Düşman TRT, İzmir Marşı, Guidetti ve Onlar

Düşman TRT!

Kadın Voleybol Milli Takımımız dün Polonya’yı eledikten sonra, doğal olarak TV’lerin sorularını yanıtladılar. Sonra TRT saha görüntüsünü kesip, maç istatistiklerini vermeye başladı. Bu arada belli belirsiz fondan saha içindeki coşkulu sesler geliyordu.

Hatta kızdım, “Ulan ne yeteneksiz heriflersiniz. Kızlarımızın şu coşkusunu niye yansıtmıyorsunuz” diye.

Meğer o yandaş yalaka TRT’nin apar topar kızların görüntüsünü kesmesinin nedeni, bizim bu pırlanta evlatlarımızın, tribünle beraber coşku içinde İzmir Marşı’nı söylemeleri ve hançereleri yırtılıncaya kadar, “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye bağırmaları imiş! Bugün “Sansürsüz” görüntüleri Halk TV’den izleyince anladım!

Sonra da utanmadan yan çiziyorlar, “Fondan sesleri verdik” diye.

Normal. Çünkü TRT, düşman TRT.

Neden mi?

Benim için Atatürk’e alerji duyan istisnasız her kişi ve kurum; bu ülkenin, bu halkın, bu cumhuriyetin ve benim baş düşmanımdır da, ondan.

Hatta düşmanların en tehlikelisidirler!

KALİTESİZLİK ABİDESİ

Ha, bu arada bu iktidar döneminde her yerde olduğu gibi TRT’yi de o kadar kalitesiz asalaklarla doldurdular ki, maçı anlatan, daha doğrusu anlatamayan spiker bozuntusu voleyboldan hiç anlamadığı için, topun ne tarafta olduğunu bile sık sık atlayıp, yanlış sayı bilgilendirmesi de yaptı. Anlatım ise tam bir rezalet. Adeta bir kalitesizlik abidesi idi!

GIOVANNI GUIDETTI

Malum, takımımızın İtalyan hocasına özellikle olimpiyatlarda ağır, ama haklı eleştirilerde bulunmuştum.

Neyse dün 3. Sette durum bizim lehimize 24-23 iken Guidetti mola aldı ve pasör Cansu’yu uyarak smaç pasını Ebrar’a atmasını söyledi. O da söyleneni yaptı ve terminatör Ebrarımız, topu yine 100 km. sürate yakın bir smaçla rakibin kollarına gömerek sonucu ilan etti: 25-23.

Guidetti’ye tüm eleştiriler ulaşmış ki, artık kritik anlarda mola alma alışkanlığını edinmeye başladı.

Asık suratı ve donukluğunu da bıraktı ve hep gülen ve coşkulu bir kimliğe büründü.

15 yıla yakındır Türkiye’de olmasına ve eşi de Türk olmasına rağmen hep İngilizce konuşan İtalyanımız, ilk kez çeyrek finale kaldığımız Çekya maçından sonra Türkçe konuşmaya başladı ve bunu Polonya maçı sonrasında da sürdürdü. Üstelik Türkçesi de hiç fena değil, her istediğini anlatabilecek düzeyde keratanın!

Aferin Ciovanni (Giovanni). Seni muhtemelen eşin uyardı da bunları yapıyorsun. Yap, yap; bunlar doğru şeyler Giovanni. Hem de ayda 90 bin Euro’nun üzerindeki maaşı ve kendilerini bu kadar geliştirmiş voleybolcu grubunu da her yerde ve her zaman bulamazsın!

1 Eylül 2021-Çarşamba-Fatih Güllâpoğlu