Bodrum Gündem

Dönüşümün Güçlü Ayak Seslerini Hâlâ Duymuyor Musunuz? Barış Aygener Bodrum Gündem yazıları…

Bir Çin özdeyişi, “Değişim rüzgarları estiğinde aptallar duvar örer, akıllılar yel değirmeni yapar.” diyor. Yaşayarak göreceğiz; yaşanan sağlık krizi sonrasında kurulacak dünya için insanlık, duvar mı örecek yel değirmeni mi yapacak?

Geçenlerde yabancı bir haber sitesinde İngiltere’nin Birmingham, Liverpool ve Merseyside kentlerinde bir grup insanın 5G baz istasyonlarına saldırdığını okudum, iki gün önce de benzer bir saldırı Hollanda’da yaşanmış. 5G teknolojisi şu an kullandığımız 4.5G teknolojisine göre çok daha yüksek hızda veri aktarımını vadeden bir teknoloji. 5G ağı hizmeti sağlayan kulelerin kundaklandığı saldırıda saldırganların gerekçesi, söz konusu yeni nesil teknolojinin korona virüsün yayılmasına neden olduğu iddiası. Bilim insanlarının ‘saçmalık, zırva ve safsata’ olarak tanımladığı bu iddia, beni sanayi devriminin ilk dönemlerine kapitalizmin serpildiği yıllara götürdü.

Sanayi devriminin merkezinde makine vardı, özellikle dokuma sanayi öncü bir rol üstlenmişti makinelerle kurulan yeni dünyaya. 1733’te İngiliz J. Kay seyyar mekiği, R. Arkwright 1767’de döner iplik makinesini icat etmişti. Tek bir aleti kullanmaya yetenekli işçi, birden fazla aletin yerini alan “makine” ile yer değiştirdi, atölyeler kapandı, zanaatkarlar rekabet edecek güçte değildi, dolayısıyla ürünlerini satamadılar. Mülksüzleşen ve işleri ellerinden alınan yığınların ilk tepkisi makinelere yönelik oldu.

Sosyal bilimler tarihinde makine kırıcılık, ludizm, olarak yer tutan olaylar, 1758 yılında Ned Ludd adındaki işçinin çorap dokuma tezgahını tahrip etmesiyle başlıyor ve sonrasında yayılıp kitle hareketi haline geliyor. Aynı durumu, Emile Zola, filmi de yapılan Germinal eserinde anlatır, bu sefer dile getirilenler Fransa’dandır; Zola, maden ocaklarında çalışanların makinelere saldırışını uzun uzadıya tasvir eder.

Tanıklık ettiğimiz bu zamanlar, tarihin akışının değiştiği zamanlar. Bizler günlük yaşam içinde sağlıklı kalmak mücadelesi verirken büyük fotoğrafı göremiyoruz, ne yazık ki. Geçmişte Anadolu topraklarına akın eden askerler, bugün bizlerin “1071 yılıyla beraber Anadolu’nun kapısı Türklere açıldı.” cümlesini kuracağımızı tahmin etmiyorlardı.

Eski zamanlar şimdiki zamanlarla kıyas kabul etmeyecek kadar yavaş akıyordu. Günümüzde toplumsal değişimlerin ivmesi o kadar hızlı ki, hızlandırılmış videolar gibi adeta. Uzmanlar, son yirmi otuz yılda yaşanan değişimlerin yoğunluk ve hızına bakarak, tüm bu değişimlerin önceki yüzyıllarda ancak 300-500 yılda görülebildiğini ileri sürüyorlar.

Evet, bugün dünya kabuk değiştiriyor, nesilden nesile aktarılacak deneyimler yaşıyoruz. İnsanlık, tarım toplumuna, sanayi aşamasına nasıl geçtiyse  bugün de dijital topluma ayak basıyor. Bir nesil sonra kişisel yaşamımızdan iş yaşamımıza kadar “yeni normallerimiz” oluştuğunda “Korona virüs sonrasında dünya, dijital topluma geçti.” yargısını kolaylıkla kurabileceğiz.

Gelecek farkındalığına sahip olan ve günümüzü sağlıklı okuyanlar, değişimin güçlü ayak sesleriyle geldiğini bilip dillendiriyorlardı, alışkanlıklarının konforunu yaşamak isteyenler, eski düzenin ekmeğini yiyenler bu sesi duymak istememiş olabilirler. Sağlık krizine neden olan korona virüsü salgını, güçlü ayak sesleriyle gelen değişimin herkes için kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

Değişime direnenler olacaktır, geçmişte makineleri kıranlar bugün 5G istasyonlarına saldıranlar olduğu gibi gelecekte de olacaktır. Stratejik, organize, kurumsal akıl üretmeyenler ya değişime duygusal tepkilerle direnecekler ya da günü kurtarmaya yönelik acil çözümler üreteceklerdir.

Elbette, değişim ve dönüşüm zamanları, insanlığın doğum sancıları çektiği zamanlardır. Yenilenlerin ve kazananların, avantajlı ve dezavantajlı olanların, öne çıkanların ya da yok olup gidenlerin olması doğaldır. Önemli olan, olup biteni nesnel biçimde okumaktır, okuyabilmektir, daha önemli olansa okuduklarımızdan dersler çıkarabilmektir. Olup biteni sağlıklı okuyamayanlar gerekli hazırlıkları da yapamayacaklardır.

Sözlerimden değişime kendimizi sorgusuz sualsiz bırakalım, dediğim sonucu çıkmasın, tam aksine olup biteni doğru okuyarak değişimi yönlendirmekten söz ediyorum. Teknolojinin birileri tarafından, belli amaçlarla, hedefler doğrultusunda üretilen bir şey olduğunun farkındayım, teknoloji üretim işinin arkasındaki aklı anlamanın yolunu açmayı deniyorum. Teknoloji felsefesi çalışmanın zorunluluğunu hissettirmeye gayret ediyorum.

Gündemde olan 5G teknolojisinin olası zararlarının farkında olarak söylüyorum; olup biteni bilirsek zararlarıyla sağlıklı ve etkin mücadeleyi yürütebiliriz. İnsanlık için iyiye de kötüye de hizmet edebilecek denli büyük verileri toplama potansiyelini içinde barındıran, erişim hızının niceliksel artışıyla beraber erişimin niteliğinde de köklü değişiklikleri tetikleyen, insan teknoloji ilişkisinde transhümanist gelişmelerin en önemli ayağını oluşturan  5G teknolojisi, dijital gözetim toplumunun en önemli ayağını oluşturabileceği gibi insani değerlerin yaşanmasını kolaylaştıran, devletleri sürekli hesap vermeye zorlayan bir araç olarak da kullanılabilir.

Rüzgar sertleşiyor, yel değirmenini büyütmeye ne dersiniz?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.