Bodrum Gündem

Hıdrellez Dileği / Hatice Yücel Bodrum Gündem yazıları…

Hıdrellez Dileği / Hatice Yücel Bodrum Gündem yazıları…

Bir tarafta bahar sevinci – Hıdrellez, diğer tarafta Corona virüsü salgınından eve tıkılmış bizler… Hani toprakta karınca, suda balık, havada kuşlar kadar çoktuk? Bilim insanları – sağlıkçılar harıl harıl çalışsa da bu kez düşman, farklı bilinmezlikler içinde. Sihirli bir değneği bekler gibiyiz. Doğaya, bahara ayıp olmuyor mu halimiz? Efsanede Nuh’un gemisini bile kurtaran Hızır bizi kurtaramaz mı? “Kul bunalmayınca Hızır yetişmezmiş” ya!

Oysa bugün uğur ve kısmet günü. bereket, muhabbet, ölümsüzlük günü. Hızır ve İlyas kardeşlerin hayat suyunda buluştukları gün. Nehire- Denize bırakılan, gül dalına takılan dileklerin günü. Doğadan binbir çiçekten toplanan, suyla yıkanılan para keselerinin, erzak torbalarının ağızlarının açık bırakıldığı, kumların, toprağın üstüne istek resimlerinin çizildiği gün. Kaynağı Gılgamış destanından başlayarak, Balkan, Yahudi, İslam efsanelerine uzanan evrensel bir inanç. Sofilere göre her dönemin bir Hızır’ı var.

Çocukluğumun Hıdrellezi canlandı gözümde. Sürülmüş temizlenmiş bahara hazırlanmış mandalin bahçemiz ağaçların çiçek kokusuyla toprak kokusu karışmış. Soframız bu gün toprağa serilmiş hasırın üstünde ailece. Annemin marifetli elleri ilk asma yaprağı dolmasını, çökelekli yeşil soğan salatasını koymuş önümüze. Ha..taze sarımsaksız olmaz. Güle  – oynaya süren bu bahar gününün tadı unutulur mu? Gençliğimizde öğretmen okulunun bahçesinde gül dalına astığımız sevgi dileklerimizde. Olgunluk meslek dönemimde bunlara ayıracak zamanım yoktu. Öğrencilerimde, işimde, ailemde yoğunlaştım. Emekli olduktan sonra Kumbahçe kıyısından güneş doğmadan 41 çakıl taşı koydum dilek şişeme; gelecek yıl denize bırakılmak üzere. Ama bu yıl bu çakıl taşlarımı denize geri getiremedim. Dilerim salgınla başa çıktıktan sonra yenilerim. Ege’nin bende hakkı kalmasın isterim.

6 Mayıs 2020 nin bir başka yüzü varki acı verici, hepimizin utancı. 48 yıl sonra bu gün “Darağacındaki üç fidan”  bize hiçbirşeyi unutturamaz!

O yıl Bodrum Ortaokulunda altı yıllık çiçeği burnunda Atatürkçü bir Türkçe Öğretmeniyim. Enerjim ve heyecanım yüksek, bilgim az olabilir.(keşke hep öyle kalabilseydim)

Bütün baskılara rağmen iyi bir öğretmen örgütlenmesi içindeyiz. Kız öğrencilerin “Kızıl Şimşekler” ismiyle bir yakan top ekibi var ki dillere destan! Okunan kitaplar, dergiler, tartışılan konular lise düzeyinde. İşte böyle bir havayı solurken,  gazetede onların asıldıkları günün fotoğrafıyla karşılaşıyorum. Henüz 25 yaşında olan “Tam bağımsızlık ve halkı adına” Öldürülen bu sembol gençlerin acısı ve haklılığı giderek büyüdü içimde.

Salgın korkusuyla evlere hapsolduğumuz günlerde Mustafa Balbay’ın “Bitmeyen Deniz Gezmiş mücadelesi-idamı-ölümsüzlüğü” kitabı yaramı deşti. Hele onlardan sonra gelen 1980 – 90 – 2020 yıllarına eklenen aydın cinayetleri, siyasi depremler beni ürküttü. Başımıza düşen taşla kilitlendik kaldık. Bunlar doğaya, bilime, sanata aç kurtlar gibi saldırışın cezası olsa gerek!

Hızır ve İlyas kardeşler! Daha sık uğrasanız bizlere diyorum. Kolay değil tabi yedi milyar insanın dileklerine ulaşmak. Devlet yöneticilerine sermaye sahiplerine hak – hukuk- vicdan, gençlerimize cesaret, enerji, bilim insanlarına akıl, sabır, çocuklarımıza sevgi, sağlık, ülkemize huzur, bereket, birliktelik, dünyaya barış – özgürlük getirseniz, çok mu gelir, kolaycılık mı olur?

Az kalsın 3 Mayıs’ı unutuyordum. “Dünya Basın Özgürlüğü günü” Dedim ya mayısın gücüne inanıyorum diye. Bu yıl Türkiye dünya basın özgürlüğü endeksi sıralamasında 180 ülkeden 154. sırada. Çin’den sonra en çok tutuklu gazetecinin bulunduğu ülke. En acısı “virüsleri temizleyeceğiz” demeçleri… sevincimiz, gururumuz bu yıl basın özgürlüğü ödülünü “Cumhuriyet Gazetesi” ve tutuklu gazeteciler aldı. Bu çizgide olan tüm özgür basın üyelerini kutlarım.

Ayrıca Mayıs’ın gücü 1. Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olan 19 Mayıslardadır. Dağ başını duman alsa da güneş ufuktan doğacaktır. Darağacındaki üç fidan ve Atatürk’ün gençliği 2. Kurtuluş savaşımız olabilirdi.

Dileğim Doğanın baharı da yürek baharımız da eksilmesin. Hıdrellez bunları suya ve toprağa karıştırarak yaşam direncimizi sağlasın, virüssüz günlerde!

Hatice Yücel / Eğitimci-6 Mayıs 2020

Yorumlar

  1. Ayer Kasif dedi ki:

    Sevgili Hatice hocam
    İki aylık evdeki garantina bizi dsha da duyglu yaptı galibaBizim Lefkosadaki Hıdrelleziimiz daha az sıkıntılı olmasada çiçekler ve özellikle bahcemizdeki çiçek yüklü limom ağacımız sıkintıları bitaz cekilir hale getiriyor Biz de bir Hızır bekliyoruz Srsmızdaki fark bizim hizırimız Anavatan
    Yavru ve ana hele yarın amalar günu ya bizim için analar gunü daha da amlamli geliyor hızıri beklerken
    Hatice hocam yaxinız çok çok gızel Bol bol kitap okuma fırsari buldugum bu iki ay icinde en güzel sey
    Tesekkürler
    Kıbrıstan selam sevgi.ve saygilar
    Ayer

  2. Burhan Atun dedi ki:

    Değerli hocam ;
    Yüreğinize sağlık. Şiirsel yazınızı okurken kendimi tüm insanlar adına empati yaparken buldum. Herkes adına içim bir kez daha sızladı .Tanrının nimetlerine kör bakmamızın bedelini ödediğimiz bu günlerde ;hoyratça tükettiğimiz doğamızdaki güzelliği görebildiğimiz , hak hukuk arayanları daha iyi anlayıp değerlendirebildiğimiz bir geleceğin özlemi ile güzel yazınıza teşekkürler eder saygılar sunarım..