Bodrum Gündem

Ruhunuz yoksa atınız koşmaz

Ruhunuz yoksa atınız koşmaz

Bu röportaj Esmeri Alev Ekebaş olarak beni heyecanlandırdı. Atlara özel sevgi duyarım. Muhteşem atlar ve binicilik eğitimi ile ilgili Datça Binicilik Merkezi sahibi Seyit Varış ile konuştuk.

Esmeri Alev Ekebaş: Seyit Varış, kendinizi ve kurduğunuz at çiftliğini tanıtır mısınız?

Seyit Varış: Ben Seyit Varış. Nevşehir doğumlu. Kısaca, güzel atlar diyarından. 20 yılı aşkındır atlar ile iç içe bir eğitimciyim. Atalarımızın dediği gibi; “Çıraklığını yapmadığın işin asla ustalığını yapma.” Datça; iklimi, zengin doğal kaynakları, coğrafi yapısı, bozulmamış çevresi, denizi, zengin tarihi, kültürel varlıkları, yerel yaşam tarzı ve gelenekleri ile alternatif birçok turizm çeşidine ev sahipliği yapmaktadır. 2020 yılında hizmete açılan Datça Binicilik Merkezi, Hızırşah Köyü girişinde kurulmuş, otantik mimarisiyle dikkat çeken bir işletmedir. At biniciliği etkinlikleri ve verdikleri binicilik eğitimlerinin kamplı olması, orman ve arazi ile sahil turlarımız ilçenin turizm çeşitliliğine renk katmaktadır. Sakin, nezih ve huzur dolu bir ortamda, doğa ile baş başa, eğitimli safkan atlarla doğanın ve engin dinginliğin keyfini çıkarın.

Esmeri Alev Ekebaş: İlk evcilleştirilen at Ahal Teke, şahin ile yarışıp onu geçen at’a denir. Türkmenistan’da, adına at bakanlığı kurulan attır. Bu at ırkı hakkında bize bilgi verebilir misiniz?

Seyit Varış: Adı, Manas ve Dede Korkut gibi Türk destanlarında geçen ve ismi Türkmenistan’ın Ahal vilayetinde yaşayan Teke Türkmenlerinden gelen Ahal Teke kanı, Avrupalı at soylarının pek çoğunda bulunur.

At Bakanlığı Olan İlk ve Tek Ülke

1991’de Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla bağımsızlık kazanan Türkmenistan, ilk iş olarak yaklaşık 1 yıl sonra Türkmen At Bayramı’nı ilan etti. Dünya’da At Bakanlığı kurulan tek ülke olan Türkmenistan’da; “Sabah kalk atını gör, atından sonra babanı gör.” şeklinde bir atasözü bulunur. Ayrıca soylarının saflığını korumak ve başka atlarla çiftleştirilerek saflığının bozulmasının önüne geçmek için Ahal Teke atlarının Türkmenistan dışına çıkarılması yasaklanmıştır.

Türkmenler, hızlı koşan Ahal Teke’den hiç vazgeçmeyerek, asırlar geçmesine rağmen atlarının genetiğini korumayı başardılar. Ahal Teke kültürü, Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’un 2013 yılında yayınladığı milli programda güvence altına alındı. Saf Ahal Teke atlarının koruma altına alınması, kültürel mirasa sahip çıkma açısından büyük önem taşıyordu.

Esmeri Alev Ekebaş: Atlar günde kaç km.’den fazla koşabilir?

Seyit Varış: Bir gün içerisinde, minimum 120-140 km., 1-2 veya daha fazla bölümden oluşur. İki gün olarak da düzenlenir: 140 km. parkur (70 km. +70 km.) Hız sınırı: Minimum 12 km./saat

Esmeri Alev Ekebaş: Atların zor koşullara dayanıklılığı nasıldır?

