Bodrum Gündem

Bodrum’da Bir Avuç Yurtsever Uğur Mumcu’yu Andı (Yorumlu-Haber)

Uğur Mumcu’nun gazeteci olduğunu ve gazeteciliğini yine anlatamadık. Biz Bodrumlu Gazeteciler yine kendi kalemiz gol attık…

Fatih Bozoğlu/Bodrum Gündem

Uğur Mumcu tam 27 yıl önce faili meçhul bombalı bir suikast sonucu evinin önünde katledilmişti. Uğur Mumcu’nun ölümünün 27.yılı nedeniyle tüm yurtta olduğu gibi Bodrum’da bir anma töreni düzenlendi.

Neredeyse her yıl sadece Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Muğla Barosu Bodrum temsilciliği tarafından gerçekleştirilmekteydi.  Ne yazık ki bu yılki anma töreni de yine aynı şekilde Muğla Barosu ve ÇYDD’nin özverili çalışmaları ile gerçekleştirildi. (Ne yazık ki diyorum çünkü biz gazeteciler bu anma etkinliğinin hazırlanmasında yoktuk)

Diğer yandan da çok az sayıda da CHP’li ve devrimci-demokrat yurttaş da, bu etkinlikte özverili bir şekilde anma etkinliğini düzenleyen iki STK’ya destek vermek amacı ile Bodrum belediye meydanındaydı.

Anımsadığım kadarı ile Niyazi Atare ve Tufan Yakar’ın CHP Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı dönemlerde yoğun katılımlı anma etkinlikleri düzenlenmişti. Hatta Uğur Mumcu ve demokrasi şehitleri hafta boyunca çeşitli etkinlikler ile sürmüş, demokrasi şehitleri de tiyatral bir gösteri ile anılmıştı. O günler geride kaldı.

Bu gün yine Uğur Mumcu’nun gazetecilik yanı es geçilerek, sadece hukukçu ve Atatürkçü kimliği ile anıldı. Sağolsun bir arkadaşımızda iki türkü ile etkinliğe katkı koydu. Eksik kaldı yani.

Uğur Mumcu’nun gazetecilik yanı anlatılmadan anılabilir mi?

Uğur Mumcu Gazetecilik yanı göz önünde tutulmadan anlaşılabilir mi?

Elbette hayır.

Yani demem odur ki;

Biz gazeteciler yine ustamızı anamadık.

Biz gazeteciler yine Uğur Mumcu’nun aslında gazeteci olduğunu anlatamadık.

Biz gazeteciler yine kendi kalemize gol attık.

Oysa biz gazetecilerin Muğla’da iki tane deve dişi cemiyeti-örgütü var. Daha da ötesi Bodrum’da bir sürü gazeteci (?) var…

Yani biz gazeteciler…

*****

UĞUR MUMCU ÖLÜMÜNÜN 27.YILINDA BODRUM’DA ANILDI…

Şimdi habere geçelim;

Uğur Mumcu katledilişinin 27.yılında Bodrum’da Bodrum Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilen törenle anıldı. Anma etkinliğine Muğla Barosu Bodrum temsilcisi Av.Cavidan Karaöz Özyiğit, ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı, CHP Bodrum ilçe Başkanı Halil Karahan, CHP Kadın Kolları Başkanı Semahat Ermiş Berber,  CHP Kadın Kolları Başkan Adayları Umut Anıl Özdoğan ve Yüsra Miskioğlu, CHP Bodrum geçmiş dönem Başkanları Osman Öneş ve Recai Seymen, ÇYDD’li gençler, Bodrum Belediye Başkan Yardımcıları Hüseyin Tutkun ve Emel Çakaloğlu ile çok az miktarda yurttaş katıldı.

Azalsak da Adalet ve Demokrasi Şehitlerimizi Unutmayacağız…

Anma etkinliğinde bir konuşma yapan ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meral Saraçbaşı, şunları dile getirdi: “Uğur Mumcu’nun ardından ayakları ile yürüyenlerin büyük bir bölümü de yine toprak oldu. Arkadaşları… 24 Ocak ile başlayıp 30 Ocak ile sona eren bu hafta da azalsak da sorumluluğunu yüreğinde taşıyanlar her zaman onları hatırlamak üzere burada bulunuyor. Çok değerli bir arkadaşımızı, bir gazeteciyi, Fikret Karataş’ı kaybettik. Ona da uğurlar olsun diyelim. Burada bulunan bütün basın emekçisi arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum. Bugün onlar için de önemli…” dedi.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasının ardından Muğla Barosu Bodrum Temsilcisi Av. Cavidan Karaöz Özyiğit, baro temsilciliği ve ÇYDD Bodrum Şubesi adına hazırlanan basın açıklamasını okudu.

Muğla Barosu ve ÇYDDD Bodrum Şubesi’nin ortak basın açıklaması şu şekilde;

“27 yıl once 24 ocakta Türkiye,Kalpaksız Kuvayı Milliyecisini yitirmiş,o gün patlayan bomba,Türkiyeyi karanlıkta bırakmıştır.Önümüzdeki görev, kaybettiklerimizi geri almaktır. Gerçek değer,gelmesi boşluk dolduran değil, gitmesi boşluk yaratandır.

24 Ocak günü,Uğur Mumcu’yu anmak değil, anlamaktır.Uğur Mumcu bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların aksine, Basın tarihimizde, haberleri, yazıları, dosyaları ve kitaplarıyla büyük bir iz bırakan,sağlığında olduğu gibi, ölümünden sonra da bir çok ödül almış, cesur bir gazeteciydi.

