Bodrum’dan geçinenlere bir de Bodrum’a GEÇİRENLER eklendi

Kadim dostum Şenol Cömert’in ağzından düşürmediği bir sözü vardır; “Bodrum’da geçinenler ve Bodrum’dan geçinenler…”

Bence çok derin bir anlamı olan, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir söz dizisidir.

Bodrum yerelinde cemiyet haberleri denildiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi olan Faruk Urfalı da bu gün sosyal medya hesabından 26 bin liralık fatura ile ilgili çok açık ve net bir açıklama yapmış. Urfalı “Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış… ‘Yok Maça Kızı’nda şu hesap gelmiş, yok bilmem nerede bu hesap gelmiş…’ Her yaz Klasik Türkbükü hikayesi… Kimseye kazık hesap falan gelmiyor arkadaşlar !… Parası olanlar olmayanlarla aynı yerde yemek yemiyor ve o hesabı o seçkin zenginlerin olduğu mekânda ödemek hoşlarına gidiyor. Onlar için bu yüksek hesap prestij meselesi…” diyerek çok önemli bir tespiti dile getiriyor. Ancak tespitlerinin en son iki cümlesi ise çok ama çok önemli; “Prestiji reklama çevirmek isteyen de adisyonu ismi ile paylaşıyor… Adisyon eğer isimsiz paylaşılıyorsa o zaman bu adisyonu reklam malzemesi olarak kullanan ve paylaşan, sosyal medyaya mesaj veren işletme!… Bu kadar açık ve net…”

Neymiş efendim işletmeler kendi reklamını yapmak için sosyal medyadan bu tür paylaşımlar yapıyorlarmış. Demek “Bodrum’dan geçinenler” böyle bir yöntem kullanıyor.

Faruk Urfalı’nın bu tespitleri aklımın süzgecinden geçirirken, Marmaris’ten meslektaşım Vural Efecik ABD’den milyonlarca abonesine yayın yapan ve yüzbinlerce kez izlenen çok çok çok çok ünlü bir gazetecinin üç dakika 28 saniyelik bir videosunu gönderince aklıma yine Şenol Cömert’in “Bodrum’dan geçinenler” söz dizisi geldi.

Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Bodrum Belediyesi ile ilgili olarak gayri ciddi bir tavır ile dalga geçen eleştirilerde bulunuyor. Evinde su yokmuş, suyu akmadığı için Bodrum Belediyesi’ne şikayette bulunmuş, onlar çözüm bulamamış ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’ni aramasını söylemişler. Sonra Muğla Büyükşehir Belediyesi de çözüm bulamamış. Hatta bir belediye başkan yardımcısının evinin suyu da 15 gündür bağlanamamış.

Ben de gazetecilik refleksi ilgilileri arayıp bilgi istedim. Sonrasında da geri dönüş yapmalarını ve bana da bilgi vermelerini rica ettim.

Çok kısa bir süre sonra bilgiler geldi.

ABD’den milyonlarca abonesine yayın yapan ve yüzbinlerce kez izlenen çok çok çok çok ünlü bir gazeteci suyum yok demesine karşın iki ayda toplam 355 m3 su kullanmış. Normal şartlarda dört kişilik bir ailenin yaşadığı konutta tüketilen su miktarı iki ayda 50 m3 civarında. Buna göre suyum yok diye ortalığı velveleye veren ünlü gazeteci Bodrum’da yaşayan beş ailenin tükettiği suyu tüketmiş.

Aklıma Nasrettin Hoca fıkrası geldi;

Bir gün Nasrettin Hoca’nın canı et yemeği istemiş. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş.
– Akşama güzelce pişir bunları, demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımın misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş. Akşamda bir tarhana çorbası çıkarmış. Hoca’nın önüne.
– Et nerede demiş Hoca. Kadın doğruyu söyleyeceğine bir yalan kıvırmış.
– Eti kedi yedi, demiş.
– Getir şu kediyi bakalım demiş Hoca. Sonra teraziyi çıkartıp kediyi tartmış. Bakmışlar ki tam iki kilo geliyor. Hoca hanımına sormuş:
– Peki hanım demiş, kedi bu ise bizim et nerede? Et buysa kedi nereye gitti?

Programlarında dünyanın su sorunu var diyerek çevreciyim diyerek ahkâm keseceksin, sonra da Bodrum’a gelip dört kişilik beş ailenin suyunu tek başına tüketecek ve suyum yok diyeceksin.

Hadi canım sen de!

Şenol Cömert “Bodrum’da geçinenler ve Bodrum’dan geçinenler…” söz dizine bir de “BODRUM’A GEÇİRENLER” diye bir bölüm eklemesi gerekecek sanıyorum…

Reklamın iyisi kötüsü yoktur derler ama Bodrum’a geçirirken biraz insaf lütfen…

Aaaa az daha unutuyordum, evine su bağlanmayan ismini söylemediği Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı’nın evi SİT alanında olduğu için içme suyu hattı döşenmesi için Anıtlar Kurulu’ndan yazı bekleniyormuş. Prosedür böyleymiş…

Bu bilgi de kenarda duragosun…

Fatih Bozoğlu – 8 Temmuz 2021