Bodrum Gündem

Aylin Nazlıaka “Kota değil, denklik istiyoruz…” ( ÖZEL RÖPORTAJ )

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Bodrum Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Bozoğlu’nun sorularını yanıtladı. Oldukça dikkat çeken noktalara değinen Nazlıaka, “Mevcut iktidar Gazeteciler dört maymunu oynasın istiyor. Görmesin, duymasın, konuşmasın, yazmasın istiyor. Ama iyi ki cesur gazeteciler var. İyi ki halkın haber alma özgürlüğüne sahip çıkanlar var, iyi ki  mesleğini hakkı ile yapanlar var…” dedi.

Bodrum Gündem Haber

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP Bodrum Kadın Kollarının davetlisi olarak Bodrum’a geldi. CHP Bodrum İlçe Başkanlığında CHP’li kadınlar ile bir araya gelen Nazlıaka Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı da makamında ziyaret etti.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka Çırkan Mahallesinde Bodrum Belediyesine ait yeşil alanda, CHP Bodrum Kadın Kolları tarafından projelendirilen Yaşam Hak Kadın Ormanında fidan dikim etkinliği öncesinde, Bodrum’un en özel mekânlarından birisi olan Trafo’da Bodrum Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Bozoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Herodotos’un memleketi, Halikarnas Balıkçısının cenneti, kedilerin ve köpeklerin bile arkadaş olduğu, dünyanın en güzel yeri Bodrum’a hoşgeldiniz… 

  • “Hoş bulduk. Bodrum bir kadın kenti. Dünyanın ilk kadın Amirali’nin görev yaptığı kent. O nedenle Bodrum bizim için çok özel bir anlam ve değer taşıyor. Tabiki tarihsel dokusu, kültürel zenginliğiyle ve insanlarıyla Bodrum’u çok seviyoruz…”

Siyaset açısından da kadınlar burada çok güçlü…

  • “Öyle gerçekten de çok güzel bir kadın örgütlenmemiz var. Örgütlenmediğimiz hiçbir mahalle yok. İnşallah örgütlü gücümüzü kadın üye sayımızı da arttırarak daha, daha, daha yükselteceğiz. Güzel hedeflerimiz, güzel amaçlarımız var Bodrum için…”

Sayın Genel Başkanım sanırım uzun bir süredir seyahat halindesiniz. Türkiye turu diyebiliriz herhalde. Neler yaptınız bize kısaca özetleyebilir misiniz? Sonra bir de ülkemizin genel gündemiyle ilgili de konuşalım…

  • “Göreve geldiğimizde ilk olarak mevcut durum analizi yaptık. Yani Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak örgütlü gücümüzü biraz ölçümlemek istedik. Orada gördük ki örgütlenme noktasında ilçelerde eksikliklerimiz var. Bunu fark edince hızla ilçelerimizin örgütlenmesine ağırlık verdik. Şu anda günde 3.1  yeni örgüt kuruyoruz. Ben bugün buradayım, ekip arkadaşlarım başka başka illerde ve ilçelerde çok yoğun bir çalışma sürdürüyorlar. Diğer taraftan kadın üye sayımızı da arttırıyoruz. Çünkü şu anda partimizin kadın üye sayısı erkek üye sayısının 3’te 1’i oranında. Biz bu oranı eşitleme hedefiyle yola çıktık. Kadın üye sayımızı hızla arttırıyoruz. Sadece kadın üye sayımızı değil, erkek üye sayımızı da artıyor. Bizler üye çalışması yürütüyoruz aslında. Bununla birlikte siyasi eylemlik için, siyasi bilincin, farkındalığın yükselmesi lazım. Onun için de her salı günü eğitimler organize ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları’nın tüm üyelerinin dahil olabileceği nitelikte sohbetler. Bizler bu sohbetlere “Demir leblebi sohbetleri” dedik. Demir leblebi biliyorsunuz zoru başaran demektir. Dolayısıyla bizlerde zoru başaranlar olacağız ve inşallah ve ilk seçimlerde AKP’yi, yani mevcut iktidarı gönderecek olan sürecin kahramanları olacağız. Bu inançla, bu kararlılıkla bu irade ile bütün kız kardeşlerimizle birlikte yola çıktık ve yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Diğer taraftan bugün Bodrum’a  gelmemin de bir vesilesi olan çok önemli bir projemiz var. Projemizin adı “Yaşam Hak”. Yaşam ve hak kelimelerini yan yana gelmesinden oluşuyor.  Ne yazık ki Cumhuriyet ile birlikte eşit vatandaş olan kadınlar bugün yeni haklar kazanmak bir yana, en temel hakkı olan yaşamak hakkını sürdürebilmekte bile zorlanıyor. Kadınlar evde, sokakta, fabrikada, otobüste şiddete maruz kalıyor, yaşamını kaybediyor. O yüzden biz de şiddet mağduru olan kadınlara destek olabilmek amacıyla genel  merkezimizde bir çağrı merkezi açtık. Tıpkı Bodrum’da var olan bir sistem gibi 7/24 aranabilecek 444 82 85 nolu hattımızı devreye soktuk. Bu numarayı arayan  tüm kız kardeşlerimize istismara uğramış olan kız kardeşlerimize, şiddet görmüş olan çocuklara, herkese katkı sunmaya çalışıyoruz. Ücretsiz hukuki destek, ücretsiz Psikolojik destek, aynı zamanda duruşmalarda savcılıklar da karakollarda yanlarında olmak gibi, birçok alanda onların yanında yer alıyoruz. Dolayısıyla bugün burada da bugün bu projenin adını taşıyan ve tüm kız kardeşlerimize ismini armağan edeceğimiz bir orman açılışı “Kadın Orman”ı açılışı olacak. “Yaşam Hak Kadın Ormanı”…

