BODRUM TRAFİĞİ ARAPSAÇI, PEKİ NASIL ÇÖZÜLÜR?

Bayramlarda Bodrum nüfusu bir milyona yaklaşır. Bu ekonomik açıdan çok önemli kazanımlar anlamına gelse de, ister istemez altyapı yetersizliği bir taraftan, diğer taraftan da hizmet kalitesinde de düşüşe neden olmaktadır.

Bir diğer önemli sorun ise trafiktir.

Son yıllarda sadece sezonda değil, sezon dışında da Bodrum trafiği giderek büyük bir sorun haline geldi.

Bodrum trafik sorunu ve çözüm önerileri için geçmiş dönem Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun ile kısa bir söyleşi yaptık. Mehmet Tosun trafik ve ulaştırma konusunda yüksek lisans yapmış ve Torba ile Turgutreis Karayolu’nu incelemiş ve tez konusu yapmış.

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Bayram geliyor. 12 ay boyunca Bodrum’da yaşayanlar için zor günler geliyor. Aslında ekonomik ve ticari açıdan iyi olsa da zor günler bizi bekliyor. Çünkü artık çekilmez hale gelen trafik sorunu da bayramla beraber gelmekte. Neler söyleyeceksiniz bu konu ile ilgili? Çünkü yüksek lisansınızı da bu konu üzerinde yaptınız. Bu konuda yetkin bir kişi olarak ne düşünüyorsunuz?

Ne olacak bu Bodrum’un trafiği?

“2011 yılında, Gazi Üniversitesi Trafik Planlaması ve Uygulaması bölümünde yüksek lisans yapmıştım ve yüksek lisans tezimin konusu da; Bodrum-Turgutreis Karayolu Kaza Kara Noktaları ve Çözüm Önerileri’ydi. Trafikteki araç yoğunluğu, trafik sıkışıklığı artmaya başlaması turistin çok geldiğini, buna bağlı olarak kazancın daha fazla olacağını söylemek bana çok doğru gelmiyor. Öncelikle bu mantıktan uzaklaşmak gerekir. Yerelde ve genelde bu düşünceden uzaklaşmamız lazım. Bizim Bodrum’a gelen misafirlerimizi ya da Bodrum içerisindeki araç sahiplerimizin bir noktadan bir noktaya, sorunsuz ve en kısa sürede gidebilecekleri bir trafik düzenlemesini ve yol ortamını bir an önce sağlamamız gerektiğini düşünüyorum. D-300 karayolu dediğimiz ve Torba kavşağından Turgutreis’e kadar devam eden, çift gidiş ve çift dönüş yolunun şehir içi bir imar yolu görüntüsünde. Çok noktadan giriş ve çıkış var. Bağlantı noktaları ve bağlantı yolları ile ilgili problemler var. Öncelikle bunların çözülmesi lazım. Bir de alternatif bir yola ihtiyaç var. Yerel seçimlerin üzerinden 5 yıl geçti, hala çözemediğimiz bir terminal problemimiz var. Bodrum otogarı şehrin merkezinde ve trafik yükü oluşturmaya devam ediyor. Yani bizim bir an önce yapısal bir takım problemleri çözmeye yönelik adımlar atmamız gerekiyor. Torba’dan başlayıp Turgutreis’e kadar devam eden karayolu güzergâhının, giriş çıkışlarının daha kontrollü noktalardan sağlanması ve Trafik işaret ve levhalarının yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Kavşaklarda ciddi sıkıntılarımız var. Biliyorsunuz Karayolları Torba’da bir kavşak yapmak suretiyle, oradaki trafik sorununu çözdü. Şimdi oraya yapılacak olan terminalin, yeni bir trafik yükü getireceğini düşünüyorum. O yüzden bizim akıllı, mantıklı ve teknik olarak da Bodrum’un yapısına uygun uzun vadeli çözümler üzerine çalışmalıyız. Torba kavşağından daha çok Kızılağaç istikametinde, belki bir iki kilometre mesafede bir otogarın yapılmasını yeni trafik problemlerini getirmemenin haricinde uzun vadeli bir çözüm olacağını da düşünüyoruz. Çünkü öbür türlü torba kavşağında yapılacak bir terminalin Bodrum girişindeki trafik yükünü arttıracağını düşünüyorum…”

