Bodrum Gündem

Muğla’da eğitim bu koşullarda temmuz ayına kadar devam edemez

Muğla’da eğitim bu koşullarda temmuz ayına kadar devam edemez

Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk`un bir televizyon programında eğitimin 2 Temmuz 2021 tarihine kadar aralıksız sürdürüleceği sözlerine yönelik açıklamalarda bulundu. Savran,‘Sayın bakan, yüksek riskli iller arasında bulunan Muğla olarak normalleşme ve alınmayan önlemlerle turuncu renkten kırmızıya doğru ilerliyoruz. Muğla’da bu gidişle eğitim Temmuz ayına kadar devam edemez’ dedi.
Bodrum Gündem Haber
Şube Başkanı Birdal Savran, ‘1 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan “yeni kontrollü normalleşme” süreci; “Her iki haftada bir de normalleşme uygulaması güncellenecek, valiliklerimiz başkanlığındaki il hıfzıssıhha kurullarımız bu güncellemeye göre uygulamayı gözden geçirecek ve yeni düzenlemelere gidilecektir” denilerek kamuoyuna sunuldu. Yaklaşık bir yıldır gerekli önlemler alınmadığı için ertelenen yüz yüze eğitim, vaka sayılarının on bini aştığı, mutasyonlu virüs vakalarının yaygınlaştığı bir dönemde eğitim emekçileri aşılanmadan, seyreltme ile ilgili hazırlıklar dahi tamamlanmadan ve gerekli tedbirler alınmadan başlatıldı ve ayrıca Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bir televizyon programında eğitimin 2 Temmuz 2021 tarihine kadar aralıksız sürdürüleceğini ifade etti.’ diye konuştu.
Vaka sayısı 13.755
Savran şunları söyledi: ‘Milli Eğitim Bakanının bu açıklamaları yaptığı anlarda pozitif vakaların yapılan testlere oranının iki günde 8.65’ten 9.77’ye yükseldiğine tanıklık ettik. 09 Mart 2021 tarihinde tespit edilen yeni vaka sayısı 13.755. MEB, yaşanan bu artışı doğru okuyarak alacağı önlemleri ve kararları belirlemeli; sağlık hakkı ve eğitim hakkı birlikte değerlendirilmelidir.
Eğitim; 83 milyonun sorunudur, gelecek planıdır, ülkenin umududur. AKP’ye ve tek adamların inisiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir meseledir. Yeterli yatırım ve olanakların her öğrenci için adil olarak sağlanamadığı, özel okullarda eğitimin özendirildiği ve gerekli teknolojik yatırımı yaz döneminde yapmayı geciktirerek insan eliyle ve politik kararlarımızla bir riski göze aldık ve emekçinin ve çalışanın asgari ücretin bile altında ücretlerle çalışmak zorunda kaldığı, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanırken öğrencisinin eğitim ihtiyaçlarını tamamen velilerin omuzlarının üzerine bırakarak devlet ve vakıf okullarında eğitim gören öğrencilerin arasındaki uçurumu daha da açarak yeni bir neslin eğitiminde belki de hiç var olmayan bir yıl yarattık.’


Aşılama bu hızla 2-4 yıl sürer
Savran; ‘COVİD-  19 salgını ile mücadelede toplum sağlığı için kitlesel ve hızlı bir aşılamanın önemini tüm bilim insanları ifade etmektedir. Ne var ki gerek yeterli aşı temini ve gerekse aşılamada istenilen hıza erişilememesi toplum sağlığı açısından kaygıların artmasına yol açmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk bir köy okulunda aşı olduğunu gösteren fotoğrafı paylaşarak, “öğretmenlere aşı başladı” haberini yayınladı. Sayın Bakan ne yazık ki algı yönetimi yapıyor. Eğitim emekçilerinin aşılanması kısmi olarak bugün başlamışsa da ilk aşının yapımı ve 2.doz aşının yapımı ile birlikte bağışıklık kazanılmasının 6 hafta alacağı da göz önüne alındığında tüm eğitim emekçilerine 2 doz aşının yapılabilmesi ve bağışıklık kazanılması  aylar alacaktır. Yine Toplumsal bağışıklığın elde edilmesi için en az %70’lik toplum nüfusunun bağışıklanması gerekir. Aşılamanın başladığı 13 Ocak 2021 tarihinden bu yana 8  hafta geçmiştir. Aşılama hızı böyle devam ederse, %70’lik oranın yakalanması için aşı mücadelesi 2-4 yıl kadar daha sürecek demektir.’ dedi.
Sendikalarla görüşmeden karar almak doğru değil
Savran; ‘MEB’in ve eğitimi yönetenlerin, eğitim emekçileri ile ve onların sendikaları ile görüşme ihtiyacı dahi duymadan çalışma süreleri ve koşulları, iş güvenliği ve çalışanların sağlığı gibi konularda tek başına karar almasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil. Öğretmenlerin çalışma koşulları ve sürelerini etkileyecek, yaz tatilinde çalışmalarına neden olacak bir kararı MEB tek başına alamaz, almamalı. Sendikalarla görüşmeden, bir uzlaşı sağlamadan böylesi bir kararın alınması mümkün değil, doğru da değil. Dinlenme hakkını emekçiler bedel ödeyerek kazandılar ve kazanılmış haklarını da mutlaka koruyacaklardır.
Görme biçimi aynı zamanda bir görememedir, görmeme biçimidir. Görme biçimi görmenin mutlak olamayışının bir anlatımıdır. Aslında yaratılan illüzyon piyasacı, gerici, cinsiyetçi eğitim tercihidir.’

Doğru ile yanlış arasında kesin tavır koyuyoruz
Savran; ‘Gündeme getirdiği her düzenleme ve uygulamayla eğitim sistemini kaosa sürükleyen, öğretmenleri, öğrencileri ve velileri attığı her adımda mutsuz eden MEB’in, emeğimizi değersizleştiren, mesleki itibarımızı ayaklar altına alan politika ve uygulamalardan vazgeçmedikçe, Türkiye’de ne eğitimin niteliğini arttırmak, ne de öğretmenlerin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek mümkün görünmemektedir.
Siyasi iktidarın tükettiği, değersizleştirdiği ne varsa, hepsini iddialarımız ışığında yeniden kurmak bizim sorumluluğumuzdadır. Doğruyla yanlış arasında kesin tavır koyarak olup bitenleri teşhir etme, bilince çıkarma misyonunun taşıyıcısı olmaya devam edeceğiz. Mahallemizi, sokaklarımızı, iş yerlerimizi, okullarımızı, sendikalarımızı yeniden örgütleyeceğiz ve daha güçlü örgütleyeceğiz. Bu görev ve sorumluluk hepimizindir.’
dedi.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.