Böylelikle Bodrum’dan bir çoban ateşi yakmış olacaksınız.   “Yaşam Hak Kadın Ormanı” tüm yurda yayılacak ve örnek olacak…

  • “Aynen bir ormanın ulu ağaçları gibi, giderek daha da kökleniyoruz ve göğe yükselen fidanlarla daha da gelişiyoruz. Yeni üyeler, yeni kişiler aramıza katılıyor. Aslında bizler örgütlü gücümüzü çoğaltıyoruz. Çünkü biliyoruz ki hiçbirimiz, hepimiz kadar güçlü değiliz. Onun için ne kadar çok yan yana durursak, ne kadar gönüldaş olursak, ne kadar gönüllerimizi birleştirirsek, hepimiz o kadar güçlüyüz.  Diğer taraftan partimizin yine dönüştürücü gücünün devreye girdiği önemli bir süreç yaşıyoruz. Biz kurultayda “Kotalar bize dar rotamız iktidar” diyerek seçilmiştik. O yüzden siyasi partiler yasasındaki bir değişimi çok  önemsiyoruz.  Az önce Bodrum Belediye Başkanımızla da  bir görüşme yaptık. Kendisi de Muğla’dan bir kadın milletvekili olmalı ve hatta Bodrum’un bir sonraki Belediye Başkanı belki de kadın olmalı gibi eşitlikçi duygularını dile getirdi. Bu nedenle de ona teşekkür ediyoruz.  Bizim de yaptığımız tam olarak bu oldu. Cumhuriyet Halk Partisi olarak dedik ki meclisin madem 600 milletvekili var ve bu toplumun yarısını kadınlar oluşturuyor, yarısını da kadınlar dünyaya getiriyor. O halde meclisinde yarısının kadınlardan oluşmalı. Dolayısıyla bundan sonraki seçimlerde zebra modeli ile yani bir kadın bir erkek şeklinde sıralamanın yapılacağı, mecliste eşit temsili hedefliyoruz. Kota değil, denklik istiyoruz.  Kota değil parite istiyoruz, kota değil yüzde elli istiyoruz. Bunun için de yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bu Bodrum’un aydınlığı Bodrum’un Güneşi dileriz ki tüm Türkiye yayılsın  Çünkü burası gerçekten eşitlik anlamında çok değer katan bir kent…”

Biz Bodrumlular buradan kendimize pay çıkartabiliriz. Çünkü biz Bodrumlular kadınlarımıza her zaman öncelik vermişizdir, vermeye de devam edeceğiz. Önümüzdeki süreçte ilk seçimde, benim öngörüm 2021’de bir seçim olacağı yönünde, Bodrum’dan da bir kadın milletvekili çıkartabilmesi dileğimdir. Bodrum’da görev yapan bir gazeteci olarak bunun  için çaba gösteriyorum.

