Bodrum Gündem

İSMET HOCAMIZ… /  Hatice Orman BG Yazıları…       

İSMET HOCAMIZ… /  Hatice Orman BG Yazıları…       

                  

1999 Yılının 23 Ekim günü Umurca İlköğretim Okulu binasının ikinci katında Bodrum Anadolu Lisesinde oldu ilk karşılaşmamız. Okulumuza yeni atanmış olan müdür geldi dediklerinde derste olduğum 1-C sınıfında çıkarak hızla yanına geldim, buyur ettim ve müdür yardımcısı odasına girdik. Muğla Turgutreis Lisesinden gelmişti yeni müdürümüz.

Okulumuzda yer sıkıntısı olduğundan Müdür Odası yoktu ,eşyaları bir köşeye toplamış orasını sınıf yapmıştık. İsmet Hocamız ilk olarak alt giriş katında kendisine bir oda bularak işe başladı. Bizi bekleyen çok iş vardı, gece yarısı derse başlıyorduk, hava karanlık olduğu için İstiklal Marşını bir ders yaptıktan sonra söylüyorduk .Kiracı misali oradan oraya sürüklenmek zordu velhasıl . Ortakent’te  eğitim öğretime başlamış oradan Bodrum’a taşınmıştık. Önümüzde meçhul bir zaman daha vardı, binamız yapılacak mıydı? Seneye nerede olacaktık? Bu sorular veli, öğretmen, öğrenci hepimizi meşgul ediyordu.

Köy enstitüsü mezunu  Mahmut Hoca ile Sultan Hanımın çocuklarından biriydi İsmet Hocamız. Diyarbakır Öğretmen  Okulunda okuduktan sonra Şanlıurfa Akçakale, Konya Ereğli ve Muğla’da öğretmenlik yapmış kader onu şimdi de bizim çileli hayatımıza ortak etmişti. Eğitim öğretimle ilgili hızla çalışıyor bir yandan da gelecek kaygısı yaşıyorduk. Bu arada yıllarca Milas Anadolu Lisesi’ne giden öğrenciler artık oraya gitmeyip bizim okulumuza geliyordu. Bu eğitim adına bir ışıktı, ümitti göl maya tutmaya başlıyordu.

Alınan bir yönetim kararıyla biz bu yılın Mart ayında Turgutreis Anadolu Otelcilik ve Meslek Lisesine taşındık. İş daha da zorlaşmış, özellikle Mumcular yöresinden gelen öğrencilerimiz çok sıkıntı çekiyordu. Bir saati geçen  yol mesafesi yeni inşaattan çıkmış ve çok soğuk okul binası çocuklarımızı ve velilerimizi madden ve manen zorluyordu. Bu şartlarda eğitim adına sevgi ve emekle çocuklarımızı kucaklamaya devam ediyorduk.

Bu sırada  Mehmet Kocadon tarafından Bodrum Anadolu Lisesi Yaptırma ve Yaşatma Derneği kurulmuş Konacık Topçular mevkiinde 40 dönümlük arsa alınmıştı. Bu arsaya Bodrum Anadolu Lisesine yakışan bir bina yapılacaktı. Bu dernek üyelerinin  gayret ve emekleriyle uzun uğraşlar sonunda binamız yapıldı.

2002 yılının Şubat ayında yağmurlu bir günde kamyona Turgutreis’den sıraları yükleyerek taşınmaya başladık. İsmet Hocamızın o zaman arabası yoktu, velimiz Figen Hanım kırmızı Vosvosunu ödünç olarak vermişti. Kamyonun arkasından geliyorduk her gelişte mutlaka bir yerde araba bozuluyordu. Kamyon ilerliyor   İsmet Hoca kızıyordu. Öğrencilerimiz, velilerimiz, ailelerimiz taşınmada bize yardım etti.

