Bodrum Gündem

Karantina Günlerinde Bodrum’un  İmar Ajandası – Y. Şehir ve Bölge Plancısı Şule Kükrer yazıları…

Hani bir laf vardır, “su uyur, yılan uyumaz” diye,  Kovit19 sayesinde geçirdiğimiz karantina günlerinde, Bodrum’da da hayat durdu, hepimiz su gibi uyuduk ama Bodrum üzerindeki imar iştahı hiç durmadı.

Şöyle bir düşündüm de karantinanın başladığı günlerden  itibaren neler oldu ?

Önce Okluk koyunu Hatırlayalım, Saray İnşaatı’nın olduğu, hepimizin yüreğinin yandığı o alan, 20 hektardan 65 hektara kadar çıktı. Yüreğimizdeki  yangın ne yazık ki bitmedi, 300 odanın, havuzlu binaların, helikopter pistlerinin, mega yatların  yanaşacağı iskelelerin bulunduğu alan yazlık saray için yetmedi, gözler “orman alanına” dikildi. Geçtiğimiz ay, 10 Haziran’da bir plan değişikliği onaylanarak askıya çıkarıldı.

Orman Alanı aynı zamanda Sit alanıydı. Süreç şöyle işledi, önce alanın Sit Alanı statüsü ile oynandı.

1.Derece Doğal Sit statüsünde iken, Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olarak değiştirildi.

Hemen arkasından Kamu Hizmet Alanına dönüştürüldü ve Orman alanı 27 hektar azaltılmış, Saray alanı çoğaltılmış oldu.

Hatırlayalım, aynı işlemler 2016 yılında da 20 hektarlık alanı 65 hektar Saray İnşaatı için Kamu Hizmet Alanına dönüştürmüştü.

Gökova Düzeni Planına (ÇDP) göre, Gökova Bölgesi, kıyının herhangi bir noktasından  kuş uçuşu 500mt derinliğinde Koruma Kuşağına alınmıştır.

Bu ne demek?

Koruma Kuşağında , ormanın devamlılığının sağlanması için alınacak kültürel  tedbirler , ormanların periyodik bakımları ile ilgili faaliyetler, çevrenin ve denizin kirlenmemesi için alınacak tedbirler ile planda önerilen yat yanaşma yerleri ve nokta günübirlikler dışında her türlü yapılaşma yasaktır. 

Sizce yapılan plan değişiklikleri ve uygulamalar bu yasaklara uymuş mudur?

Peki ya Kamu Hizmet Alanına ne dersiniz ? Kamu’nun kullanabileceği, bir alan mı yaratılıyor sizce?

Planlar askıdaydı ve  bu ay içinde itiraz edilmesi gerekiyordu. Muğla’da Şehir Plancıları Odası dahil bir çok  sivil toplum örgütü, “itiraz etsek ne olacak? Bizi dinleyen mi var?” klişesine girmeden, ellerinden geldiğince anayasadan gelen sorumlulukları  doğrultusunda doğanın talanına karşı durmaya çabalıyorlar.

Bodrum özelinde ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü Tarafından onaylanmış iki  plan değişikliği var. Plan Değişikliği deyip geçmeyin, yeni  yapılan kanun değişiklikleri ve çıkan yönetmeliklerle artık plan değiştirmek, plan yapmaktan daha zor. Zor, zor olmasına da kimin için, zor?

Şimdi Bakalım Turizm Bakanlığı planı değiştirirken zorlanmış mı?

Bodrum’un gözbebeği, Magazinlerin  yıldızı Türbükü’nün, Hebil köyünde, 119 parselde, 2008’de onaylı planlar üzerinde öneriliyor değişiklik. Plan değişikliği incelendiğinde 10mt.lik bir taşıt yolunun kaldırıldığı ve bir otopark ile çıkmaz sokak önerisi geliştirilerek, bir trafik düzenlenmesi yapılmak istendiği gözleniyor. Bununla birlikte onaylı planlarda belirlenen yapı yoğunluğu TAKS; 0.15,   KAKS;0.30 ve kat yüksekliği 2 kat (6,50mt) iken  öneri planda Emsal, 0.30 ve kat yüksekliği 3 kat (10,50mt) olarak önerilmiş. Ancak bu plan onaylanmadan önce,

20.02.2020 tarihinde 3194 sayılı Kanuna eklenen  Ek Madde 8 uyarınca; parsel bazında; nüfusu, yapı yoğunluğunu, kat adedini, bina yüksekliğini arttıran imar planı değişiklikleri yapılamayacağı hüküm altına alınmış.

