Bodrum Gündem

Eğitim Bilmecesi

Eğitim Bilmecesi

Hatice Orman- Eğitimci

2020 yılının Mart ayından beri en çok konuşulan, üzerinde en çok değerlendirmeler yapılan alan şüphesiz eğitim. Herkesin üzerinde yorumlar yapmasına rağmen de bu süreçte en ağır hasarı alan kesim de eğitim sektörünün tamamı ile birlikte anne babalar, öğretmenler ve çok sevgili çocuklarımız.

Ülkemizin geleceği yarınlarımızın güvencesi olan sevgili çocuklarımız ne yaşıyorlar? Geçen yıl Mart ayından beri yaşadığımız serüven onları nereye götürecek? Tamamen bir muamma, okullar şu gün mü açılacak bu gün mü? Derken Haziran 2020 de uzaktan eğitim ile okullarımızı kapattık. Bütün ümidimiz yeni başlayacak olan 2020-2021 Eğitim Öğretim yılına çevrilmişti. Ağustos ayı başında 8 ve 12.sınıf öğrencilerimizin destekleme ve yetiştirme kursu adı altında yüz yüze eğitime geçebilmeleri veli öğretmen öğrenci hepimizi sevindirmişti. Covid 19 tedbirleri gölgesinde zorlu savaş verdiğimiz süreci başarı ile devam ettirdik. Bütün sınıf seviyelerinde online de olsa telafi eğitimi yaparak çocuklarımızın eksikliklerini kapatmaya çalıştık. 21 Eylül 2020 ‘de başlayan yeni eğitim öğretim yılı heyecan ve coşku ile başladı. Arada İlkokul öğrencilerimiz, Ortaokul öğrencilerimiz ve Lise öğrencilerimiz yüz yüze eğitime belirli aralıklarla gelebildi. Bu zaman diliminde okullarımızda ziller çaldı, İstiklal Marşımız söylendi, çocuklarımıza sarılamasak da uzaktan gözlerinin içine bakabildik. Bir öğretmen olarak bu bile hepimize çok iyi geldi, ümitlerimiz ve yarına dair yeşeren filizlerimiz oldu. Sessiz ve soğuk okul binalarımız şenlendi, çocuk sesleri neşe ve umut verdi.

23 Kasım itibarıyla tekrar uzaktan eğitime geçtik ve 2020-2021 Eğitim Öğretim yılının birinci dönemi 22 Ocak 2021 tarihinde sona erdi. Şu anda çocuklarımız üç haftalık yarıyıl tatilindeler. Eğitim camiası olarak beklentimiz eğer sağlık koşulları uygun olursa 15 Şubatta öğrencilerimize kavuşmak. Ama içinde bulunduğumuz günlerde bu da tartışılıyor, 15 Mart 2021 işaret ediliyor. Peki bu süreçte öğretmenlerimiz de mutlu mu değil, ekranın karşısında saatlerce dil dökmek, ne kadar anlaşıldığını anlayamadan emek vermek çok zor bir durum. İnternetin kesilmesi, bilgisayardan kaynaklanan sorunlar, elektriklerin kesilmesi, öğrencimizin kamerasını açmaması, sorduğumuz soruya kimsenin cevap vermemesi, öğrencilerimizin ödevlerini yapmamaları, derslere katılmamaları, okul idarelerinin velilerimize ulaşarak öğrencilerimizi derse katma çabaları… Şevk ve heyecanımızı kıran daha birçok sebep.

Uzaktan eğitim döneminde anne baba olmak ise hayatın en zor şeyi, evde anne baba rolünün yanına bir de öğretmen rolü eklendi Kapıdan ya da ekranın arkasından hangi derse katıldı, öğretmeninin sorduğu soruyu bilebildi mi? Sınav olursa notu ne olacak? Yüksek Öğretim Kurumlarına Giriş  ya da Liseye Giriş Sınavında başarılı olacak mı? Özel ders mi aldırsam? Üniversite sınavında istediği puanı alamazsa ne olur? Okul taksitleri nasıl ödenecek, yemek ve servis parasını geri alabilecek miyim? Çocuğum geleceğe eksik hazırlanıyor, bu açıkları nasıl kapacağız? Binlerce olumsuz soru ile boğuşan anne babalar. Ders ve uzaktan eğitime girip girmeme yüzünden örselenen anne baba ve çocuk ilişkileri hepsinden daha zor.

Ülkemizin ve Bodrum yarımadasının her yanında farklı eğitim olanaklarına sahip güzelim çocuklarımız. Devlet okullarında uzaktan eğitimi yeterince alamayan binlerce gencimiz, geleceklerini tayin edecek Yükseköğretim Kurumları Sınavına bu kısa sürede nasıl hazırlanacaklar. Eğitimciler ve anne babalar olarak bu soruna kısa vadede hızlı çözüm üretmeliyiz. Hayali bir Fen Lisesi’nde okumak ve bilim insanı olmak olan çocuklarımız Liseye Giriş Sınavında nasıl başarılı olacak? Hepimiz bu konularda acil eylem planları yaparak harekete geçmeliyiz. Kaybedecek zamanımız yok. Koşullar ne olursa olsun biz öğretmenlerin her zaman yapacağı bir şey vardır. Öğretmenlik Andında söz verdiğimiz gibi bu yola baş koymuş insanlar olarak çare üretmeliyiz. Yüreğimiz bu çocuklar için sızlamalı, uykularımız kaçmalı. Bir soruyu yapamadığı için istediği okulu kazanamayıp bütün hayatı değişecek olan çocuklarımıza el uzatmalıyız. Elimizden geldiği ölçüde moral ve motivasyon desteği vererek onları yüreklendirmeliyiz. Hadi ver elini deyip onları tutup kaldırmalıyız. Dijital dünyanın derinliklerindeki çıkmazlarından gerçek hayata; güneşe döndürmeliyiz gözlerini. Umutsuzluklar umuda, başarıya ve aydınlığa dönüşmeli.

Anneler babalar ve eğitimciler olarak güzelliklere ve ışığa ihtiyacımız var. Yaşam koşullarının oldukça yorduğu yüreklerimiz aydınlanmalı, çocuklarımız sağlık ve gelecek kaygısı yaşamadan gülmeli, eğlenmeli ve öğrenmeli. Çağın en ileri teknolojik gelişmelerini ve insani değerlerimizi milli değerlerimizle birleştirerek güçlü Türkiye’yi hep birlikte yaratmalıyız. Bütün ümidimiz gençliktedir.

Bütün eğitim camiasına sağlıklı, mutlu ve başarılı günler, umutlu yarınlar diliyorum…

Sevgilerimle.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.