Bodrum Gündem

Ahlâksızlıklar, Namussuzluklar Ve İhanetler Unutulmaz!

Yangın bölgesinde değilim; ama 10 gündür ekran başında bazen 2-3 saatlik uykularla olanı biteni bazen ağlayarak,  bazen kahrolarak,  bazen öfkelenerek izledim.

Biraz uyuyorum, uyandığım zaman, aklıma önce yeşillikleri ve içindeki canlıları yutan alevler geliyor. Sonra kendi kendime, “Yok, yok bunlar kötü rüyalardı” diyor, tekrar ekran başına koşuyorum ve bu kez de acı gerçekler tekrar tekrar yüzüme tokat gibi çarpıyor.

Sırf Atatürk düşmanlığı yüzünden yerde yatan Türk Hava Kurumu uçaklarını düşünüp; elimizde bu uçaklar olmadığı için yangınların ilk 2-3 gününde erken müdahale yapılamaması yüzünden: Manavgat’ın, Marmaris ‘in, Milas’ın ve Bodrum’un binlerce hektar yeşilliğinin, orman canlarının, vatandaşlarımızın yüzlerce evinin ve birçok hayvanının kül olduğu aklıma geliyor ve öfkeden yerimde duramıyorum. Başta Şahin kardeşimiz olmak üzere kaybettiğimiz insanlar ise en büyük acıyı veriyor.

İĞRENİYORUM TİKSİNİYORUM!

Canla başla koşuşturan CHP’li belediyeleri izliyorum ve onlara adeta düşman muamelesi yapılıp zaten doğru düzgün oluşturulamamış derme çatma kriz masalarına bile oturtulmamalarını, öfke bir kenara; iğrenerek, tiksinerek izliyorum.

Tek tesellim; bölge halkının, itfaiyecilerimizin, bölgedeki görevli güvenlik güçlerimizin ve sivil inisiyatiflerin, hayatları pahasına verdikleri mücadele oluyor.

Tüm bunlara neden olanları, daha doğrusu zamanında önlem almayarak, zamanında müdahale etmeyerek felaketin bu kadar büyümesine neden olanları, halkımın önemli bir bölümü bildiği gibi, ben de biliyorum! Ve onların suratlarını görünce midem bulanıyor, kusmamak için kendimi zor tutuyorum.

AHLÂK VE NAMUS ÇÖKÜŞÜ!

Bu bir ahlâk, bu bir namus çöküşüdür; vatana ihanettir. Vatanın her bir santimetrekare toprağı, her bir otu, ağacı; her bir börtü böceği bizim namusumuzdur.

Ahlâkımız da, namusumuz da ve öncelikle bu ülkeyi yönetenlerin ahlâkları da, namusları da, kanuni sorumlulukları da; bunları korumak için önceden tedbir alınmasını, felâket sırasında ise herkesin kolkola gireceği bir seferberlik sağlanmasını gerektiriyordu.

Ama ne yazık ki ve de ne kadar vahimdir ki; başından beri bunların tam tersi olayları ve uygulamaları gördük.

Müsebbipler kimlerse, yataklarında rahat uyuyamasınlar.

Ayrıca, kimse ahlâk ve namusu yorgan altında aramasın. Ahlâk ve namus, herkesin beyninin içindedir. Ve herkes aynaya baktığı zaman o ahlâk ve namusun kendinde olup olmadığını görür, başkaları da görür!

Ve de şu iyi biline ki; ahlâksızlıklar, namussuzluklar ve vatana ihanetler hiç bir zaman halı altına süpürülemez. Günü geldiğinde, suratlara tek tek çarpılır!

7 Ağustos 2021-Cumartesi-Fatih Güllâpoğlu

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.