Ben birçok siyasetçi ile de konuşuyorum, dikkat ediyorum iktidara çok hazırmışsınız gibi konuşuyorsunuz…

  • “Kesinlikle hazırız. Kadrolarımız da hazır, pojelerimiz hazır. Biz bunun talimini çok uzun yıllardır yapıyoruz. Artık görüyoruz ki mevcut iktidar çok yoruldu. Biraz da onlar dinlensin. Köşede otursunlar, biraz da biz yönetelim ülkeyi.  Çünkü gerçekten ben 2010 yılından buyana partimizin mutfağında da, yani proje üretim merkezinde de görev almış birisiyim. Baktığımda inanın ülkenin herhangi bir sorunu olsun ve Cumhuriyet Halk Partisinin o sorunla ilgili olarak mevcut bir çözüm önerisi olmasın. Yani her konuda çözüme yönelik bir projemiz var. Sürecin paydaşlarıyla bir araya gelerek, akademisyenlerle görüşerek, uluslararası uygulamaları devreye sokarak ve en doğru kadrolarla, gene bu konuyu masaya yatırarak en doğru stratejiyi politikaları oluşturmuş bir partiyiz. Hatta görüyoruz ki kimi zaman bizim politikalarımız ve projelerimiz iktidar tarafından kendilerininmiş gibi kullanılıyor. Bundan da memnunuz. Örneğin emekliye iki maaş ikramiye verilmesinden tutun da, asgari ücrete kadar birçok konuda bu böyle. Ama istiyoruz ki artık biz yönetelim. Dolayısıyla da halkımızın  gerçek anlamda sorunlarına temas eden, o sorunları çözen ve halkın iktidarını kuranlar olalım…”

Siz Ankara’dan geldiğiniz için, biraz da Ankara’dan da bilgi alalım istiyorum. İttifaklar nasıl gidiyor? Cumhur ittifakında sanki bir çatırdama var.  Millet ittifakı sanki biraz daha genişliyor gibi görünüyor.  Sanıyorum bu birliktelik de siz kadınların sayesinde gerçekleşiyor diye düşünüyorum. Meral hanımın o cesur çıkışları kadınların o gücünü net olarak göstermiş oldu…

  • Siyasette çok güçlü kadınlar tüm partilerde var. Önemli olan kadınların kendini ifade edebileceği ortamı ve atmosferi yaratabilmek. O açıdan biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak o havayı gerçekten de oluşturmayı çok önemsiyoruz. O iklimsel düzenlemeyi yapmanın bizim partimizin sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Ama elbette güçlü kadın siyasetçiler hepimizi gururlandırıyor, hepimizi onurlandırıyor.  Genel hava şu. Ki biz görüyoruz. Cumhur ittifakında da bir panik var. Çünkü artık freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağıya inmekte olduklarının farkındalar. O yüzden aslında ne yaparız da millet ittifakına nifak sokabiliriz arayışı içindeler.  Ben size basit bir örnek vereyim, mesela az önce bahsettiğim siyasi partiler yasasında ki değişiklik ile ilgili olarak biz Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları, diğer partilerin kadın kolları yöneticilerini ayırım gözetmeksizin tek tek ziyaret edeceğiz. Çünkü biz bu ülkenin sorunlarını çözmeye talip olan bir partiyiz. Bayramlarda tüm partilerle gidip bayramlaşabilen tek partiyiz. İşte o yüzden de o birleştirici gücümüzle birlikte ülkemizin içinde bulunduğu bu kadersel süreci de, yine değiştirenlerden olmak istiyoruz. Geçenlerde biliyorsunuz Cumhurbaşkanı insan hakları eylem planı açıkladı. Tabii çok trajik bir durumdu. Trajikomik bir durum diyorum, çünkü bunca ülkeyi yönetenler, sanki yeni iktidara gelmiş gibi bir insan hakları eylem planı açıklıyor. Orada kendisinin bir cümlesi benim çok dikkatimi çekti. Adalet ile ilgili amaç maddesinden bahsederken; ‘Her çiçeğe su verilmez. Bir çiçeği çok sularsan çürür, az sularsan solar. Boynu bükük çiçeğe su vereceksiniz’ Bu ne demek biliyor musunuz kadınlar üzerinden bunu örnekleyeyim. ‘İtaat et, rahat et’ diyorlar. ‘Sürekli boynu bükük olup,  bana boyun eğersen adalet dağıtırım’ diyor. Aynı şekilde yoksulluk ile ilgili bakış açısı da şu; Victor Hugo’nun bir lafı vardır bilirsiniz; ‘Onlar yoksulluğu yönetmek istiyor, biz yok etmek istiyoruz’ diye, onların derdi insanların boynu bükük olsun ve onlara sundukları katkılarla birlikte itaat edenler olsun, onlara oy veren olsun şeklinde. İşte biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kimsenin boynunun bükük olmamasını istiyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak yoksulluğu yöneten  değil, yok eden olmaya talibiz.  Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak herkesin bu ülkede eşit demokratik, adil, özgür bir biçimde barış içinde yaşayabildiği bir düzenek kurmaya talibiz ve bunu da ilk seçimlerden sonra iktidara gelip ki biz bunu ortaklarımızla ve dostlarımızla birlikte yapacağız. Buna yürekten inanıyoruz.

