Bodrum Gündem

3 Mart’tan, 31 Mart’a / Hamdi Topçuoğlu Bodrum Gündem yazıları…

Bugün, cumhuriyetimizin üç devrim yasasının kabulünün yıl dönümüdür.

95 yıl önce bugün: 1. Halifelik kaldırıldı. 2. Şeriye ve Evkaf Bakanlığı kaldırıldı. 3. Tevhidi Tedrisat (Eğitimde Birlik) Yasası kabul edildi ve laik Türkiye Cumhuriyetinin temelleri atıldı. Türkiye Cumhuriyetinin laiklik temeline dayalı felsefesi, 3 Mart 1924’te bu yasalarla belirlenmiştir. Bilindiği gibi İslam dünyasında halifeler, aynı zamanda devlet başkanıydı. Bu durum, özellikle demokratik hukuk devleti anlayışıyla çelişiyordu. Ayrıca ümmetçi devlet anlayışından ulusçu devlet anlayışına geçiş sürecini hızlandırmak için de halifeliğin kaldırılması zorunluydu. Bu bakımdan halifelik kaldırılarak ona bağlı kurumlarda yeni düzenlemeler gerçekleştirilmiş, bu kurumların TBMM’nin denetimine girmesi sağlanmıştır. Şeriye Bakanlığı, kişiler arasındaki ilişkileri, şeriat kurallarına göre düzenleyen bir bakanlıktı. Yani toplumsal, sosyal ilişkilerin şeriata uygun yapılmasından sorumluydu. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yasa yapma yetkisi TBMM’ye aitti. Şeriye ve Evkaf Bakanlığının kaldırılması, özelikle demokratik hukuk devletini kurabilmek için son derece önemliydi. Tevhid-i Tedrisat yani eğitim birliğinin gerçekleştirilmesi sayesinde, özellikle son yüzyılda eğitim sitemimizde açmazlara yol açan medrese ve okul ikiliğine son verilmek istenmiştir. Bu yasayla eğitim, nakilcilik pençesinden kurtarılıyor; aklı öne çıkaran, bilimi temel alan, çağdaş bir eğitim modeline dönüştürülüyordu. Bir başka açıdan bakarsak Tevhid-i Tedrisat Kanunu, aslında büyük bir kültür hamlesinin anahtarıdır. Öğretim ve eğitime laik bir nitelik kazandıran bu kanunun hedeflerinden biri de ulusal kültür birliğini kurmaktı. Tüm bu gerçeklerden yola çıkarak diyebiliriz ki, ülkemizde bugün yaşananları iyi kavrayabilmek için bu üç devrim yasasını çok iyi anlamak gereklidir. Bilelim ki bugün Osmanlı sevdasıyla yanıp tutuşanların, ulusal birliğe düşman olanların hedefinde bu yasalar vardır. Bilelim ki bugün başkanlık diye yeri göğü inletenlerin ideali halifeliktir. Bu bakımdan eğitim birliğinin ortadan kaldırılması için yapılan her hamle sıradan değildir. Ne külliye, medrese, Osmanlıca gibi kavramları ortaya atmalar, ne de “Bir de ulemaya soralım” demeler hesapsızdır. Bilelim ki vatandaşa oy karşılığında cennet vaatleri; diyanetin, tarikatların, cemaatlerin makam ve mevki pazarlamaları sıradan olaylar değildir.

Bugün bu ülkede kim cumhuriyetçiyim diyorsa, kim Atatürkçüyüm, çağdaşlıktan, bilimden yanayım diyorsa bu üç devrim yasasını savunmak ve onları tahkim edecek çalışmalar yapmak zorundadır.

“31 Mart”, sadece mahallemize muhtar, şehrimize belediye başkanı seçme seçimi değildir.

31 Mart, aynı zamanda Cumhuriyetin ve demokrasinin mevzilerini mümkün oldukça tahkim etme günüdür.

31 Mart, aynı zamanda döneklere, asalaklara ve hacıyatmazlara ilkeli olma dersi verme günüdür.

Elbette geçen zamanda sindirilmesi zor olaylar yaşadık. Bu yüzden birçoklarımız kızgın, kırgın; hatta küskün. Ancak gün, hataların, ihtirasların ve bencilliklerin bedelini cumhuriyete ve demokrasiye ödetme günü değildir. Ne var ki, 1 Nisan’ dan itibaren çağdaş demokrasinin tüm değerlerini bağlı olduğumuz siyasi yapıda ve ülkede egemen kılmak için ödünsüz bir mücadelenin verileceğinden de kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

HAT

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.