Bodrum Gündem

Kara Paranın Adresleri Ve Bizimkilerin Cahilliği!

Türkiye’de günlerdir konuşulan, ABD’de mahkemeye düşen ve aslında ülkemizdeki birçok siyasi ve bürokratın, er ya da geç başını yiyecek olan SBK (Sezgin Baran Korkmaz) kara para aklama hadisesinin ve hadiselerinin bizim ülkedeki kökeni AKP iktidarının 2008 yılında başlattığı “Varlık Barışı” uygulamasına dayanmaktadır.

Bu “Varlık Barışı”sayesinde, elinizde; yasa dışı yoldan, hatta eroin-kokain ticaretinden elde etmiş olsanız da; ve de paranız yüz milyonlarca  dolar da olsa; kaynağının ne olduğunu söylemeden Türkiye’ye getirebiliyor ve başlangıçta yalnızca yüzde 2 oranında, sonra yüzde 1 oranında, son varlık barışından dolayı da, şimdi hiçbir vergi ödemeden bu paraları Türkiye içerisinde “Aklanmış” olarak dolaşıma sokabiliyor, yatırım da yapabiliyorsunuz.

Türkiye’nin bu kör gözüm parmağına uygun çılgın para avcılığına, bir süreden beri, hem ABD hem de Avrupa Birliği sert sesler yükseltmeye başladılar. Türkiye’yi kapalı kapılar ardında defalarca uyardılar.

Ama “İş bitirici” AKP ve “Uyanık damat Berat Albayrak”, gibiler, “Canım, kaşık kadar ülkeler bu paraları “İndira Gandi” yapıp kasasına atarken biz boş mu duracağız?” cehaletiyle, günümüze kadar bu uygulamayı 6 kez sürdürdüler.

“Elhamdülillah Müslümanın Hası” olan ve hafta sonları alkol alımını yasaklayan Reis, Reis’in damadı ve tayfası; ocakları söndüren, gençleri öldüren eroinden ya da kokainden gelip gelmediği belli olmayan paraların da “Müslüman Türkiye”ye tomar tomar gelmesinin tüm yollarını açtılar. Tabii bu paralardan hangilerinde hangi masumların kanlarının olduğu da meçhul. Ama elhamdülillah Müslümanız!

HANGİ KARA PARACILARA ÖZENDİLER?

1990’lı yılların ortalarına kadar, dünyadaki kara paranın birinci adresi Avrupa’nın ortasındaki İsviçre idi. Onu, hemen yanı başındaki, “Kaşık kadar ülke” deyimine uygun Lihteştayn ve azıcık uzağındaki Lüksemburg izliyordu.

ÜNLÜ BİR TV’MİZ DE ORADA KURULMUŞTU!

Lihtenştayn Prensliği’nin Başkenti Vaduz ise aynı zamanda vergi cenneti olması hasebiyle, binlerce “Posta kutusu firmasının” da cenneti idi. 50 bin İsviçre Frangı’nı bastırdığınız zaman “Anonim Şirket”inizi kurabiliyor, adresinizi, kiraladığınız bir posta kutusunda gösterebiliyor; sonra da kendi ülkenizden bağımsız olarak istediğiniz yerde ticari faaliyetlerinizi yürütüp çok az bir vergi ile servetinize servet katabiliyorsunuz.

Nitekim bu vergi cennetini ilk keşfeden Türklerden Cem Uzan, bugünün Star TV’sini 1 Mart 1989’da Vaduz’da ve 50 bin İsviçre Frangı sermaye ile, “Magic Box Incorporated AG” adıyla kurmuştu. TV,  yayına  önce İngiltere’den uyduya çıkarak başlamış, sonra da Türkiye’ya gelene kadar Almanya’dan uyduya çıkarak yayın yapmıştı.

İSVİÇRE’NİN SİSTEMİ

Yıllardan beri, sistem dışı, valizlerle gelen milyar dolarları irili ufaklı çok sayıdaki bankasında konuk eden İsviçre, bu paralara faiz ödememekte; tam tersine, “Paranızı koruyorum” diyerek yıllık yüzde 2’lere kadar varan komisyon almaktadır. Eh para da haydan geldiyse, o kadarcık kırpmaya da paranın tümünün selameti ve mutlak gizliliği açısından razı oluyorsunuz.

