Bodrum Gündem

“Devrim Yasalarına” Ağıt!

Hatice Yücel/Eğitimci

3 Mart 1924. Cumhuriyetin kuruluşundan beş ay sonra onun “olmazsa olmazı” üç devrim yasası gerçekleşiyor. Hilafetin kaldırılması, Şeriye ve Evkaf Bakanlığı’nın kaldırılması, Öğretim Birliği yasası. Bunlar cumhuriyeti besleyen 3 kaynak, koruyan 3 silahşör, yaşatan 3 demir direk ve gökten düşen 3 elma… Din devleti yerine laik Türkiye Cumhuriyetini kuranları, koruyanları bugünlere taşıyanları saygıyla anıyor, onlarla gurur ve onur duyuyoruz. Bundan sonra da başta siyasi kadroların, gençliğin, yediden yetmişe halkın, öğretmenlerin bu kutsal emaneti sonsuza taşıma sorumluluğu vardır.

97 yıl sonra bugün “canı gönülden” bu yasaların varlığıyla yaşamak isterdim, olmadı. Mücadelemiz yetmedi, yetmiyor. Acı gerçekler yaşandı, yaşanıyor. Ancak “umut kapımız” açık.

Cumhuriyeti yaşatacak olan halkın niteliğidir. Eğitimidir. Eğitim- Öğretim birliğinde her hükümetle yapılan değişiklikler -yazbozlar- belirsizler bütünselliği bozmuştur. Parçalanmış ayna misali kendimizi bile tanıyamaz olduk. Dinselleşmiş, ticaretleştirilmiş, ötekileştirilmiş eğitim kurumlarından nasıl bir toplum oluşur ki? Dini okullar, özel okullar, devlet okulları gibi üçlü bölünmüşlükten hangi birlikteliği sağlayabiliriz? Ayrıca salgın önlemleriyle bunun ötesine geçilerek okullar kapatıldı. Evlere tıkıştırıldık, varsa bilgisayarlarla kaldık.

Bu eğitim ve öğretime vurulan en büyük darbe oldu. En çok da çocuklara, kadınlara… Eğitimde bir yıllık kayıp hayat boyu elde ettiğimiz gelirin %10’nu kaybetmek demek. Çocuklarımızın eli kalemsiz, kitapsız, çantasız, karatahtasız, oyunsuz, arkadaşsız, sınıfsız, sanatsız, hayalsiz, okulsuz kalakaldı; bugünü ve yarını olmayan. Yüz yüze, göz göze, gönül gönüle, dokunuşlarla yapılan öğretim, hiç hoşlanmadığım “uzaktan eğitime” dönüştürülüverdi sorgusuz-sualsiz, hazırlıksız…

Bu zorunlu, sessiz kabullenişin faturası bizim gibi ülkeleri daha çok hırpalayacaktır. Eğitimde varolan eşitsizlik daha da artacak bundan kız çocukları fazlaca etkilenecektir. Okul yolunun önü bu defa başka bir tuzakla kesilmiştir. Oysa öğretmenlerin “aferinleri” onların ufkunu açacak, kardelenler kurtulacaktır. Çağdaş eğitimden bir kişi bile feda edilmemelidir. Çünkü o, yaşam hakkı kadar değerlidir. Cumhuriyet de o bireylerle yaşar.

Bu günlerimiz Cumhurbaşkanı, Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı’nın her gün değişen, belirsiz demeçlerini dinlemekle geçiyor. Aştan, aşktan, aşıdan uzaklaşarak…

Tabii ki ağıt değil amacım. Yolumuz yine de “Devrim Yasaları” yolu, yolcular da, bizleriz. İnsandır her şeyin başı, insan olmaktır. Doğa usanıyor mu değişimden, yenilenmekten. Bak uzun kara kışın sonunda beklediğimiz “BAHAR” geldi.

Bu, dilerim cumhuriyetin, eğitimin, insanın, Bodrum’un baharı olur!

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Nazan Tümer dedi ki:

    Değerli Öğretmenim,
    Ellerinize sağlık. Aşa, aşka, aşıya yakın günler yakın olsun.
    Saygılarımla…

  2. İsmail BOZKURT dedi ki:

    Sayın
    Hatice Yücel hanımefendin in bu güzel yazısı çok değerli.
    Ancak Cumhuriyetin laik değerlerin savunmasında,
    sermaye ve işveren çevresinin sesiz kalması çok acı bir gerçek.
    Saygılarımla.
    İ. BOZKURT