24 Ocak 1993’te, Ankara’nın o karlı ve soğuk gününde henüz çocuk olup patlamanın sesiyle sarsılanlar bugün orta yaşlarına merdiven dayadı. Suikastin işlendiği  o gün, Mumcu’nun isminin verildiği Karlı Sokak’ta, delillerin ortadan kaldırılması, 27 yıllık süreçte yaşanacakların habercisi gibiydi.

Uğur Mumcu gibi,Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu da yerleri doldurulamayacak laik Türkiye Cumhuriyetinin simgeleşmiş  muhafızlarıydı. Hepsi de bugün bulundukları ortama uyum sağlamak için fırıldak olanların aksine,kalemleri ile fikirleri ile  güçlüden yana değil, haklıdan yanaydı. Korkak ve kaypak değillerdi.

Uğur Mumcu 8 aralık 1976 tarihinde KADRO başlıklı yazısında şöyle diyordu:                       “Devleti ele geçirmek her zaman tankla tüfekle olmaz.Devlet Bürokrasisi içinde,önemli köprü başlarının tutulması,karar organlarında egemenlik kurulması da bir bakıma devletin ele geçirilmesidir.”

Tıpkı o günlerde Mumcunun yazdığı gibi, bugün devlet kavramının nasıl alt üst edildiğini görmekteyiz.Bugün biz devletiz  istediğimizi yaparız diye diretenler, devlet bürokrasisi içinde ,bizleri vatandaşını devlet olarak görmemekte,devlet kavramını kendi iktidarları ile bağdaştırmaktadır.

Bugün tıpkı o günlerde söylenenler gibi,tüm kavramlarımız alt üst edildi. Bu karmaşa içinde dahi,Aile kavramının,arkadaşlık kavramının ,Demokrasi ve adalet kavramının unutturulmaya çalışıldığı ve unutmanın kolay olduğu ülkemizde, unutturulmaya çalışılan değerlerimizi unutmamak,gelecek nesillere ışık tutmak, Uğur Mumcu’yu ve diğer demokrasi şehitlerimizi unutmamak ve unutturmamak için her sene olduğu gibi bu sene ve önümüzdeki senelerde de bu meydanda olmaya,yitirdiğimiz  tüm değerlerimizi anmaya ve onların bizlere gösterdikleri aydınlık yolda mücadelemize  devam edeceğiz.

Gericiliğe, etnik bölücülüğe, sömürüye ve her türlü yozlaşmaya ve yolsuzluğa karşı direnmek  Mustafa Kemal‘in manevi mirasçıları olarak hepimizin görevidir.

Bugün, ülkemizde oynanan oyunların, bundan 27  yıl önce de aynı olduğunu,değişen hiçbir şeyin olmadığını bir kez daha görüyoruz. Dün düşünenler, konuşanlar susturuluyordu,bugün de muhalif olanlar, düşünenler ve konuşanlar gözaltına alıp tutuklanıyor, yıllarca yargılamalar sürüyor,

Bugün,göz gore göre binlerce kadın, haksız yere  öldürülüyor, tecavüzcüsü ile evlendirilerek suçtan kurtarılma hedefinde yasal düzenlemler yapılıyor, katilleri, ödüllendirilircesine kısa bir sure sonra aramıza dönüyor, fikir ve düşünce suçundan içeri alınan aydınlar uzun tutukluk yaşarken, cinayet,yüz kızartıcı suçlardan ceza almış olanlar, hiç bir güvenlik oluşturulmadan,denetimsiz olarak yeniden suç işlemesi istenirmişcesine aramıza geri gönderiliyor.

Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenen bir suçtur. Bugün ona olan yarın benim başıma gelmez diye rehavete girenlerin, yarın aynı olayın kendi başlarına da gelebileceğini düşünmesi, bir kişiye yapılan haksızlığın bütün topluma karşı işlenen bir suç olduğunu görmesi gerekir.Tıpkı Uğur Mumcunun söylediği gibi, İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustuklarından da sorumludur.

GeIecek nesiIIeri değiI, geIecek seçimIeri düşünen poIitikacıIarımız bu tabIonun ressamIarıdırIar.

Hiç birimiz ağlama duvarı oluşturmaya çalışmıyoruz. Bizler,katledilerek yitirdiğimiz aydınlarımızı andığımız bu günde, hangi görüşten olursa olsun tüm vicdan ve sorumluluk sahibi bireylerin üzerine düşen görevini, Atatürk devrimi  ve ilkeleri doğrultusunda yerine getirmesi gerektiğini ve  demokrasi mücadelesini bunu yitirdğimiz değerlerimize borçlu olduğumuzu hatırlatmaya çalışıyoruz.

Bizler Uğur Mumcu’nun dediği gibi koşullar ne olursa olsun  Atatürk ilkelerini, Cumhuriyet devrimini, tam bağımsızlık inancımızı laik cumhuriyetimizin kalelerinde birer bayrak gibi yükseltmeye devam edeceğiz.

Uğur Mumcu ve bu uğurda can veren aydınlarımızın barışa, demokrasiye ve hukuk devletine olan inançlarını, fikirlerini zinde tuttuğumuz sürece Barış ve Demokrasi kazanacaktır.

Cesur olmak elbette korkusuz olmak değil,yitireceklerini bilmene rağmen, yanlış olana itiraz edebilmektir.Çünkü korklar  yaşamaz sadece hayatta kalır.

Bir kez daha zamansız yitirdiğimiz  tüm değerlerimizi, özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz.

Saygılarımızla…”

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.