Bodrum Gündem

Alevi Kültürü Anadolumuzu Sarsaydı Böyle Şeyler Yaşanmazdı

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi tarafından 1993 Yılının 2 Temmuz günü Sivas’ta yaşanan Madımak katliamında hayatını kaybeden 33 can için anma töreni düzenlendi. Bodrum Belediye Başkanının konuşması anma törenine damgasını vurdu. Başkan Aras; “Eğer Anadolumuz Alevi ve Bektaşi kültürü ile yoğurulmuş olsaydı, eğer Yavuz olmasaydı, bu topraklar çok başka olurdu…”  dedi…

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem  

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi tarafından, Bodrum Belediye Meydanında düzenlenen anma töreninde konuşan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras “Sokaklara sayılar veriyoruz. Bu sayılar yerine Sivas’ta yakılan 33 aydınımız ve sanatçımızın adını vermek çok güzel olmaz mı?” dedi.

Her yıl olduğu gibi Sivas katliamının yıldönümü nedeni ile Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi tarafından düzenlenen anma töreni yoğun bir katılımla gerçekleşti. Akşam 20:00’de başlayan anma etkinliği Sivas Madımak Otel’de yanarak can veren 33 aydın ve sanatçı için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı. Saygı duruşu sırasında, devrimci geleneklere uygun olarak yurttaşlar tarafından Nazım Hikmetin “Güneşi İçenler Türküsü” adlı şiiri okundu.

Yoğun Güvenlik Önlemleri Dikkat Çekti…

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi yönetim Kurulu Başkanı Cem Yalçın’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen 2 Temmuz Madımak Katliamında yaşamını yitirenleri anma törenine Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediyesi Başkan Yardımcısı Önder Batmaz, Bodrum belediye Meclis Üyeleri Emel Çakaloğlu ve Cafer Doğan, CHP Bodrum İlçe Başkanı Halil Karahan, ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı, Eğitim Sen  Bodrum Şube Başkanı Ahmet Aksoy ve çok sayıda yurttaş katıldı. Polisin her zamankinden daha yoğun güvenlik önlemi alması ise dikkat çekti.

2 Temmuz Öncesi, 2 Temmuz Günü ve Sonrası Kronolojik Olarak Anlatıldı…

Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği Cemevi Yönetim Kurulu Üyesi Naciye Bayır tarafından 26 yıllık trajikomik dava süreç ve günün anlamını içeren basın açıklaması okundu.

Naciye Bayır tarafından okunan basın açıklamasının başında “2 Temmuz 1993… Bir vahşet, bir katliam tarihi, tarihe düşen kara bir leke olarak akıllarda kaldı. Bundan 26 yıl önce, Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas’a giden aydın ve sanatçılardan 33’ü, kaldıkları otelin yakılması sonucu hayatını kaybetmişti. Olayda iki otel görevlisi de yaşamını yitirmiş, iki saldırgan da ölmüştü. 33 kişinin en yaşlısı 66 yaşındaki Asım Bezirci, en genci ise folklor gösterisi için Sivas’a giden 12 yaşındaki Koray Kaya’ydı. Aydınlar, sanatçılar ve şairler dört günlük şenlik programı kapsamında; söyleşilere katılmak, kitaplarını imzalamak, türkülerini söylemek için gitmişti Sivas’a…” ifadeleri yer aldı.

Bu alçak saldırı televizyonlardan da canlı olarak yayınlandı…

1 Temmuz gününden başlayıp, 2 Temmuz’da 33 aydın ve sanatçını yakılarak katledilmesi ile sonuçlanan Pir Sultan Abdal Şenliklerinin nasıl kana bulandığı ise basın açıklamasında şu ifadeler ile anlatıldı; “Katliamdan iki gün önce dağıtılan bir bildiri, 2 Temmuz’da neler yaşanacağının habercisi olmasa da, işareti gibiydi. Bildiride Nesin hedef gösterilmiş ve dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in şenliklere ev sahipliği yapması da eleştirilmişti. Nesin için ise “Şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir” denmişti.2 Temmuz günü Cuma namazının ardından etkinliklerin yapıldığı kültür merkezinin önüne bir yürüyüş başladı. “Sivas laiklere mezar olacak” atılan sloganlardan biriydi. Saldırgan grubun bir kısmı yeni dikilen “Halk Ozanları” heykelini yıkıp, yerde sürüklerken; bir kısmı Valilik önünde Ahmet Karabilgin’i protesto etti. Saldırganların sayısı her geçen saat artmıştı. Akşam saat 18.00’de Madımak Oteli’nin önünde o ana kadar hiçbir aşamada dağıtılmamış 15 bin kişi vardı. Otel önündeki araçlar ve sürüklenen heykel ateşe verilmiş, otelin camları kırılmıştı. Yaklaşık 2 saat sonra otel ateşe verildi, saldırgan kalabalık sloganlarına devam etti. Bu alçak saldırı televizyonlardan da canlı olarak yayınlandı. Madımak Oteli’nin önünden yapılan çekim görüntülerinde otelin etrafını kuşatanların sloganları yanında sözleri de duyulmuştu. Biri otelin birinci katına çıkan saldırgana “Lan yakın” diye seslenirken, bir diğeri ilk alevin görünmesiyle “Cehennem ateşi işte!” diye seslenmişti…”

