Bodrum Gündem

TESTİ KIRILDI BAŞKAN…

Nasreddin Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışarı çıkarken de ensesine de bir tokat atıp: 
“Testiyi kırma haaa!” diye öğüt vermiş. 
Bunu durumu gören komşularından biri : 
“Yahu Hocam demiş, henüz testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı?” demiş.  
Hoca da cevap vermiş: 
“Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be birader !”

*****

Bodrum’da yine bile bile bir kriz yaratıldı.

Ne krizi?

Tabela Krizi…

İki gün boyunca sosyal medya üzerinden görüntü kirliliği yaratan, sağlamlığı meçhul, devasa boyutlu, kaba-saba tabelaların bazılarının Muğla Büyükşehir Belediyesi zabıta birimleri tarafından kaldırılmasın veryansın ettik. (bence hepsi kaldırılsaydı, sıkıntı yoktu)

Üzerine de CHP ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ü eleştirdik. Oysa ben dahil, eleştirenlerin hemen hepsi de görüntü kirliliği yaratan, sağlamlığı meçhul, devasa boyutlu, kaba-saba tabelalara karşı olan ve ya karşı olması beklenen kişilerdik.

Lakin Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’ün ve ekibinin kamuoyunu bilgilendirmeden yaptığı bu işlem, ters tepti ve Muğla Büyükşehir Belediyesi “Kaş yapayım derken göz çıkarttı…”

******

Geçmiş dönem Bodrum CHP İlçe Başkanı Durmuş Ali Öztürk’ün sosyal medya hesabından;

“Hizmette sınır yok…!!
MUĞLA BÜYÜKŞEHİR ÇALIŞIYOR…!!
3 yıldır “reklam ve tabele vergisi”ni aldığı işyeri tabelamızı, “mimari projesi” ve “inşaat ruhsatı” olmadığı gerekçesiyle?? İş makinaları, işçileri ve 5 zabıtasıyla gelip söktü….
(Bende söz bitti!!)”

şeklindeki paylaşımına yüzlerce yorum yapıldı. (Bu paylaşımın doğruluğu yanlışlığı ve zamanlaması tartışılabilir.)

******

Ardından da Bodrum’un Sanat ve Kültür Merkezi olarak kabul edilen Dibeklihan’ın tabelası da kaldırıldı. Önce Dibeklihan’ın ikinci kuşak işletmecisi Uluç Tezer, kibar bir şekilde olayı paylaştı ve sonrasında da Dibeklihan kurucusu Cenap Tezer, sosyal medya hesabından, hem CHP’ye, hem de Başkan Gürün’e yönelik sitemkâr sözlerini paylaştı.

Ortalık toza dumana büründü.

Üzerine de Uğur Dündar’ın Twitter’den yaptığı paylaşım ve gazeteci Can Pulak’ın sosyal medyadan Osman Gürün’e hitaben yazdığı sert mesaj ile ortalık fırtına boran oldu.

Sadece Bodrum’da değil Muğla ve Türkiye’nin birçok yerinde çok büyük bir infial oldu dersek, abartmış olmayız. Protesto ve imza kampanyaları bile başladı.

Sonuç olarak gün sonunda tabela sahiplerine göre “haksız-hukuksuz”, belediye yetkililerine göre ise “yasal” olan işlemi, hepimiz sert bir şekilde eleştirdik.

Bu arada fırsat bu fırsat hem CHP’yi, hem de Osman Gürün’ü yerin dibine de soktuk.

******

Durmuş Ali Öztürk, Cenap Tezer başta, tabelası kaldırılan bankalar ve ticari işletmeler haklı mıydı?

Belediye yetkililerinin açıklamalarına göre; tabelası kaldırılanlar kanunen haklı değillerdi. Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamaya göre; her birisine bu tabelaların kaldırılması ya da usulüne uygun projelendirilmesi ve izin alınması için üç ay öncesinden yazılı ve resmi uyarılar yapılmış. Üstelik bu tabelaların tamamı ticari tabela özelliği taşıyormuş. Daha da ötesi; görüntü kirliliği yaratan ve sağlamlığı meçhul, devasa boyutlu, kaba-saba tabelalar, hayati tehlike de yaratıyormuş.

Bu tabelaların kaldırılmasına isyan eden dostlarımız tabelalarını çok sağlam ve usule uygun yapmış, vergilerini de ödemiş olabilirler. Lakin kanuna uygun değilse ve resmi olarak uyarılmışlar ise o zaman konuyu yeniden değerlendirmekte fayda var diye düşünüyorum.

******

Haklı, haksız, doğru, yanlış demek bana düşmez. Kanun ve yönetmelikler ne diyorsa odur. Lakin bu tespitler doğrultusunda sormadan edemiyorum, peki hata kimde?

Bence hata Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’de. Osman Başkan zamanlama ve usül hatası yapmıştır.  Çünkü bu kadar ses getirecek bir uygulamayı basın ve kamuoyunu bilgilendirmeden başlattığı için hatalıdır. Diğer yandan da kanun çerçevesinde yapılan kanuni bir işi, kanunsuzluk yapılıyor algısı yarattığı için de hatalıdır.

Kısaca Başkan Gürün, Muğla Büyükşehir Belediyesini haklıyken, haksız duruma düşürmüştür.