Kelebekten daha mutluyduk, öğrencisi, velisi ve öğretmeniyle uçuyorduk. Sekiz yıl sonra bir binaya kavuşmanın heyecanı hepimizi sarmıştı. Binanın içindeki her bir nokta İsmet Hoca tarafından inşaat sırasında takip edilmişti. Okulun bahçe alanı olmadığı için yani tepenin başına kondurulmuş  bir bina durumundaydı. İsmet Hoca ilk olarak Konacık’ta ki inşaatçılarla  ve Bodrum Belediyesi çalışanlarıyla  sıkı ilişkiler kurarak kırıcı buluyordu. Çamın orasını düzelttirerek küçük bir bahçe alanı açtırdı, sık sık Mehmet Kocadon başkanımızı yakalıyor okulun bir yerini yaptırıyordu. Tek arabalık irme dediğimiz yolu genişletti. Her seferinde biraz daha aşağıya iniyor, bahçeyi düzelterek  dereye ulaşmaya çalışıyordu. Çocukların top oynayabileceği bir alan yaratmak çabasındaydı. Bu alan İsmet Hocanın hesaplamalarıyla bir hayli düzeliyordu. Herkes hayretle izliyordu. Bu arada taşlar yerine oturmaya başlamış eğitim öğretim adına da hatırı sayılı işler ve başarılar kazanmaya başlamıştık.

Öğrencilerimiz o güne kadar Muğla eğitim çevresinde duyulmayan Bodrum’un adını Üniversite sınavlarında duyurmaya başladılar. Ülkemizin çok değerli üniversitelerini kazanan çocuklarımız vardı artık. Bu sırada çocuklarımız asfaltlanmış basketbol sahası  ve futbol sahasına kavuştular. Bahçede çok ciddi ağaçlandırma çalışması yapıyorduk, herkes bize destek oluyordu. Okul bahçesinin her yanı çam ağaçlarıyla dolmuştu. Etrafı duvarla çevrildi, İsmet Hocamız Bursa’dan Pavlonya getirtip okulumuzun bahçesine dikti, kurutmamam konusunda beni öğütledi.

Bir zaman geldi İsmet Hocamız Selimiye’ye atanarak okulumuzdan ayrıldı. Bizim için çok zor oldu ama o ağaçlarını, bahçeyi hiç ihmal etmedi. Sık sık gelip o ağaçları kontrol etti, eğer kuruyan varsa da bana çok kızdı, ağaçlarımı kuruttun diye.

Efsane olmak başka bir şeydir, herkese de nasip olmaz zaten. İsmet Hocamız  işte böyle bir efsaneydi. Bütün öğrencilerine ve okulumuza çok emek vermiş, büyük bir efsane.

Okulu ile yaşamını özdeşleştirmiş yegane insanlardan biriydi  o… Yılmadan, bıkmadan bir amaç için çalışmak. Değerleri ve öğretileri ile kader arkadaşlığı yapmak kardeş olmak buydu sanırım.

Hepimizin İsmet Hocası,  sevgilerimle.

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da

Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil

Bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte

Yani yürekte….

 

 

 

Yorumlar

  1. Veli AYDEMİR dedi ki:

    Dilinize, yüreğinize sağlık Hatice öğretmenim. Değerbilirlik bu olsa gerek. Kardeşim Ismet’ i, çalışmalarının en yakın tanığı olan sizin o yalın ve duru anlatımınızdan okumak beni çok duygulandırdı ve ziyadesiyle mutlu etti. Bir ögretmenler gününde İsmet öğretmeni başka hiç bir şey bu kadar mutlu etmezdi. Size çok teşekkür ederim. Öğretmenler gününüzü kutlar, size, eşiniz ve çocuklarınızla birlikte sağlıklı ve mutlu nice yıllar dilerim.

  2. Akın FETVACI dedi ki:

    Hatice hocam başınız sağolsun, Öğrencilerinin ve Bodrum eğitim camiasının başı sağolsun. İsmet hocamızın mekanı cennet olsun.