Bu öneri plan değişikliği düpedüz, yoğunluğu ve nüfusu arttırıcı özellikte, değişiklik önerisi ise, onaylı plandaki  bütünlüğü bozacak bir yaklaşımda.

Plan Değişikliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nde ve Bodrum Belediyesi’nde  08.06.2020 askıya çıkarılmış ve 08.07.2020 tarihinde askı bitmiş.

Aynı türden bir başka plan değişikliği ise Torba’da önerilmiş (25.03.2020’de) ve 16.06.2020’de Muğla Büyükşehir Belediyesi’nde ve Bodrum Belediyesi’nde askıya çıkarılmış, 16.07.2020’de  askı süresi bitmiş.

Plan önerisi incelendiğinde, Torba 188 ada ‘da gerçekleştirilen plan değişikliği ile 10mt. lik ve 7mt lik  imar yollarının kaldırıldığı, otopark ve çıkmaz sokağa dönüştürüldüğü  izlenmekte.

Bu değişiklik için de “kamu yararı” arıyorum ama bulamıyorum. Sadece bir adada ki Turizm alan kullanımı için olumlu, diğer alan kullanımları için ise uygun olmayan bir yaklaşım sergilendiğini görüyorum. Bu yaklaşım, kıyı ile olan bağlantıyı zayıflatmış, kıyının kullanımını ve kıyıya olan ulaşımı zorlaştırmış.

Bütün bunların yanında planı üzerine kurgulamamız gereken bazı kurum görüşleri de Torba Plan Değişikliği’nde yok sayılmış. Bunlardan iki tanesi dikkat çekici. Biri; DSİ 21. Bölge Müdürlüğü görüşünün dikkate alınmaması ki, son yılların en gündemdeki konusu Bodrum’daki sel baskınlarıyken, bunun nasıl atlanabildiği geçekten şaşırtıcı. Üstelikte kendi hazırladıkları planın notlarında; DSİ’nin  “05.09.2018 tarihli görüşü ile birlikte kurumun önceki görüşlerinde belirtilen hususlara uyulacaktır hükmü varken.

DSİ’nin görüşü açık ve net olarak taşkın alan  sınırlarının işlenmesi yönünde ancak plan incelendiğinde görülmektedir ki; DSİ’nin belirttiği taşkın alanları, plana işlenmemiş ve bu alanlar üzerine “Turizm Tesis Alanı”, “Konut” ve “Ticaret” kullanımları   getirilmiştir.

Bir konu da, tarım alanlarının amaç dışı kullanımında alınması gereken güncel izinlerin alınmamış olmasıdır. Öte yandan, Mekansal Planlar yönetmeliğine göre,

“imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı durumlar ile üst kademe plan kararlarına uygunluğunun sağlanması amacıyla, planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi için bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak imar planlarında revizyon yapılacağı hükmü bulunmaktadır.”

Bütün bunları yan yana getirdiğimde, imar konusunda yapılmak istenen değişiklikler için şunları düşündüm;

bu değişiklikler Karya toprakları üzerinde  yapılmak isteniyor. Bir ata sözümüz vardır, nalıncı “keseri gibi hep bana hep bana kesme” der… Bir de 2500 yıllık Karya Medeniyetinin bir simgesi vardır, “Karya baltası” iki tarafı da aynı büyüklüktedir ve her iki tarafa da, “bir sana, bir bana” diye eşit böler…

Bir de yerel yönetimin, imar girişimlerini durdurmaya çalışan bir “koruma” yaklaşımı var ama benim bu yağmur gibi yağan plan değişiklilerini ve  yerel idarenin dışında alınan kararları görünce, neyi kimden koruyacağımız konusunda şüphelerim var.

Yapılan bu değişikliklerde ve alınan kararlarda nalıncı keseri etkisi olduğu kesin ama bir de itirazların değerlendirilme süreci var ki, Meslek Odaları başta Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası olarak geçtiğimiz hafta bu itirazları yaptık. Plan yapılırken unutulan Karya Baltasının eşitlikçi yaklaşımı  umarım plan değerlendirilirken hatırlanır da kamuya hak ettiği değer verilir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.