mutluyum, çok huzurluyum…”

Benim için tatmin edici bir yanıt. Tamamdır başka sorum yok…

Ege müthiş bir adam. Çok dost canlısı, mütevazi ve entelektüel bir adam. Üstelik beni kırmadı ve magazin soruma bile yanıt verdi.

ege bodrum tudorsta sahne alacak (7)EGE’NİN İLK KİTABI İSYAN…

Ege’nin 10 parmağında 10 marifet. Besteciliği, söz yazarlığı ve ses sanatçılığının yanı sıra “İsyan “adlı kitabın da yazarı. Şimdilerde ise ikinci kitabının sonuna gelmiş ve yayın hazırlıkları başlamış bile. Ege’nin kitabı İsyan; “Cumhuriyet değerlerine ve devrimlerine sonuna kadar sahip çıkan şiir tadında adalılar…
Küçük bir adada, masal tadında hayatı paylaşırken, farklı yolculuklara sürüklenen dört gencin dostluk dolu hikâyesi. Şenlikli gülüşüyle iklimleri, renkleri, kokuları değiştirebilen Gülhan ve ona âşık üç arkadaş:

Hayata karşı ölümüne öfkeliyken yalnızca onun yanında gülümseyebilen Dimitri, sahip olduğu her şeyi Gülhan’ın önüne sermeye hazır olan Ferit ve diğer çocukların yanında şansı olmadığına inandığı için arkadaşlığına razı olup onu etkilemek için yemek yapan İsyan. Duyduğu aşkın rüzgârıyla ülkeler, kıtalar değiştiren, hayatına giren kadınlarla gerçek kimliğini bulan, mutfağın dâhisi İsyan.
Vatanı toprakta değil sevdiğinde bulan, umudu dışarıda değil kendinde arayanların yolculuğu…”

ege bodrum tudorsta sahne alacak (111)

TUDORS HAKKINDA…

Ege ve Sarper Semiz yaz boyunca Bodrum’un en özel mekanlarından birisi olan Tudors’da sahne alacaklar. Tudors işletmecisi Engin Özbek’e sordum;

Neden Tudors?

“Bodrum, Türkiye’deki tatilin tek adresi ve tek markası olmak yolunda taviz vermeden popüleritesini  korumakta… 

Merkez, her yerde olduğu gibi burada da 12 ay yaşayan ve hareketin bitmediği yer olması nedeni ile Marina ve çevresi her sene yenilenerek,  yeni işletmelerin de hizmete  girmesi ile en çok misafir ağırlayan yer rekorunu elinde tutuyor…

Eğlence sektöründe Tudors markasını yaratan Berkant Polat, Antalya’dan sonra Bodrum’da da özlenen Rock Bar konseptini kafe ve restoranla harmanlayarak 3 kat üzerine kurulu, detayların özenle işlendiği ve doğru  fiyat politikası ile başarılarına bir yenisini daha ekledi…” dedi.

Sordum; Neden Tudors Bar?

☆ Bodrum’da bugüne kadar görülmemiş dekoru ile kendine hayran bırakan bir yer olduğu için

☆ Canlı müziği hiç bu kadar eğlenerek dinlemediğiniz için

☆ Sevdiğiniz grupları Bodrum’a getirdiğimiz için…” dedi.

ege bodrum tudorsta sahne alacak (12)Sordum; Neden Tudors Cafe?

☆ Bodrum marinanın en güzel yerinde olduğu için

☆ Hiç sıkılmadan keyifle zaman geçirebileceğiniz için

☆ Lezzetli yemekleri için…” dedi.

Peki Neden Steak by Tudors?

☆Bodrum’un güzel manzarasını yukarıdan görmek için…

☆Yemeğinizi yerken rahat sohbet edebileceğiniz için

☆Sıcak mimarisi ve samimi ortamı için

☆Karar vermekte zorlanmayacağınız lezzetler olduğu için…” dedi.

Tudors İşletmecisi Engin Özbek sözlerini “Biz Bodrum’u çok seviyoruz, işimizi çok seviyoruz, önümüze bakarken uzağı da görüyoruz. Sizlerle birlikte kocaman Tudors Ailesi olmayı diliyoruz…” şeklinde tamamladı…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.