Seyit Varış:

* Soğukkanlı Atlar: Soğukkanlı atlar; çiftçilik, yük çekme ve diğer ağır işçilik için kullanılan eski Avrupa atlarının torunlarıdır. Eski soğukkanlı atlar savaş için de kullanılıyordu. Orta çağ şövalyeleri, ağır zırhlı adamları taşıyabilecek ve zırh kuşanabilecek, ağır, güçlü binek atlarına ihtiyaç duyuyordu. Mızrakla saldırmak da ağır bir at gerektiriyordu ve soğukkanlı ağır atlar bu göreve uygundu. Draft (ağır yük) atları, soğukkanlı atlar olarak kabul edilir; ılık ve sıcakkanlı atlardan birkaç santimetre daha büyük olurlar ve ılıkkanlı atlardan iki yüz, üç yüz kilogram ya da daha fazla ağırdırlar. Ağır tavırları ve büyük ağırlıkları yüzünden soğukkanlı atlar çiftlik şovlarındaki yük taşıma ve çekme yarışmaları dışında diğer sporlar için uygun değildirler. Daha kalın tüyleri ve yeleleri, daha ince tüylü olan atlara oranla sert hava koşullarına daha dayanıklıdır. Başları ve gözleri büyüktür, bacakları ve omuzları çok iridir, saman ya da gübre dolu arabaları çekmek ya da koşum takımı takılması için kullanılırlar.

* Sıcakkanlı Atlar: Hassasiyetleri nedeniyle, sıcakkanlı atlar, beceriksiz ya da acemi bakım yüzünden fazlasıyla kolay zarar görebilirler. Bacakları hassastır ve dikkatli bir bakım ve doğru türde sporla korunmalıdır. En pahalı atlardır, yetiştirmesi ve satın alması maliyetlidir, bu da onları çok zenginlerin oyuncağı ve dünya çapındaki karlı yarış endüstrisinin belkemiği yapar.

Sıcakkanlı at ırkları: Arap, Anglo-Arap, Thoroughbred, Berberi (Barb), Shagiya Arap, Fas Barb, Spanish Barb, Pintabian, v.b.

* Ilıkkanlı atlar: Sıcakkanlılardan daha az heyecanlıdırlar, bu da onları binmek ve hafif işlerde kullanmak için uygun kılar. Ilıkkanlı atlar, “Dressage” gibi olimpik sporlarda popülerdir ve birçok Avrupalı yetiştirici, yarışmalar için ılıkkanlıları yetiştirir.

Esmeri Alev Ekebaş: Atlara ait efsaneler, inanışlar nelerdir?

Seyit Varış: Atla ilgili doğum dönemindeki inanışlar vardır. At, koruyucu güce sahip olduğuna inanılan bir hayvan olduğu için kültür içerisinde bir kod olarak mühim bir yere sahip olmuş ve doğumla ilgili pratiklerde geniş bir coğrafyada yer edinmiştir. Bunun yanında atın, geç yürüyen çocukların yürümesine yardımcı olduğu şeklindeki bir inanış da atın koruyuculuğu yanında yardımcı bir güce de sahip olduğunu göstermektedir. Çocukla ilgili özel günlerde atın hediye edilmesi ve misafirlere at etinin ikram edilmesi de atın maddi bir zenginlik olarak görüldüğünü göstermektedir.

Esmeri Alev Ekebaş: At binmenin çocukların gelişimi açısından ruhsal ve fiziksel yararları nelerdir?

Seyit Varış: Her çocuğun hayatında olması gereken sorumluluklar, erken yaşta at binme ile güçlü bir karakterin gelişmesine yardımcı olur. İyi bir at binicisi olmak için, her gün bindiğiniz hayvanın davranışları ve duyguları hakkında da fikir sahibi olmanız gerekir. Sabır, tevazu ve sempati, tüm bunların içindedir. Bu duygular sizi sadece iyi bir at binicisi yapmaz. Bu asil hayvanlar ile erken yaşlarda kurulan dostluklar, birçok kazanımının yanında, insan hayatına yaşam boyu neşe katar. Öğrenilen, paylaşılan ve anılarla bütünleşen hikâyeler, yaşamın içindeki neşeyi ayaklandırmak için atlarla kurulan dostluğun bir hediyesidir.

