Bodrum Gündem

Bodrum Güneşinin Enerji Potansiyeli

Dünya her bakımdan dönüşüyor. Dünyamız iklim krizi içinde ve artık ekolojik yıkımın kritik eşiğindeyiz. Gün geçmiyor ki bir felaket haberi duymayalım. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün bu hafta yayınladığı kapsamlı rapora göre, son 50 yılda hava olaylarından kaynaklanan felaketler beş kat arttı. Yaşam biçimimizde köklü değişiklikler yapmak durumundayız. Özellikle de enerji alanında.

Gezegenimiz tehdit altında…

İnsanlık, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjiye geçiş sancıları yaşıyor. Gerek dünyada gerekse ülkemizde ihtiyaç duyduğumuz şey, enerjideki darboğazın aşılması ve geleceğe ilişkin kapsamlı, ufuk açıcı politikaların yaşama geçirilmesi. Dünyamız için enerjinin üretimi, yönetimi, yenilenebilir olması, çevre politikalarına etkisi her zamankinden fazla öneme sahip. Bununla beraber dünyanın enerji talebi her geçen gün artıyor. Nüfus artışı, ülkelerin kalkınma çabaları, insanların refah arayışları enerji talebinde etkili. Bugüne kadar dünyada enerji, kömür, petrol, doğalgaz gibi geleneksel enerji kaynaklarından karşılanıyordu. Saniyede bin varilin, her 15 saniyede bir olimpik bir yüzme havuzu kadar petrolün tüketildiği enerji dünyasının bu hâliyle sürdürülebilirliği yok. Ülkemiz üzerine yapılan az sayıdaki araştırma da söz konusu saptamayı ulusal düzeyde doğruluyor. Zira rezerv üretimini, üretim tüketim oranlarını, karbon emisyon oranlarını parametre alarak aldığımızda Türkiye’nin fosil yakıt politikaları sürdürülebilir değil. Ciddi tedbirler almamız gerekiyor. Ülkemizde kullandığımız doğalgazı Rusya, İran, Nijerya, Azerbaycan ve Cezayir’den aldığımızı, kömürü Rusya ve Çin’den getirdiğimizi düşündüğümüzde enerjinin aynı zamanda milli güvenlik meselesi olduğunu da hatırlayacağız. Zira enerji, küresel stratejik bir meta. Türkiye’nin kendi enerji kaynaklarını geliştirmesi, bunu yaparken de yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık vermesi gerekiyor. Dışa bağımlılığın azaltılması, coğrafyamızın olanaklarının değerlendirilmesi, daha karbonsuz dünyaya geçişin trend, temiz, yeşil enerjinin  tercih değil zorunluluk olduğu günümüzde enerji arzının çeşitlendirilmesi ve güvenliğinin sağlanması yaşamsal bir konu. Yani her bakımdan yenilenebilir enerjiye geçiş gerekiyor. Güneş enerjisinin gerek gezegenimiz gerekse ülkemiz için bir şans olduğu son derece açık. Çevre açısından temiz, yeşil, yenilenebilir, dışa bağımlılığı olmayan, ekonomik ve stratejik bir enerji yatırımı olarak güneş enerjisi enerjinin rotasını çizeceğe benziyor. Güneşten gelen güç, dünyamızın dostu, dünyalıların ise kurtuluşu olacak.

Niğde kadar bir alan güneş enerjisi ile donatılırsa ülkemizin enerji ihtiyacı karşılanır