Eğer Osman başkan Torba’dan itibaren başlayıp Turgutreis, Yalıkavak, Gümüşlük’e kadar ve hatta Mumcular yolundaki kontrolsüz derme çatma, görüntü kirliliği yaratan ve tehlike saçan totemleri kaldırmaya başlasaydı ve gazetecileri çağırıp ilk kazmayı da kendisi vursaydı, inanıyorum tabelası kaldırılanlar da dahil büyük çoğunluk Osman Gürün ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin bu uygulamasının arkasında olacaktı. Osman başkan Dibeklihan gibi çok özel bir mekanın tabelasını kaldırmak yerine, önce olması gereken tabelayı hazırlayıp, kendi elleri ile çaksaydı, Cenap Tezer başta bütün sanatseverler ve Dibeklihan müdavimleri onu ayakta alkışlayacaktı.

Bu iş bilmezlik değil de nedir?

Osman Başkan açıklama yapmış; “Dibeklihan benim çok değer verdiğim bir sanat ve kültür merkezidir. Buranın bir tek taşına zarar verilmesine izin vermem, gözyummam. Dibeklihan tabelası tarihi zenginliği de amaçlayan sarı zemin üzerine yaptırılarak, en geç iki gün içinde yerine takılacaktır. Haber vermeden bu düzenlemeyi yapmamız bir yanlışlık olmuştur. Tabela değişikliğini görenlerin çok beğeneceğim söyleyebilirim…” demiş.

Sözünü de tutmuş. Tabela yerine konulmuş. Çok şık olmuş üstelik.

Ama yazımızın başındaki Nasrettin Hoca fıkrasını bir daha okumalı. “Testi kırıldıktan sonra attığın tokatın ne faydası olmaaaaaaz…”

DİBEKLİHAN TABELASI TAMAM…

Dibeklihan tabelası olması gerektiği gibi yerine konmuş.

Çok da güzel, çok şık olmuş dedik demesine de, insanlar “Cenap Tezer isyan etmeseydi ve kamuoyuna duyurmasaydı, Can Pulak ve Uğur Dündar sert bir şekilde eleştirmeseydi Dibeklihan’ın bu tabelasını koymazlardı. Korku bokuna hemen koydular…” demezler mi?

Derleeeeer…

“Osman başkan korktu geri adım attı…” 

Derler mi?

Derleeeeer…

“CHP’li belediyeler hep böyle beceriksiz, halkı karşısına alan işler yapıyor…”

Derler mi?

Derler, Osman başkanım, derleeeeer…

SON SÖZ:

Bir belediye başkanı yaptığı her işi halka anlatmalı ve halkı bilgilendirmeli. Bunu yaparken de öncelikle de yerel basından faydalanmalı.

Yerel basını küçümseyip, sadece ulusal basından medet ummamalı.

Son dönemde sosyal medyada çok paylaşılan bir cümle var, söyleyeceklerimizi onula bitireyim sanırım çok daha iyi anlaşılacaktır demek istediğim; “Sen süpermarketten alışveriş yaparsın ama düğününe de, cenazene de mahalle bakkalın gelir…”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Serdar Anlağan dedi ki:

    Yerel seçim yaklaşıyor. Geçen gün cep telefonuna kaynağı belirsiz (8720 nedir?) bir mesaj geldi. Güya “anket” yapılıyormuş! Soruyor da kim soruyor neden soruyor belli değil.

    Soru şu :
    “2019 yerel seçimlerinde Muğla’da kimi B.B. Başkanı olarak görmek istersiniz?”

    Yanıt vermedim çünkü soru yanlış!

    Şöyle olmalıydı:
    “2019 yerel seçimlerinde Muğla’da kimi B.B. Başkanı olarak görmek istemezsiniz?”

    Yerel yöneticiler hizmetle yükümlüdür. Yükümlülüklerini belirleyen esas kamu çıkarıdır. Kendi ikballeri ve siyasi çıkarları doğrultusunda, makamlarını korumak için bağlı oldukları partinin iç ve dış çatışmalarındaki siyasi pozisyonlarını kamu hizmetinin önüne koyduklarında yaptıkları iş hizmet değil eziyete döner.

    İktidarın yandaşları nemalanır, halk sömürülür.

    Örneğin : Bodrum’da iki sektör vardır.

    Turizm ve inşaat.

    Bodrumlu bunu ikisinde de yoktur. Varsa bile ya mal sahibi olarak rantiye geliri elde eder ya da tedarikten, hizmetten, taşeronluktan para kazanır.

    Dar gelirli (hatta gelirsiz) Bodrumlu’nun “çoccuk”ları için ise elindeki tek varlık kalan bahçeleridir.

    Bodrumlu rakıyı keser, ot yer, yırtık “tuman”ını yamalar, dişini sıkar yine de o bahçeyi satmaz.

    Ağar küfreder, bir “garış” sakal bırakır, “garı”yla bozuşur, yine de o bahçeyi satmaz.

    Sonunda borç gelir dayanır boğaza, “gız” üniversiteye başlar, oğlan evlenecektir, Bodrumlu’nun beklediği imar planı çıkmamıştır ve Bodrumlu o bahçeyi satar.

    Aynı partiden iki belediye başkanı koltuğu kim kapacak kim tutacak kavgasındayken toplar İstanbullular ölü parasına arsaları ve operasyon bitince bir türlü onaylanmayan imar planları altı ay sonra çıkar, mülklerin değeri beşe ona katlar.

    Bodrumlu yine “gazzığı” yer.

    Bırak kardeşim tabelayı falan…

    Vur da gül bitsin!

    Soru şu :
    “2019 yerel seçimlerinde Muğla’da kimi B.B. Başkanı olarak görmek istemezsiniz?”