Madımak Oteli “Utanç Müzesi” yapılmalıdır…

Madımak Katliamının ardından yaşanan trajikomik dava sürecinin de tüm detayları ile anlatıldığı basın açıklamasında Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı kapsamındaki tüm talepleri kabul edilmesi gerektiği de vurgulanarak; “Sivas Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, katilleri yakalanıp adil bir şekilde yargılanmadığı sürece bu insanlık suçu hepimizin yükü olacaktır. İnsanlığa karşı suçlarda “zamanaşımı” geçmişe dönük olarak kaldırılacak şekilde yeniden düzenlenmeli, Sivas davası yeni baştan ele alınmalı, tüm sorumlular yargı önünde hesap vermelidir. Devletin ve toplumun geçmişle yüzleşmesinin sağlanması bakımından Hakikat Komisyonu kurularak gerçeğin açığa çıkarılması sağlanmalı, devlet Alevilerden resmen özür dilemelidir. Madımak Oteli “Utanç Müzesi” yapılmalıdır. 2 Temmuz günü insanlığa karşı işlenen suçları kınama günü olarak kabul edilmelidir. Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı kapsamındaki tüm talepleri kabul edilmelidir.  Bu anlamda; Diyanet’e olan devlet desteği ve Mecburi din dersleri kaldırılmalı, Eşitlik ilkesine ve Anayasa’nın amir hükümlerine aykırı olan ya­salar yürürlükten kaldırılmalı, Devletin yönetim kadrolarında Alevi-Sünni ayrımı yapılmamalı, Cemevleri ibadethane olarak kabul edilmelidir. Bizler haklı taleplerimiz yerine getirilinceye kadar usanmadan bunları dile getirmeye devam edeceğiz. Her şeyin çok güzel olacağına inanınca, bir şeylerin değişebileceğini hep birlikte yaşayarak gördük.İnanıyoruz ki, demokrasiden yana olan hakka, hukuka, adalete inanan ülkemizin güzel insanları, aydınlık yüzleri olduğu sürece ve haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden yana mücadele devem ettikçe insanlık onuru hep kazanacaktır, Sivas’ın ışığı hiç sönmeyecek, Sivas Katliamını unutmadık, unutturmayacağız!” ifadelerine yer verildi.

Basın açıklaması sırasında “Sivas’ın Işığı Sönmeyecek, Kahrolsun Faşizm, Kurtuluş Yok Tek Başına Ya hep Beraber Ya Hiç Birimiz, Gün gelecek Devran Dönecek Katiller Halka Hesap Verecek” gibi çeşitli sloganlar atıldı.

Yakılan Her Bir Can İçin Bir Kırmızı Gül…

Daha sonra Naciye Bayır ve Hıdır Çam tarafından Madımak Katliamında can verenlerin isimleri ve yaşam öyküleri tek tek okundu. Her isim okunduğunda anma törenine katılan yurttaşlar “Burada” diyerek anma etkinliğinin yapıldığı alanın ortasına her bir can için kırmızı gül konuldu.

Başkan Aras Anma Gününe Damgasını Vuracak Bir Konuşma Yaptı…

2 Temmuz Madımak Katliamında can veren aydın ve sanatçıların anma törenine katıldı. Başkan önce elindeki kırmızı gülü alanın ortasındaki diğer güllerin yanına koydu. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın yaptığı konuşma güne damgasını vurdu. Başkan Aras şöyle konuştu; “Pir Sultanları harcadılar, Kubilay Asteğmenleri harcadılar, Uğur Mumcuları harcadılar, 35 canı Sivas’ta, Çorum’da Maraş’ta harcadılar. Ancak fikirlerimizi harcayamadılar. İnsanlar ölür, insanlar yanar. Ama fikirler ölmez ve yanmaz. Eğer biz bu gün buradaysak bu canların sayesindedir. O canları anıyoruz, onlar kalbimizde. Bu etkinliği düzenleyen Bodrum Alevi Bektaşi Kültür Derneği’ne çok teşekkür ediyorum. Bizi onurlandırdılar. Eğer Anadolumuz Alevi ve Bektaşi kültürü ile yoğurulmuş olsaydı, eğer Yavuz olmasaydı, bu topraklar çok başka olurdu…”

Başkanın konuşmasının hemen ardından konuşan Hıdır Çam ise Sivas’ta can verenlerden birisinin Hollandalı bir gazeteci olduğunu ve onun anısına Bodrum’da bir park yapılmasını ve adının da Hollandalı ailesinin de katıldığı bir tören ile bu parka verilmesini önerdi. Başkan Aras ise yine herkesi şaşırtacak bir yanıt verdi. Başkan Aras “Tabi yapalım. Biz sokaklara sayı vereceğimize, bu insanlarımızın isimlerini verelim. Bu yanan 33 insanımızın ismini verelim sokaklarımıza…” dedi. Bu konuşmanın ardından coşku ile alkışlanan Başkan Ahmet Aras alandan ayrıldı.

Sazlar Çalındı, Deyişler Söylendi ve Semah Dönüldü…

Şiirlerin de okunduğu anma töreninde İlhan Özçelik’in sazı ve sözü ile Semah dönüldü. Semah dönülmesinin ardından İlhan Özçelik ve Fatoş Özçelik türküler ve deyişler söyledi.

Anma töreni Erol Kösedağı sazı, Songül Kösedağı’nda sesi ile katıldığı dinleti ile sona erdi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.