Geçenlerde küresel ısınma kurultayında bir akademisyen, “Tuz gölü büyüklüğünde dev bir tesis düşünün, böyle bir GES ile Türkiye’nin bütün elektrik ihtiyacı karşılanabilir.” demişti. Acaba Türkiye’de hangi il, bu alanı karşılayabilir diye konuşuyoruz şirketlerimizdeki arkadaşlarımızla. Örneğin, Niğde kadar bir alan yeterli olabilir. Söylemeye çalıştığımız Niğde kadar bir yeri GES ile donatalım değil. Niğde kadar bir alanı ülkemize yayın, göreceksiniz ki bu alan enerji ihtiyacımızı karşılayacak. Enerji açısından dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu düşündüğümüzde söylediğim şey ne kadar önemli, hatta stratejik. Biliyorsunuz petrolü, doğalgazı, kömürü büyük oranda dışarıdan temin ediyoruz. Ölçeği genişletip iklim krizi ve ekolojik yıkımla karşı karşıya olan dünyamıza baktığımızda farklı bir tablo yok aslında. Sahra çölünün içerisinde bir alan, aynı mantıkla dünyanın elektrik üretimine yetiyor.

Ülkemizin konumunu düşündüğünüzde ülkemizin kuzeyine doğru sıcaklıklar düşerken, ışınımlar da düşmektedir. Ya da tersi; ülkemizin güneyine gittiğinizde ışınımlar artarken sıcaklıklarda yükselmektedir. Dünya üzerinde güneşten elektrik üretmek en verimli noktalardan bir yerdeyiz. Daha doğru bir söyleyişle güneş için vadedilmiş topraklardayız.

Ya Bodrum… Bodrum’un güneş enerjisindeki potansiyeli ne?

Bodrum, konum itibarıyla güneş elektrik sistemleri için elverişli bir yer. Çünkü güneşlenme açısından ülkemizin en verimli şeridi içerisinde kalıyor. Kış aylarında dahi güneş panellerinin üzerini kapatan kar yağışları olmadığından bu anlamda da ülkemizin birçok yerine göre özellikle kış aylarında daha fazla enerji üretimine olanak sağlar. Aynı kapasiteye sahip, İstanbul’da tesis edilecek olan bir sistem ocak ayında, temmuzda üreteceği enerjinin yüzde 25’ini üretirken, Bodrumda bu oran yüzde 40’lara çıkıyor. Yıl boyunca üretilecek enerji açısından kıyaslarsak da Bodrum’daki bir üretim tesisi İstanbul’dakine oranla yaklaşık yüzde 35 daha fazla enerji üretimi sağlıyor. Bu da yatırım maliyeti aynı olmasına rağmen getirisinin daha fazla olması anlamına geliyor.

Bodrum’da güneş enerjisinden faydalanmak için kamusal ve özel alanlarda yapılması gereken çok çalışma var.

Öncelikli her kullanıcı en az tükettiği kadar güneş elektrik sistemi kurmalıdır. Bu sayede hem kendi elektrik ihtiyacını doğayı kirletmeyen temiz enerji kaynağından karşılarken hem de sistemin kendini amorti etmesi akabinde ömür boyu elektrik faturası ödemeyecektir. Kamusal alanlarda, tüm kamu kurumları kurum çatılarına güneş enerjisi kurulabilir ve kurulmalıdır. Örneğin belediyelerin ilçe geneline yayılmış tesislerinin üzerine kurulmalıdır. Belediye ait, pazar yerleri çatısı, sosyal tesis çatıları, otoparklar üzerine kurulmalıdır. Tüm hastanenler, özel okullar, AVM’ler çatılarına kurabilir. Siteler ortak kullanım alanlarına güneş enerji tesisi kurarak sadece elektrik bedellerini ödemenin ötesine geçerek sitenin ortak kullanımında ki giderlerini sıfırlamak üzere bir kaynak olarak kullanılabilir. Sıfır karbon emisyonlu bir Bodrum için topluca güneşten elektrik üretimine geçmeliyiz. Eskiden beri büyüklerimiz bize boşa akan bir çeşme gördüklerinde çeşmeyi kapatmamızı suyu israf etmemizi öğütlerler. Bunu büyük ölçüde başaran bizler her gün doğan güneşi de israf etmemeliyiz.

Velhasıl kelam, gezegenimiz, ülkemiz, Bodrum için “güneş” demenin vakti geldi.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.