Bodrum Gündem

Gençlerbirliği Ve Gümüşlük Spor Kardeşliği…/ Feridun Büyükyıldız BG Yazıları

Gençlerbirliği Ve Gümüşlük Spor Kardeşliği…/ Feridun Büyükyıldız BG Yazıları

Gümüşlük Spor ile Ankara’nın güzide takımı Gençlerbirliği’nin kardeş takım oluşu her iki takımın tarihini ve duruşunu bilenler için mutlulukla karşılandı.

İsterseniz bir ihtimali olanlardan başlayalım.

Gümüşlük Spor’un savsözü; (O aykırı duruş içinde ayrı okunsa da bitişik yazılır) “Birihtimalidahaolanlarıntakımı” Ümitsizliğe, çaresizliğe meydan okurken, ümidin ve azmin doğuracağı yeni ihtimalleri savunur.

Kimse ihtimal dahi tanımaz iken, inatla mücadele edecek ve bir ihtimal daha yaratacakların takımıdır.

Gümüşlük Spor, köyün küçücük stada evirilmiş boş arsasında dayanışma ile doğmuş, seyircisi ile oyuncusu ile o ihtimali zorlayanların, imkânsızı isteyenlerin takımı olmuştur.

Şampiyondur ve hatta bu sezon liderdir.

Gençlerbirliği’nin de ruhu ise hiç farklı değildir.

Gençler birliği 1923’te kuruldu.

Öyle sıradan bir kuruluş değildi.

1923’te Ankara’da İdman Yurdu, Turan ve Sanatkârân Gücü ve Ankara Sultanisi Spor Gücü gibi kulüpler bulunmakta idi. Bunların arasında Ankara Sultanisi Spor Gücü (Ankara Lisesi) bir lise takımı olup oyuncuları öğrencilerinden oluşmakta idi. Lisenin çok sevilen efsane Müdürü Münif Kemal Bey Kastamonu Sultanisine tayin edilince işler karıştı. Yeni yönetim oyuncuların birçoğunun son sınıfta olmalarını gerekçe göstererek, her şeyi değiştirmek, her şeyin alternatifini kendileri yaratmak, her şeyi kendi istedikleri gibi yapmak, kendi damgalarını vurmak, kendinden olmayanı dışlamak adına, yetenek ve liyakat gibi değerleri göz ardı ederek bu genç çocukları takıma almadılar.

Çaresiz takımın dışında kalan liseli çocukların arasında birisi bir şey fısıldadı arkadaşlarına:

“Bir ihtimalimiz daha var.”

İşte o ihtimal kendi spor kulüplerini kendilerinin kurmaları idi.

Kurdular. Yeni atanan Müdür Celal Bey’e rağmen ve sessizce kurdular.

Uyanık öğrenciler, hiç zaman kaybetmeksizin Valiliğe başvurmuşlar, başvuruları sonuçlandıktan sonra Spor Teşkilatına da resmi müracaatlarını yaparak kuruluşlarını onaylatmışlardı. Ankara Sultanisi’nin yeni Müdürü Celal Bey’in haberi aldıktan sonra yapabileceği bir şey kalmamıştı.

Lisenin son sınıf öğrencilerinin Gençlerbirliği takımı liglere hazırlanmaya başlamıştı ama ne ayakkabıları, ne formları ne de paraları vardı. Ayakkabılarını kendileri tamir ettiler, formaları kendileri yaptılar. Kim bilir belki de o anarşist duruşlarına öykünen kırmızı siyah renkleri seçtiler, azimle liglere hazırlanmaya başladılar.

Gençlerbirliği 1924 yılında ilk lig maçlarına çıkmak üzere tüm olumsuzluklara rağmen hazırlıklarını tamamlamıştı. Kuralar çekilmiş, fikstür belirlenmişti. Ne büyük tesadüftür ki kurada Gençlerbirliği’nin karşısına kendi okulları olan Ankara Sultanisi çıktı. Ankaralılar o yıllarda henüz üç takım var iken dördüncü takım olan Gençlerbirliği’nin macerasını sempati ve merakla bekliyorlardı. Gençlerin antrenmanlarını dahi izlemeye gider olmuşlardı. Kendi okul takımlarında yer bulamayan çocuklar, kısa zamanda kulüplerini kurmuşlar, kendi takımları ile kendi liselerine karşı sahaya çıkacaklardı.

Maç, 1924 yılında kalabalık bir seyirci önünde oynandı.

Ankara Sultanisi yeni yönetiminin inat ve gururla sahaya çıkardığı takım,  ayakkabılarını kendi diken, formalarını kendi yapan, lise son sınıf öğrencilerinin oluşturduğu spor kulübü karşısında 2-1 yenilmişti.

Yönetimin itirazları bitmedi. Golleri tekrar saydılar. Sağdan saydılar, soldan saydılar sonuç yine 2-1 Gençlerbirliği lehineydi. Resmiyette bir şey yapamayacağını anlayan Lise yönetimi Gençlerbirliği Spor Kulübü Futbol Takımından yani kendi öğrencilerinden gayri resmi bir maç istediler. Lise son talebeleri ise karşısındaki yöneticilere: “Boşa oynamayız,  kuzu çevirmesine oynarsanız, oynarız” dediler. Müdür Celal Bey ve okul yönetimi mecburen kabul ettiler.

On beş gün sonra yapılan ikinci maç.

İkinci maçta ise bu kez “Gençler” Ankara Sultanisini 1-0 yendi. Gençlerbirliği iddiayı kazandıktan sonra rakip takım olsalar da aynı liseden arkadaşları ile yönetimin çevirdiği kuzuyu afiyetle yediler. Takımlar düşman değildi, sahada düşmanlığı isteyen yöneticilerin hırsları idi.

Gümüşlük Spor ’un da hep vurguladığı “efendilik”leri  Ankara tarihine böyle yazıldı.

Gençler, bir ihtimali daha zorlamış, kendi spor kulüplerini kurmuşlardı. Eski müdürlerini de unutmadılar.  Münif Kemal Bey’in tayin edildiği Kastamonu’dan emekli olduğunu duyunca ona bir teklifi götürdüler:

“Bir ihtimalin daha var Münih Kemal Bey, ilk kongrede kulübümüze başkan olur musunuz?”

Münih Kemal Bey, sevgi dolu öğrencilerinin ona sunduğu ihtimali seve seve kabul etti.

Gençlerbirliği, sevgili hocalarına, kulüp başkanlarına kavuşmuşlar ve yılarca başarıdan başarıya koşmuşlardır.

Bir ihtimalinizin daha olduğunu asla unutmayınız.

Şimdi bir ihtimali daha olan iki takımımız var artık ;

Gümüşlük Spor-Gençlerbiriği.

İkisini de ayrı ayrı seviyoruz.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.