Peki şu anda yoğun bir trafik söz konusu. Herhalde bu yoğunluk mevcut olan araç sayısından kaynaklı. Herhangi bir bilginiz var mı araç sayısı ne durumda Bodrum’da?

“Bir iki ay içerisinde emniyetten aldığım verilere göre Bodrum’da, yeni olan artışları saymazsak 80.000’in üzerinde tescilli araç var. Yani Bodrum’da yerleşik nüfusun 80.000 aracı var. Bunun haricinde yüksek lisans çalışması yaptığım 2011 yılında Bodrum’a günlük giren araç sayısını tespit etmiştik. 2011 yılında günlük yaklaşık 17 bin araç girişi vardı. Bu sayımı Karayolları ile birlikte yapmıştım, özellikle yüksek lisans tezine dayanak oluşturması açısından önemliydi. Bugüne baktığımızda ise günlük 20 bin araç giriş-çıkışı var. Yani bir gün içerisinde 20 bin araç Bodrum’a giriyor, trafik yüküne katılıyor ve çıkıyor. Yani şu an bizim bu röportajı yaptığımız saatlerde park halindekileri çıkartırsak neredeyse günde 60-70 bin araç Bodrum trafiğinde dolaşıyor. Mevcut yollarımızın yetersizliğini dikkate alırsak, karayolu güzergâhındaki giriş çıkışları dikkate alırsak ve artık karayolundan bir şehir içi yoluna dönüşen ana arteri dikkate alırsak ciddi bir trafik yüküyle karşı karşıya kalıyoruz. Bizim hiç kimseyi suçlamadan, yetki büyükşehirde, ilçe belediyesinde, karayolları genel müdürlüğünde demeden bir an önce çözüm bulmalıyız. Alternatif yol seçeneklerini de vatandaşımıza sunmamız gerekiyor. İmar yollarımızın kalitesinde ciddi sorun var. Şehir içerisindeki imar yollarından bahsediyorum. Şunu yapmamamız gerekiyor; kimseyi suçlamadan söylüyorum, “Bu karayollarının yetkisi”, filan demeden bizim bu işleri çözmemiz lazım. Bodrum yarımadasında imar planına göre açılacak yolları bir an önce açmalı ve nitelikli ve kullanılabilir yol haline getirmeliyiz…”

Yeni bir çevre yolu mu demek istiyorsunuz?

“Evet bir çevre yolu ihtiyaç ama burada şu da doğru değil; yüzeyden bir çevre yolunun ben Bodrum’a yakışmayacağını, ciddi bir arazi tahribatı oluşturacağını, Bodrum’un doğal siluetini bozacağını düşünüyorum. Bunun haricinde zaten yüzeyden bir karayolu geçişinin başka zorlukları ve imkânsızlıkları da var. Biliyorsunuz en basit mantık, Torba kavşağından başlayıp doğu-batı istikametinde Turgutreis’e kadar olan yeni bir çevre yolunun açılması olabilir. Ulaşım etütleri ve ulaşım talepleri bu yönde bir yeni yola ihtiyacın olduğunu gösteriyor bana göre. Bu yolda Pedasa antik kenti var. Birinci derece arkeolojik sit alanı. Yüzeyden bir yol açmanız mümkün değil. Devamında birinci derece doğal sit alanları var…”

O zaman tünel sistemi mi?