Esmeri Alev Ekebaş: Poni (Pony) küçük at ırkı hakkında bilgi verir misiniz?

Seyit Varış: Poni ile at arasında sadece bir fark vardır. O da, boylarıdır. Cidago kemiğinden ölçüldüğünde 1.48 m.’nin altında kalan küçük boylu atlara “Poni” denir. Fakat bu durumun istisnaları vardır. Bazı yerlerde, 1.48 m.’den uzun bir at, Poni olarak sınıflandırılabilir.

Kısa boyundan dolayı, biniciliğe başlayan çocuklar için ve bazı yerlerde de binek ve yük hayvanı olarak kullanılırlar. Sağlam yapılı, dayanıklı ve uysal hayvanlardır. Poniler, yetiştirildikleri ülkeye göre adlandırılır: İskoç Ponisi, Shetland Ponisi, Korsika Ponisi, Togo Ponisi. Türkiye’de midilliler daha çok Kuzey Ege bölgesinde yetiştiriliyor.

Esmeri Alev Ekebaş: Binicilik dersleri almak isteyenlere iyi bir deneyim yaşamaları için ne önerirsiniz? At binmenin püf noktaları ve dikkatli olunması gereken konular nelerdir?

Seyit Varış: İlk kez biniyorsanız, muhtemelen dörtnala koşturmayacaksınız ama aklınızda olsun; at koşarken, mümkün olduğunca gövdenizi öne eğmeyin, dik durun.

Bazen atlar bir şeye tepki verdiğinde aniden kafalarını geriye savururlar. Dik durduğunuzda zarar görmezsiniz. İlk kez at biniyorsanız, hayvanla samimiyet geliştirmemişsiniz demektir. Bu yüzden sesli komut vermekten kaçının, eğitimli bile olsa sizi iyi tanımadığı için sesinizi muhtemelen doğru yorumlayamayacaktır. Size tavsiye edilen birkaç dizgin hareketi ile yetinin. Huyunu suyunu bilmediğiniz atın yanına sahibi/eğiticisi olmadan hızla yaklaşmayın. Binmeyi hiç denemeyin.

Önceden hayvanı sakinleştirme hareketi olarak genelde başı okşanır. Doğrudur ama acemilerin sırt ya da baş kısmına fazla dokunması atı rahatsız edebilir.

Esmeri Alev Ekebaş: Rahvan atçılığı bitiyor mu?

Seyit Varış: Günümüzde rahvan at yetiştirme geleneği Anadolu’da devam etmekte ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu bünyesinde rahvan at yarışları düzenlenmektedir. Bugün Türkiye’de rahvan atlar, Samsun’da yetişen Canik atları ve Kastamonu’nun Daday ilçesinde yetişen Oryantal ırk denilen Türk-Arap atı karışımı atlardır.

Ülkemizde yapılan bütün rahvan yarışlarda mutlaka davul-zurna çalınır, Köroğlu ritmi vurulur. Rahvan binicilik; Doğu’da Kars, Ağrı, Erzurum; Batı’da İzmir, Manisa, Balıkesir, Bursa, Denizli; Kuzey’de Artvin, Trabzon, Ordu, Zonguldak, Samsun; Güney’de Antalya’da yaygın olarak yapılmaktadır.

Esmeri Alev Ekebaş: At tutkunuz nereden kaynaklanıyor?

Seyit Varış: Ben yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir at binmeyle uğraşıyorum. Şahsımı terapi ettiğine inandım. O yüzden de at bende bağımlılık yaptı. O, benim bir parçam oldu. Dolayısıyla atlı spor, at sevmek, at sevgisi yaşamın kendisidir. Bunu ben yaşayarak hissettim ve yaşayarak söylüyorum. At, hepimizin bildiği gibi, ata sporunun bir parçasıdır. At, benim için, küçüklüğümden itibaren hayalini kurduğum bir tutkudur.

