SARI BARET – Emin Varol Bodrum Gündem Yazıları

O, işçi kökenli, sendikacı bir siyasetçi.

Üzerinde, “sattırmayacağız” yazılı yeleği ile işçi arkadaşlarının koluna girerek yıllarca en ön safta yürüdü. Haklarını alabilmek için kendisini, demir kapılara zincirledi.

Sarı bareti, simgesi olmuştu.

Polis şiddeti ile götürülürken dahi bir eliyle sarı baretini korumaya alır, yere düşmesine engel olmaya çalışırdı.

Sarı baretini, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne de getirdi. Hatta, Meclis kürsüsünün önüne koyarak üzerine, “kıdem tazminatıma dokunma” yazdı.

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin’den bahsediyorum.

Seçildiği günden bu yana, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda da işçilerin sözcüsü oldu.

Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da, komisyonda eylemleri ile dikkati çekti.

Sarı Bareti yoktu ama elinde protesto pankartları ile bakanların önünü kesti.

“Esnaf kan ağlıyor sayın Bakanım” dedi.

Komisyon Başkanı, bakanları, Süleyman Girgin’in yanına gelmeden uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un önüne kesmesine engel olamadı.

Tüm konuşmalarına, günler öncesinden hazırlanmaya başladı. Bazen, elinde bir litre süt ve bir litre yem ile komisyona geldi, süt fiyatlarına dikkat çekmeye çalıştı.

Bazen de Muğla’nın yağmalanan kıyılarının, ormanlarının fotoğraflarını getirdi ve bakanlara gösterdi.

İşçilerin, üreticilerin haklarını savunmaya, sokak eylemleri ile başlamıştı. Şimdi de komisyondaki eylemleri ile medyanın odağında yer alıyordu.

Bütçe görüşmeleri, komisyona 205 saat sürdü.

Komisyonun en çalışkan muhalefet milletvekili olan Süleyman Girgin, komisyondan verilen araların dışında, bir an olsun yerinden ayrılmadı.

Bütçenin geneli üzerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın gözlerinin içine bakarak, “Neyzen Tevfik’in sözleri geliyor aklıma” diyerek, ünlü şairin şu mısralarını okudu:

“Ekmek herkese yetecekti aslında / Tarlaya karga dadandı / Ambara fare / Fırına hırsız / Memlekete harami…”

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a, Muğla’nın yaşadığı çevre sorunlarını anlatarak  “MUÇEV nedir sayın Bakan, görevi nedir, neye hizmet eder, ne için kurulmuştur? MUÇEV’in görevi Muğla’nın bütün kıyılarını yağmalatmak mıdır? “ diye çekinmeden sordu. İmara açılan Ortakent’i komisyon gündemine taşıdı, “Bodrum’un imar alanlarına değil, koruma planlarına ihtiyacı vardır” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ise “eski bir maden işçisi ve sendika yöneticisi” olduğunu hatırlatarak  12 Ekim’de Ankara’ya yürüyen işçilere polisin neden engel olduğunu, Ermenek maden işçilerinin neden gözaltına alındıklarını sordu. Bodrum Turgutreis’e yapılacağı söylenen Sahil Güvenlik Limanının, turistik bir yere, oteller bölgesine değil, şehir dışında bir yere yapılmasının daha uygun olacağını söyledi.

Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, yanında getirdiği yem ve sütü göstererek, Muğla’da yaşanan sıkıntılardan birisinin de süt ve yem fiyatları olduğunu rakamlarla anlattı: “ yemin fiyatı yüzde 63 artmış, süt fiyatı aynı duruyor. Siz bu durumda süt üretir misiniz?” diye sordu. “Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman” türküsünü hatırlatarak, “Zeytinyağı da yememiz lazım, basma da giymemiz lazım” dedi.

Ve böylece 11 bakanlık bütçesi üzerinde yaptığı konuşmalarda Muğla’nın sorunlarını aktardı.

Sarı baretli, işçi, sendikacı CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, şimdi bütçenin genel kuruldaki görüşmelerine hazırlanıyor.

Enerji Bakanlığı bütçesinde yine kürsüde olacak