“Muhtemelen öyle olması lazım. Benim önerim o. Bodrum ülke ekonomisine ciddi katkı sağlayan bir bölge. Bir kilometre tünelin, çift yönlü olmak suretiyle devlete maliyetinin 150 milyon TL civarında olduğunu biliyorum. Orada yapılacak olan 7-8 kilometrelik, tünelli geçişler ile birlikte 13-14 kilometrelik bir yol güzergâhının Bodrum’u rahatlatacağını düşünüyorum. Ama tekrar üstüne basarak söylüyorum kesinlikle yerin altından. Bağlantıları da tünel ile sağlamak suretiyle, az tahribat ile ve imar rantı da oluşturmadan bu problemimizi çözeceğimizi düşünüyorum. Ama bununla birlikte Bodrum’un,  sürekli gelişen, nüfusu sürekli artan bir yer olduğundan ve bu artışı karşılamayan altyapı ve yolları ile birlikte Bodrum’un ciddi bir ulaşım planlamasına ihtiyacı var. Bunların hepsini bir ulaşım planlaması ve etüdünün sonucunda bir projeye dayandırarak yapmak lazım. Örneğin; ben geleyim “Haydi bir çevre yolu açayım” demek doğru değil. Bizim imar yollarımızın tamamını masaya yatırılmalıdır. Oradan karayolu ve şehir içi güzergâhlarına alternatif geçişler de oluşturulmalıdır. Bunlardan sonra çevre yolunu ve tünelli alternatif karayolu geçişini düşünmeliyiz. Kesinlikle Torba-Yalıkavak arasındaki yolun iki yönlü gidiş geliş, bölünmüş yol olarak yapılması gerekiyor. O yol çok yetersiz. Tek gidiş tek dönüş, şu andaki gibi yaz aylarında ciddi bir trafik sıkışıklığı oluyor…”

Bodrum etrafı denizle çevrili bir yarım ada ve deniz ulaşımı diye bir kavram yok.

“Doğru. Deniz ulaşımını da alternatif seçenekler arasında değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Bodrum Yarımadası neredeyse 4 tarafı, Torba’daki küçük bağlantı karasını bir an için unutursak, denizler ile çevrili bir yarımada var. Deniz ulaşımı da işin içerisine katılabilir. Çünkü biliyorsunuz yeni büyükşehir yasasına göre kara, deniz ve hava yolu ulaşımı da dâhil olmak üzere büyükşehir belediyesinin bu alanda yetkileri var…”

Aslında çözüm deniz ulaşımı Bodrum ulaşımı ve trafik sorununun çözümü için çok doğru bir alternatif olabilir mi acaba?

“Elbette ama bunların sürdürülebildiğine bakmak, fizibilitesini yapmak lazım. Geçmişte de öyle bir deneyim olmuş Bodrum’da. Turgutreis-Bodrum arasında bir deniz yolu taşımacılığı. Sonuçları itibari ile başarılı olmamış. Oradan bir kötü tecrübemiz var. Bunların etütlerini yapıp ciddi adımlar atmamız lazım. Bu konularda çözümü geciktirdikçe sorun da artıyor. Benim şahsi düşüncem bu. Bunları söylerken de hepimizin bunlardan ders çıkartılmalıdır. Kendimi de katarak söylüyorum bunu. Çünkü bende Bodrum’da yaşıyorum, Bodrumluyum. Bodrum’u seviyoruz ve buradan başka yerde yaşamayı da düşünmüyoruz. Buradaki trafik sorunu başta benim hayatımı etkiliyor. O yüzden bu sorunu öteleyerek, bir yerlere atarak kurtulamayız. Maalesef Bodrum Yarımadası’na ulaşıma yönelik ciddi, kalıcı ve sorunu çözemedik. Bayram tatili yaklaşıyor, diliyorum ki dışarıdan gelen misafirlerimiz de Bodrumlu hemşerilerimizin de bu bayramı trafikte bir kaza geçirmeden, yoğunluk yaşamadan geçirirler.  Ama bunun da mevcut altyapımız itibarı ile de mümkün olmadığını söylemek istiyorum…”