Esmeri Alev Ekebaş: Tarihimizden gelen bir at sevgisi var. Türk soy atlar nelerdir?

Seyit Varış: Eski Türkler arasında 200’den fazla at ırkı olduğu bilinmektedir. Türkler sürekli at cinsleri bulur. Bilinen Türk at cinslerinin bazıları ise şöyledir; Anadolu atı, Ayvacık midillisi, Canit atı, Cirit atı, Çukurova atı, Doğu Anadolu atı, Hınıs atı, Karacabey, Karakaçan, Malakan, Trakya, Türk Arap atı, Türk Haflinger atı, Türk İngiliz atı, Türk Nonius atı, Türk Rahvan atı, Türk Semer atı, Türk Tırıs (Araba) atı, Uzunyayla atıdır.

Esmeri Alev Ekebaş: Rahvan, tırıs ve dörtnal atların farkları nedir?

Seyit Varış: Atların doğal yürüyüşleri ırklara göre özgünlük kazanabilir ya da farklı karakteristik gösterebilir. Atların 6 tip doğal yürüyüşü olduğu fikri yaygın olarak kabul edilse de en çok bilinenleri; Adeta (Ağır Aksak), Tırıs, Dörtnal, Rahvan yürüyüş şekilleridir.

Esmeri Alev Ekebaş: Atların bakımı zor mudur?

Seyit Varış: At yetiştiricisinin, at psikolojisini bilmesi ve doğduğu günden başlayarak tayı uygun bakıma alması en önemli konudur. Birçok at yetiştiricisi at’a aşıktır ve doğal olarak doğru olanı yapar. Atlarda en az 45’er dakikalık sürelerle günde iki kez tımar yapılması alışkanlık yapılmalıdır.

Atlarımızla, her gün olduğu gibi, bebek gibi ilgilenmek gerekiyor. İşi biliyorsanız, atların gerçekten dilinden anlıyorsanız, kontrolleri düzenli yaparsanız… Ben, asla zorlandığımı düşünmedim.

Esmeri Alev Ekebaş: Aydın, Denizli ve Muğla’da rahvan at yarışları var. Türkiye genelinde yarışlara katılıyor musunuz?

Seyit Varış: Rahvan atları biliyorum ama ilgilenmiyorum. Benim branşım dışında. Benim parkurum, 4 Nal Cappadociada Endurans. Atlı Dayanıklılık Koşucusu olarak gurur duyuyorum.

Esmeri Alev Ekebaş: Hangi cins atlara sahipsiniz?

Seyit Varış: Datça Binicilik Merkezi olarak şu an safkan ırk Arap atlarımız, Avrupa Poni ve Shetland midilli atlarımız bulunmaktadır. Yıl içinde yeni doğan taylarımız oluyor. İlk tayımız doğdu ve ismini “Datça” koyduk.

Esmeri Alev Ekebaş: At biniciliği eğitimi verirken zorlandığınız anlar oldu mu?

Seyit Varış: Acemi bir binici için en uygun at; sakin, iyi eğitimli, itaatkâr ve istikrarlı olandır. Bunun için genellikle yaşı ilerlemiş atlar tercih ediyorum. Kendim, bir eğitmen olarak, öncelikle atlarımı eğitiyorum. Pek zorlandığımı sanmıyorum. Son olarak; “İnsana, bildiği şey kolay gelir.”

Esmeri Alev Ekebaş: At nasıl bir dosttur?

Seyit Varış: Atlar, hayvanlar aleminin gerçekten hassas canlılarındandır. Başlarda atlardan uzak durabilirsiniz, özellikle de ne kadar sevecen hayvanlar olduğunu bilmiyorsanız. Bunu ben uydurmuyorum. İri cüsseleri ile kendileri gösteriyorlar. Evcilleştirilen hayvanlar içinde en asil olanı atlardır. Sadık ve duygusal hayvanlardır.

Esmeri Alev Ekebaş: At binmenin, at ve insan dostluğunun bir felsefesi var mı?