İsviçre milyar dolarla ifade edilen ve nereden geldiğini sormadığı paralara ev sahipliği yaparak ultra zengin bir ülke haline geldi.

Ama ABD’nin ve genişleyen Avrupa Birliği’nin

Baskıları nedeniyle, İsviçre artık bu işleri çok daha kısıtlı ve çok daha dikkatli yapmaktadır.

SONRA DİĞERLERİ SOYUNDU

Tabii bu küçücük ülkeyi dünyanın en zengin ülkeleri arasına sokan bu işlere daha sonraları Karayipler’de Küba’nın Güneyindeki Birleşik Krallık’a bağlı Cayman Adaları ve Britanya adalarının merkezinde, İrlanda Denizi’ndeki Man adası da soyundu. Man Adası da Cayman gibi, İngiltere’ye değil ama Birleşik Krallık’a bağlı olarak içişlerinde serbest bir devlet konumundaki bir adadır. Aslında İngiltere, bu adaların antin kuntin işlerinden sorumlu olmamakla birlikte, bu adalar sayesinde dolaylı yoldan servetine servet katmıştır.

BİZİMKİLER BODOSLAMA DALINCA!

2008’den beri 6 kez dışarıdaki kara paraların Türkiye’de devletimiz eliyle yıkanmasını sağlayan “Varlık Barışı” uygulaması; hazinesi 5 Cent’e muhtaç hale getirilen hazinemiz için vahşi bir şekilde yapılmaya başlandı. Türkiye, “Yeter ki gelsin” diyerek, bu paralardan vergi de almamaya başladı.

BU KEZ SERT DUVARA ÇARPTILAR

Ama bir şeye daha bodoslama daldı bizimkiler ve çok sert bir duvara çarptılar! Bu kez ABD’nin hazinesini 500 milyon dolardan fazla dolandıran çeteci iki Amerikalı kardeş ile yine çeteci Ermeni asıllı bir Amerikalı, ABD’den lüplettikleri paraları Türkiye’de ilgili tüm devlet kurumlarımızın Güvenlik soruşturmalarını” da, “Alınlarının Akı” ile geçerek bir de yatırım fonu kurmuşlardı. İşte Türkiye’nin duvara tosladığı nokta bu oldu.

Bu işlerin tüm aracılığını yapan kişi ise SBK, yani Sezgin Baran Korkmaz idi. Yani İçişleri Bakanlığı’nın göz yumması ile Avusturya’ya kaçan, orada ABD tarafından hapise attırılan ve CIA dahil her türlü Amerikan güvenlik yetkililerinin Avusturya’da gece-gündüz sorguladığı Sezgin Baran Korkmaz.

Ve ne ilginçtir ki ABD’yi tokatlayan Moon tarikatına mensup “Kingson Çetesi”nin başı Jacop Kingston ile İsaiah Kingston ve Utah’da “Çetebaşı” olarak tanınan Ermeni asıllı Lev Dermen (Türk vatandaşlığı da verilmiş!) sadece Türkiye’de bu fonu kurmakla kalmamışlar!

Aaaa bir bakıyoruz, bu çetecilerden birini ve SBK’yı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında objektiflere birlikte poz verirken görüyoruz.

Ülkenin düştüğü durumu düşünebiliyor musunuz? Dışişleri Bakanlığı’nı devre dışı bırakılırsa, liyakat kurallarına uymadan Devletin bazı kurumları cahil hanzolarla doldurulursa, yolsuzluk yapan bakanlar yargı önüne çıkartılmaz ise; kimse seni “Bunlar çeteci” diye uyarmaz, o fotoğrafı verdiğin için de yüzün kızarır; ülkemiz de, Amerika’nın da gözünde “Çetelere ve kara paralara kucak açan Türkiye” olur.

Şimdi o üç çeteci de ABD’de yüzlerce yıllık hapis cezası istemiyle yargılanıyorlar ve hapisteler; bu işlerin diğer ayağı Avusturya’da tutuklu Sezgin Baran Korkmaz ile bakanlığının ilişkisi kanıtlanan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da hala İçişleri Bakanı!

Ve de ne kendisinden ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu konuda hala tık yok!

Nereye kadar?

25 Haziran 2021-Cuma-Fatih Güllapoğlu

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar