Bodrum Gündem

Halikarnas Balıkçısı’nın Duvar Freskini bedelsiz olarak verecek

Heykel denildiğinde akla doğal olarak taş yontmak gelir. Lakin Sedat Örsel bu genel kanıyı değiştirip demirden heykeller yapıyor. Demiri ölçüyor, biçiyor, kesiyor, çekiçle türlü şekillere sokuyor ve bir şaheser yaratıyor.

Sedat Örsel’i Dibeklihan’da tanımıştım. Demir Heykeller sergisini de hayranlıkla izlemiştim. Soğuk demirden her birinin öyküsü olan çok ilginç figürler yaratmış. Bu eserleri görmeden anlatabilmek çok zor.

Sedat Örsel aslında bir iletişimci. Hocaların hocası diye bilinir. Uğur Mumcu’nun da en yakın arkadaşlarından birisi. Kendine demirci çırağı dese de o aslında bir bilge adam.

İşte bu bilge adam Bodrum denilince ilk akla gelen isim Cevat Şakir Kabaağaçlı, namı diğer Halikarnas Balıkçısı’nın demirden heykelini yapmış. İlk gördüğüm anda içimden “Bu heykel Bodrum’a çok yakışır. Keşke birisi düşünse de Halikarnas Balıkçısı’nın bu eşsiz demir heykelini satın alsa ve Bodrum’a armağan etse…” dedim.

Aslında Sedat Örsel’in eserlerini para karşılığı satmadığını biliyordum ama yine de bir sorayım dedim.

“Son yaptığınız Halikarnas Balıkçısı heykelini çok beğendim…” diyerek başladık sohbete. Örsel ustam; “Sevgili Fatih Dostum, “BALIKÇI” yaşarken TRT’de birçok belgeselini yaptırdım. Kitaplarını da defalarca okudum. Onun hârika eseri, “Parmak Damgası”nın filmini de dünyaya sattım…” dedi.

Bilge Adam Sedat Örsel anlatmaya devam etti;

“Heykele gelince; Demirle figüratif çalışmak zordur; benzetme kaygısı öne çıkar.

O soğuk demiri eğip, bükmek, kaynatmak ve taşlamak emek ister. Ama ben Demirci olduğum için bu işleri zevkle yapıyorum. Önceki gün de Atölyede “BALIKÇI” heykeli beni epey zorladı. Çünkü; “CEVAT ŞÂKİR” tek renkli, tek boyutlu, yerel biri değil ki. çok sevdiğim Anadolu tezleri var, çok sevdiğim Târih tezleri ve romanları var, çok sevdiğim balıkçı, süngerci öyküleri var. Romanları, anıları, dostları deryâ deniz bir BİLGE kişi…”

Sedat Örsel soğuk demiri işleyerek yaptığı o zorlu mücadeleden çıkan eserini şöyle betimliyor;

“Beni en çok çeken yanı onun “DENİZ”le olan ruh birliği…

O yüzden bir “PROFİL”ini yapmalıydı.

Saçları da “DALGALI AKDENİZ” olmalıydı.

Ve tabii “BALIKÇI”ya adını veren balıklar…

Hepsini bir heykelde buluşturmak ve didaktik olmamak!

Deniz dalgalarının kesip, biçilmesi çok yordu ihtiyarı…

Heyecandan önlüğü unuttum ve sol kolumun içi kaynak dumanından güzelce yandı. Boyu 60 cm., eni 90 cm. bir “DUVAR FRESKİ” çıktı ortaya…”

İşte tam sırası geldi ve aklımdaki soruyu soruverdim. “Ağabey bunu satın almak istese birisi ne kadar istersin?”

Bir sessizlik oldu.

Ardından adeta bir aslan kükredi telefonda; “Sen beni en iyi tanıyan dostlarımdan birisin. Üstelik iyi bir gazetecisin ve benimle dört saat süren bir söyleşi de yaptın. Nasıl böyle bir soru sorarsın? Sen bilmiyor musun benim eserlerimi satmadığımı. Ki Halikarnas Balıkçısı Bodrum’undur ve bedelini ödeyecek para henüz icat edilmemiştir…”

Hemen savunmaya geçtim elbette. Sonuçta ben de Sedat Örsel’in çırağıydım ve; “Sadece bu eser Bodrum’a çok yakışır diye düşündüm ve onun Bodrum’a gelmesi için kendimce bir yöntem bulayım dedim ve senin eserlerini satmadığını bile bile damarına basıp Balıkçı Heykelini Bodrum’a armağan ettim dedirtmeye çalışıyordum…” dedim.

Bu sefer bastı kahkahayı. Ardından da; “Eğer Bodrum’a yakışacağı düşünülürse bu eserimi Bodrum’a armağan etmeye hazırım elbette…” dedi.

Fırçayı yedim ama amacıma ulaşmıştım sonunda.

Sonuç olarak ben üzerime düşeni yaptım. Şimdi Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Kocadon, Deniz Ticaret Odası Başkanı Orhan Dinç ve Deniz Müzesi Müdürü Selen Canbazoğlu’na topu atıyorum.  Boyu 60 cm., eni 90 cm. bir “DUVAR FRESKİ” eşsiz bir Balıkçı Demir heykelini bedelsiz olarak Bodrum’a armağan edilmesini sağladım.

Artık kim sahiplenirse…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.