İktidara gelmek konusunda çok istekli ve iddialı olduğunuz kesin.

Biraz da bizden konuşalım isterim. Biz gazeteciler ya yandaş ya candaş olmak zorunda bırakılıyoruz. Ya da muhalif olarak olarak adlandırılıyoruz. Ama bizler sadece gazetecilik yapmak istiyoruz. Neler düşünüyorsunuz basınla ilgili, basın özgürlüğü ile ilgili…

  • Mevcut iktidar gazetecilerin dört maymunu oynasın istiyor. Görmesin, duymasın, konuşmasın ve yazmasın istiyor. Ama iyi ki cesur gazeteciler var, iyi ki halkın haber alma özgürlüğüne  sahip çıkanlar var, iyi ki mesleğini hakkı ile yapanlar var.  İyi ki basın özgürlüğünü savunan ve bunun için mücadele edenler var. Bu siyasetçisi ile sivil toplum örgütlenmesi ile direkt olarak bu mesleği icra edenlere edenleri ile birlikte aslında kocaman bir grup. Ama ne yazık ki ülkemiz şu anda Türkiye en yüksek oranda tutuklu gazeteciye sahip olan bir ülke dünya ölçeğinde.  160 tutuklu ve yargılanan gazetecinin 63’ü Türkiye’de yanlış söylemiyorsam eğer. Bu gerçekten iç yakıcı ve ülkemiz açısından itibar kaybettiren bir şey. Çünkü anayasamıza da baktığınızda basın, yani medya dördüncü büyük güçtür.  Yasama, yürütme, yargı ve medya diye tanımlanır ve aslında güçler ayrılığı ilkesi çerçevesinde medyanın da bağımsız hareket etmesi beklenir. Ama bugün baktığınızda sekiz yandaş gazetenin aynı manşeti atabildiği, bazı yandaş köşe yazarlarının, onlar adına utanarak söyleyeceğim aynı içerikte, hatta aynı makale başlığıyla  yazılar yazabildiğini  görüyorsunuz.  Bizlerin vergileriyle faaliyet gösteren TRT’de  vatandaşa pazardaki sebze artıklarından nasıl yemek yapacağını, bir yumurtanın çürük olup olmadığını nasıl anlayacağı anlatılıyor, tarifleniyor. Diğer taraftan yine gazetelerde bakıyorsunuz markete nasıl gidilmesi gerektiği söyleniyor. Liste yapın, çocuğunuzu yanınızda götürmeyin, tok karnına gidin, göz hizasındaki yiyeceklere bakmayın, canınız çekebilir, onlar lüks üründür. Göz hizasının ya yukarısına, ya da aşağısına bakın. Baktığınız ürünlere dokunmayın. O sizde sahiplenme duygusu yaratabilir, tadına bakmayın satın almak isteyebilirsiniz gibi halkı yoksulluğa alıştıran, halkın yoksulluğu yönetmesi konusunu rehberlik eden bir anlayış var. Biz herkesin istediği şekilde alışveriş edebileceği güce sahip olduğu ve gelir dağılımında eşit olduğu bir Türkiye inşası için çalışıyoruz. Bunu da yapacağız…”

