Bodrum Gündem

Gümüşlük’te ‘Suda Piyano’

Geçen yazı salgınla, bu yazı da yangın ve selle geçirdik. Sorunlar çemberi içindeki ülkemiz her gün acılar yumağı sarıyor. Ruhumuz sarardı… Sevemez, gülemez, düşünemez, üretemez olduk… İklim, ekonomi, yönetim krizi!

Acıları bal eylemek kolay olmuyor bu günlerde. “Geçmiş olsun herkese” demek istiyorum, geçmiyor… “Bir nefes sıhhat” için gagasıyla yangına su taşıyan serçeleri mi anlatsak, Gümüşlük’te yanan bir çoban ateşini mi? Küçük adımlarla varılan hedefleri mi yoksa?

Tarih öncesinin antik kenti, ‘Ana Tanrıça’ anlamındaki Myndos’un (Gümüşlük) günbatımını izleyelim önce. Bu parlak gümüşi rengi unutmadan Bodrum Klasik Müzik Derneği’nin hazırladığı Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali’nin bu geceki etkinliğine katılalım. 18 yıldır dört yüze yakın masterclass (ustalık sınıfı) öğrencilerinin “Suda Piyano” konseri var. Her biri seçilerek gelmiş, yetenekli, istekli, yürekli, eğitimli, geleceğin piyanistleri. Kızlar ağırlıkta bu yıl. Uçuşuyorlar kelebekler gibi etrafta. Gün, hilal aya teslim ediyor zamanı. Gümüşlük, akşam renklerinde artık. Doğayla sanatın sesi birleşince sihirli bir dünyada buluyoruz kendimizi….

Açılışta festivalin müzik danışmanı ünlü piyanistimiz Gülsin Onay’ın sıcak ve içten konuşmasıyla gönül bağı kuruluyor. Konser öncesi Yiğit Uygur’un geçmiş etkinliklerle ilgili Toprak Ev’de sergilenen fotoğraflarıyla biriktirilmiş heyecanları izliyoruz. Bu yapı, gençlerin de eğitim aldıkları müzik atölyelerinden biri; sınıftan öte bir yuva…

Gümüşlük’ün adaları kendilerini tamamen müziğe bırakıyor. Dalgaların kumu öptüğü yere kurulmuş sahnede kuyruklu siyah piyano gençlerin dokunuşlarını bekliyor.  Endonezya, Kosova, Kuzey Kıbrıs, İspanya ve Türkiye’den katılan on üç gencin heyecanı dorukta, dayanışmaları ise gözümüzden kaçmayacak kadar güçlü. Nerede, niçin var olduklarının farkındalar. Alçak gönüllü, sevecen, uyumlu ve kararlılar. Gözleriyle yönetiyorlar birbirlerini. Sanatın disiplin ve zenginliğini içselleştirmişler. Çaldıkları her bir eser dinleyicileri mavilere, sulara, yıldızlara taşıyor. İçimde Behramoğlu’nun “bu yangın yerinde insan kalabilmek” dizesi… Tuşlara değen bu genç ellere, gönüllere alkışlar destek veriyor.

Bir eğitimci olarak onları dinlerken fazlasıyla duygulandım. Sanatsız okul günlerinde nice çocuğumuzun uzanacak eli, yeşerecek dalı beklediğini düşündüm. Oysa ruhların aydınlığı, huzuru, beslenmesi sanat eğitimiyle gerçekleşir. O zaman gençlerimiz yazacak, çizecek, çalacak, söyleyecek… Düşünce ve çözüm üretecek!

Festival öğrencilerinin isteği üzerine konser bitişinde başka bir sürpriz gerçekleşiyor. Gülsin Onay’ın Beethoven’in Ay Işığı Sonatı gecenin güzelliğini tamamlıyor.  Verilen belgeler, çekilen fotoğraflar yarınlara taşınacak.

Değerli Gülsin Onay, sizin de vurguladığınız gibi “Harikaydılar” değil mi?

Teşekkürler Toprak eve, suda, kumda, taşta piyanoya…

Teşekkürler Bodrum Klasik Müzik Derneği’ne…

Eren Levendoğlu’na, festivale el ve gönül verenlere…

Teşekkürler, gençlerin arkasında duranlara, eğitimcilerine, ailelerine…

Teşekkürler Gümüşlük’e, Bodrum’a, memleketime…

En ıraktan katılan genç piyanist adayının dediği gibi “rüya gibi bir geceydi.” Biriken umutların göl olması dileğiyle…

Hatice Yücel – Eğitimci – Bodrum 17 Ağustos 2021

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.