Seyit Varış: Temelinde barındırdığı doğa ve hayvan sevgisi sayesinde bir yaşam biçimi olan binicilik sporu; “Bireyin, yeryüzünün en soylu varlıklarından biri olan at ile birbirlerini tanıyarak, etkileyerek ve nihayette tamamlayarak oluşturdukları uyumu, kendilerini izleyenlere en estetik biçimde sundukları bir sanat” olarak tarif edilebiliyor. Biniciliği; “At ve binicinin sahip oldukları kudret ve maharetleri sanatsal bir gösteriye dönüştürme süreci içerisinde, evrensel doğrulardan azami suretle istifade eden ve sürekli kendini geliştirme gayreti içerisinde olan bir bilim” olarak da tanımlamak mümkündür.

Binicilik; insanla at arasındaki arkadaşlığın kurulması ve bilimsel yapılan bir sanat olabilir ama bugün gitgide teknikleşen çağımız insanını doğaya bağlayarak, fizik ve ruh gelişimini sağlayan en soylu sporlardan birisidir. Dolayısıyla sosyal ve kültürel kalkınmaya katkısı büyüktür. İnsan yaşamında ata düşen ezeli görevin, sonsuza kadar önemini aynı düzeyde koruyarak sürdüreceğine inanıyorum.

Esmeri Alev Ekebaş: Türkiyemizde binicilik tarihini anlatır mısınız?

Seyit Varış: Günümüzden 4 bin yıl önce Orta Asya’daki Türklerin at’ı binek hayvanı olarak kullandıkları bilinmektedir. At’a sağlam oturmanın ve üzenginin önemini ise ilk olarak Kafkas kökenli İskitler kavramışlardır. At sırtında savaşan ve avlanan en eski topluluk olarak Hititler, tarihe geçmiştir.

Türkler, Orta Asya’da göçebe olarak yaşadıkları eski çağlarda iyi biniciydiler. Eski Türklerin, cirit (polo) gibi at sırtında oynanan oyunlarda usta oldukları bilinmektedir. Ama yerleşik yaşama geçildikçe ve Osmanlı döneminde, özellikle kentlerde, binicilik önemini yitirmiş ve askeri amaçlarla sınırlı kalmıştır. 1913’te Sipahi Ocağı’nın kurulmasıyla biniciliğe yeniden önem verilmeye başlanmıştır. Özellikle Cumhuriyet döneminde binicilik, sivillerin de ilgi gösterdiği bir spor haline gelmiştir. Türk biniciler uluslararası yarışmalara ilk kez 1931’de katılmış ve Yüzbaşı Cevat Mustafa, bireysel sıralamada üçüncülük elde etmiştir. Ertesi yıl Teğmen Saim Polatkan, “Kısmet” adlı atıyla ikinci olmuştur. Türk biniciler arasında uluslararası karşılaşmada ilk altın madalyayı, 1934’te, Viyana konkurhipiklerinde Teğmen Cevat Gürkan almıştır. Uluslararası karşılaşmalarda adını duyuran ilk Türk kadın binici, Hayal Gönenli’dir ve 1971 yılında Balkan Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanmıştır. Sonraki tarihlerde, özellikle Balkan ülkeleri arasında yapılan karşılaşmalarda pek çok Türk binici madalya almıştır.

Esmeri Alev Ekebaş: Atla yapılan sporlar nelerdir?

Seyit Varış: Engel atlama, binici ve atın 10-13 adet arasında çeşitli engellerden oluşan parkuru hata yapmadan bitirmeye çalıştığı bir atlı spordur. Engel atlama, Uluslararası Binicilik Federasyonu (FEI) tarafından resmi disiplin olarak kabul edilen ve olimpiyatlarda da yarışılan bir spor dalıdır. At ve binicinin uyumu, binicinin dengesi, atın eğitimi ve becerisi çok önemlidir. Yarışma sırasında engele çarpmak ve devirmek, atın engeli atlamayı reddetmesi ile parkuru bitirme süresi, sıralamayı etkileyen faktörlerdir.

At Terbiyesi/Dresaj ve Engelli At Terbiyesi

Biniciliğe ilk başlangıç olan at terbiyesi, at eğitiminin ve at ile binicinin uyumunun en üst noktasıdır. At terbiyesi, günümüzde olimpiyatlarda yarışılan atlı sporlardan birisidir. Hareketleri yaparken referans alınan noktaların bulunduğu, 20×60 metrelik bir manejde müsabakalar yapılır. FEI tarafından belirlenen at terbiyesi kuralları çerçevesince yarışmalar gerçekleştirilir.

Esmeri Alev Ekebaş: 3 Günlük Yarışma Binicilik Sporu branşları nelerdir?

Seyit Varış: Dresaj, arazi parkuru ve engel atlama parkurunda 3 günde tamamlanan bir atlı spor dalıdır. İlk gün at terbiyesi, ikinci gün arazide engel atlama parkuru, hız ve dayanıklılık, üçüncü gün ise engel atlama yarışmaları yapılır.

Esmeri Alev Ekebaş: Atlı Dayanıklılık Binicilik Sporu branşları nelerdir?

Seyit Varış: Atlı dayanıklılık, birçok yerde endurans (ing. endurance) olarak da bilinir. Yarışmada, atın dayanıklılığı ve hızı önemlidir. Ortalama her 40 kilometrede zorunlu sağlık kontrolü yapılır. Binicilerin yarışta hangi yürüyüş şeklinde gittiğinin bir önemi yoktur.

Esmeri Alev Ekebaş: Voltij (Atlı Jimnastik) Binicilik Sporu branşları nelerdir?

Seyit Varış: Binicilerin bireysel ya da takım olarak yarışabildiği atlı jimnastik (voltij); atın üzerinde özel bir eyerle (voltij eyeri) yapılan denge hareketlerinden oluşan bir yarışmadır. Hareketler, 15 m. çapında çılbır (lonj) yapan at üzerinde gerçekleştirilir.

Esmeri Alev Ekebaş: Atlı Araba Yarışları Binicilik Sporu branşları nelerdir?

Seyit Varış: Atlı araba yarışları, en eski atlı spor dalı olarak kabul edilir. Biniciler; tek, çift veya dört at tarafından çekilen arabalarla yarışır.

Esmeri Alev Ekebaş: Kovboy Binişi Binicilik Sporu branşları nelerdir?

Seyit Varış: Eski zamanlarda Amerika kıtasında sığır sürülerini çevirmek, idare etmek için kovboyların yaptığı hareketler bu spor dalının temelini oluşturur. Çoğunlukla Amerika ve Kanada’da yapılan müsabakalarda 6 yaş ve üzeri atlar, atletik yapıları ve manevra kabiliyetleriyle yarışmaktadır.

Esmeri Alev Ekebaş: Olimpiyatlarda hangi binicilik sporu yarışmaları vardır?

Seyit Varış: Olimpiyatlarda sadece engel atlama, dresaj/at terbiyesi ve 3 günlük yarışma branşlarında bireysel ve takım olarak yarışmalar yapılmaktadır.

Esmeri Alev Ekebaş: Datça ve çevre il, ilçe halkının at biniciliğine ilgisi nasıl? Size ulaşmaları için sosyal medya adreslerini verir misiniz? Fotoğraflarınızı kullanma izni verir misiniz?

Seyit Varış: Öncelikle Datça’nın ilk At Binicilik Çiftliği olmaktan gurur duyuyorum. Datça halkı atlara ilgi duyuyor. Sadece düşünceleri; “Acaba düşer miyim?”, “At bizi alır kaçar mı?” Çiftliğimizi ziyaret eden kişiler, atlarımızın sakin ve uysal olduğunu söylüyorlar. Dediğim gibi, bu ön yargıyı sanırım kısa zamanda aşarak insanlar çiftliğimizi daha fazlası ile tanıyarak önem gösterecek.

Röportaj: Esmeri Alev Ekebaş

Fotoğraflar: Seyit Varış

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.