31 Mart seçimlerinden sonra birçok yerde belediyeler değişti. Türkiye’nin neredeyse yüzde yetmiş nüfusunun yerleştiği kentler CHP’li Belediyeler tarafından yönetiliyor ve çok da başarılı gidiyor. Bodrum Belediyesi ve Muğla Belediyesi de dahil olmak üzere, yerel yönetimlerle ilgili görüşlerinize almadan önce ben Bodrum Belediye başkanımızı da kamera karşısına alacağım. Böylelikle her ikinizin de görüşlerini almış olacağız.

  • Evet, ben birkaç cümle ile şunu söyleyebilirim. Gerçekten Bodrum Belediyesi de bizi çok onurlandıran  gururlandıran bir belediyemiz. Görüyoruz ki mevcut iktidar 31 Mart’tan sonra dengesini kaybetti ve bu belediye başkanlığı seçiminde yaşamış oldukları yıkım kendi taraftarındaki yıkım onların dengelerini de bozdu. Sırf bu nedenle belediyeleri olabildiğince  zapturapt altına almaya çalışıyorlar. Ama biz biliyoruz ki bizim başkanlarımız her koşulda halka hizmet etmeye, üretmeye ve çalışmaya devam edecekler. Onun için iyi ki varsınız diyorum…”
  • Ahmet Aras; “Sağ olun başkanım çok teşekkür ederiz Öncelikle Bodrum ziyaretiniz bizi çok mutlu etti. Bodrum’da sizi güler yüzle karşıladı. Çok güzel bir hava var. Biz Bodrum’u özellikle kadın konusunda çok şanslı görüyoruz. Çünkü çok güçlü kadınlarımız var. Evet Belediyelerde sıkıntılarımız tabii var. Muhalif belediyeler olarak, o kadar olacak. Bizler sayın genel başkanımızın da hep ifade ettiği gibi ‘Bütün bu zorluklara rağmen başarılı olursanız, bunun bir kıymeti var. Yoksa her şey güllük gülistanlıkken başarının aslında çok da takdir edilecek bir tarafı olmuyor…’ Gerçekten zor şartlarda bir şey yapabiliyorsanız eğer, daha büyük bir etki yaratıyorsunuz. Şimdi biz de Bodrum’da çok ciddi dikkat çekiyoruz. Bodrum’da nüfus artıyor. Ama bu nüfus artışı tatile gelen insanlardan değil, aynı zamanda Bodrum’da yaşayan ve gerçekten dezavantajlı gruplarımız var. Kendi çeperlerinde yaşayan özellikle hizmet sektöründe çalışan inşaat sektöründe çalışan çok insanımız var. Çok ciddi bir şekilde artan kiralar var. Tek başına bir erkeğin çalışması yetmiyor artık. Kadının da çalışması lazım. Onun için kadınların sosyal hayata katılmasını sağlamamız lazım, çalışma hayatına atılmasını sağlamamız lazım. Bununla ilgili Kent Konseyimizle ve Kadın Dayanışma merkezimizle ciddi ciddi çalışmalar yaptık. Uygun fiyata, çok cüzi fiyata gündüz bakımevleri, kreşler ya da engelli çocukları olan vatandaşlarımız için de onların zaman geçirebileceği yerler yapmaya gayret ediyoruz. Böylelikle kadınlarımızın eli biraz rahatlasın. En azından bir çarşıya pazara gidebilsinler. Kadın Dayanışma Merkezimizi kurduk. Burada istismara uğramış, şiddete uğramış kadınlarımızı rehabilite etmeye çalışıyoruz. Sığınak yakında faaliyete geçecek. Oranın atamaları da yapıldı. Bodrum’da çalışmalarımız ciddi bir şekilde ilerliyor. Ben bu çalışmaları sizlerin de yerinde görmesini çok isterim. Bizim eksiklerimiz de olabilir, siz çok tecrübelisiniz. Bu konuda partimize ve kadınları çok önemli bir şekilde temsil ediyorsunuz. Sizlerin de önerilerine görüşlerini her zaman açığız…”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.