Bodrum Gündem

Sen Ekonomist Değilsin Sayın Erdoğan! Neden Mi?

Sayın Erdoğan, önceki gün televizyonda kendi yandaş gazetecilerini toplayıp yaptığın açıklamalarda, “Ben ekonomistim” dedin. Cahil olanlar bu sözüne inanabilir. Ama bizi inandıramazsın.

Sayın Erdoğan, sen ekonomist değilsin ve bundan sonra da olamazsın!

Hatta sayın Erdoğan, birçok ekonomiste taş çıkartacak kadar ekonomiyi bilen gazeteciler de, akademik kariyeri yoksa ekonomist değildir!

Neden mi? Anlatayım:

1- Ekonomist olmak için önce iyi bir üniversitenin ekonomi ya da eski dönemin maliye bölümünden mezun olmuş olması ve “Tartışmasız, tertemiz bir diploması olması” gerekiyor. Ama bu yetmiyor!

2- Yabancı dil bilmesi gerekiyor. Ama yetmiyor!

3- Bildiği yabancı dildeki tüm ekonomik terimleri ve deyimleri, uluslararası ekonomi yayınlarını, grafiklerini okuyacak ve kendisi de yazacak ve grafiklendirecek düzeyde bilmesi gerekiyor.

Ama bu da yetmiyor.

4- Uluslararası akademi camiasında kabul gören bir üniversitede en az bir master yapmış olması gerekiyor. Ama çağımızda bu da yetmiyor.

5- Yine uluslararası akademi camiasının kabul ettiği bir üniversitede doktora yapmış olman gerekiyor. Ama bu da yetmiyor.

6- Çünkü, gerek ulusal gerek ise uluslararası  ve kabul görmüş mecralarda makalelerinin yayınlamış olması ve bir çok akademik ortamda Türkçe ve yabancı dilde konferanslar vermiş olman gerekiyor.

Bütün bunları yaptıysan;  hah o zaman kendine, “Ben ekonomistim” deme hakkına sahip olursun!

Bu durumda neymiş sayın Erdoğan?

Sen ekonomist değilmişsin Sayın Erdoğan.

GELELİM EKONOMİDEN ANLAMAYA!

Sayın Erdoğan, belki şunu söyleyebilirdin:

“Ben ekonomiden anlarım.”

Ama bunu da kanıtlaman neredeyse imkânsız. Eğer ekonomiden iyi anlasaydınız,

20 yıla yakındır yönettiğiniz bu ülkede;

1- Pazar yerlerinde, “Hırsızlık yapmayacak kadar şerefli!” oldukları için yüzünü saklayarak, kalan artık meyve ve sebze toplayan insan sayımız artmazdı;

2- Ekonomik sıkıntı nedeniyle meydana gelen intiharlar artmazdı;

3- Milli gelirimiz, 12 bin küsur dolarlardan, 8 bin küsur dolarlara kadar gerilemezdi;

4- İşsizlik ve genç işsizlik sayısı çığ gibi yükselmezdi;

5- Borç batağına saplanan esnaf sayısı bu kadar artmazdı.

6- Ülke enflasyon canavarına teslim olmazdı;

7- Bu ülke insanının acil ihtiyaçları için saklanan “Yedek akçesi” sıfırlanmazdı;

8- Hazine tamtakır hale getirilip, maddi varlığı eksi bakiyeye getirilmezdi;

9- Türk lirası, kendi tarihinin en büyük kayıplarına uğramazdı;

10- Çalışanıyla, emeklisiyle,  ülke insanımızın büyük çoğunluğu, yoksulluk sınırı düzeyindeki gelire mahkum olmazdı.

11- Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, dünyada örneği olmayan sizin şahsınıza münhasır yap-işlet-devret modelleriyle, yaşayan,  ülke insanı, torunlarına kadar, dolar bazında 5 müteahhite bu kadar ağır borçlara mahkum edilmezdi;

12- Döviz kurlarının birdenbire yükseleceği biline biline, bu ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı, defalarca Merkez Bankası Başkanı değiştirmez ve “Faizi indireceğim” mealinde mesaj vermezdi.

Şimdi bütün bunlar ortada iken, bırakın, “Ekonomistliği”, acaba, “Ekonomiden anlarım” deme hakkına sahip misiniz sayın Erdoğan?

4 Haziran 2021-Cuma- Fatih Güllâpoğlu

[email protected]

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar