Bodrum Gündem

Ben İsterim ki

2021 de;

Ben isterim ki bulutlar ağlasın, çocuklar ağlamasın,

Hiçbiri öksüzlük, yetimlik duymasın,

Ben isterim ki soğuğa, karanlığa kapansın kapılar,

Gözler kapanmasın, sözler kapanmasın,

Ben isterim ki her şey eğilsin insanın önünde,

İnsan insana tutsak olmasın…

Diyen Azerbeycan’lı ozan Resul Rıza’yı saygıyla anarak, “Ben de isterim ki;   2021 sevinçle, aşkla, mutlulukla, sevgiyle, barışla, umutla hoş gelsin…

Daha önceki yıllarda kötü geçen, bizleri mutsuz kılan günleri yaşamışızdır mutlaka. Ancak hiçbir dönem kendimi bu kadar çaresiz, bu kadar öngörüsüz, bu kadar yalnız hissetmemiştim. Oysaki muhteşem bir coğrafyada ailemin yanında çocuklarım ve torunlarımla beraberdim. Yine de bu ülkedeki, bu dünyada ki kendi evimdeki yalnızlık ve çaresizliği iliklerime kadar hissettim. Tüm insanlığın tanımadığı, bilmediği bir virüsle eşitlendiği bir gerçekle yalnızlaşması ve çaresizliğiydi bu duygu. Böylesi bir duyguyu daha önce hiç yaşamamış ve hissetmemiştim.

Pandemi elbet bitecek ama bittiğinde bu duygular ve yarattığı travmalar nasıl geçecek. Herşey eskisi gibi devam edebilecek mi? Bu zorlu süreçte şanslı olmayanlar, tutunacak dalı kalmamış insanlar ne yapacaklar? Pandemiyle değişen daha da ağırlaşan hayat hızla devam ederken insanlar ne yapmalı? Alışkanlıklardan nasıl vazgeçecek, bedensel ve ruhsal sağlığımızı koruyarak nasıl yaşamın içinde var olabileceğiz? Aklım arı kovanı gibi sanki.

Herşeye rağmen bildiğim ve tüm zamanlarda uygulayarak bana iyi gelen bir gerçek yine karşımda. Unutmayalım ki insan hayatında ve evrende değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Bu nedenle her an, hem kendimiz, hem de tüm insanlık için olumlu değişimler için kendimizi hazırlamalı, olumlu değişimler için çabalamalı ve başarmalıyız. Onun içinde eğer varsa kötü kaderimizin değişmesi için sadece 2021’den medet umarak beklememeliyiz. Bizimde artık gerçekleri görmemiz ve onlarla yüzleşmemiz gerektiğini anlamalıyız. Onun için kötü olan sadece 2020 değildir. 2021’in ve daha sonraki yıllarında iyi ve kötü olması biz insanların elinde ve aklındadır.

Herkes, hepimiz, her an hem kendimiz, hem ailemiz, hem de içinde yaşadığımız toplum için olumlu gelişmelerde bulunmak veya katkı koymak zorunda olduğunu artık görmesi gerekir. Kısaca sevdiklerimizle beraber sağlıklı, refah içinde mutlu, özgür bir yaşam hayal ediyorsak asla içimize kapanmamalıyız. Pandemi’den sonra, daha özgür, daha adil bir dünya için daha çok çalışmamız gerek. Çevremizde, ülkemizde ve dünyada nelerin olup bittiğiyle daha çok ilgilenmemiz gerekiyor.

Emre Kongar Hoca bu süreçte daha adil, daha özgür bir toplum için çabalamanın, çalışmanın hatta direnmenin hiç de zor olmadığını üç başlıkta toplayarak kendi gücümüzü görmemizi ve kullanmamızı istemiş.

1-herşeyden önce tüketici olarak gücünüzü kullanın,

2-seçmen olarak gücünüzü kullanın

3-değişimin itici gücü olan eğitim ve örgütlü yaşamdan asla vazgeçmeyin… demiş ve 2021’i bir “direniş yılı” olarak ilan etmiş.

Kısaca, tek güç Kovit-19 biz ne yapabiliriz ki diye kapanmayı, çevreden ve yaşananlardan kendini soyutlamayı seçenlere, “hayır!” vazgeçmeyin, esas güçlü olan sizsiniz biziz diyor. Eğer yanlışı savunanların yanında olmazsak, gerçekleri savunan, değerlerimize sahip çıkmaya çalışan gazete ve TV kanallarını izlersek, herşeye rağmen haktan, adaletten yana daha aktif rol alan, ortak değerlerde buluşabilen siyasetlerden yana olursak ne bizler nede ülkemiz çaresizlikten geri kalmış insanlar veya ülkeler arasında olmayız.

Yeni yılda ve gelecek yıllarda “bende varım, buradayım!” demeye devam etmek istiyorum. Bizleri yöneteceklerin adaletli, liyakat sahibi olmalarını istiyorum.

İnsanların kutuplaştırılıp, düşman haline getirilmediği, etnik, dini, mezhepsel, milli, cinsel tercihleri ile ayrıştırılmadığı, cumhuriyetimize ve değerlerine sonuna kadar sözde değil özde sahip çıkıldığı aydınlık günler istiyorum.

İnsanlığın yarısı olan kadına yönelik şiddetin, cinayetlerin, eşitsizliğin, emek sömürüsünün olmayacağı anlayışların çoğalmasını istiyorum.

Dış politikamızda “Yurtta Barış, Dünyada Barış” anlayışının yüceltildiği bir iktidar anlayışı istiyorum.

Abdullah Gül’den, Ahmet Davutoğlu’ndan, Ali Babacan’dan medet uman muhalefet anlayışlarının kendi tarihimizi okudukları, anladıkları ve gerçek Kuvay-ı Milliye ruhunu yerelden evrensele geliştirerek çoğalttıkları bir yeni yıl görmek istiyorum.

Bir öğretmen olarak, torunlarım ve çocuklarımız için vizyonsun yöneticilerin yönetememeleri sonunda eğitime bu dönem kadar zarar verilmediği yitik bir kuşakla karşı karşıya kalmayacağımız bir yeni yıl istiyorum.

Biliyorum hayat pandemi ile beraber zengin-fakir, siyah-beyaz, sağcı-solcu, Müslüman-Hristiyan herkese, tüm insanlığa bilimin ışığında buluşmalarının, eşit ve adil, çevreye, doğaya saygılı düzenin kurulmasının şart olduğunu gösterdi.

Bugün, 2021’den ve gelecek yıllardan umudum çok daha fazla. Çünkü genç kuşaklara ve kadınlara güveniyorum. İnanıyorum eşit özgür ve adil bir dünya isteyenlerin çağrısı tüm dünyayı saracak. Güçlerin, aklın, sağduyunun birleşmesiyle de hem kafaların içindeki, hem de doğadaki Covit-19 ve türevleri yok olacak.

Güzel günler göreceğiz, güneşli güzel günler göreceğiz…

Nuran Yüksel

3-Ocak 2021

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.