Bodrum Gündem

Abdullah Öcalan, HDP ve Ayrılıkçı Kürtler Bunları Hazmetmez ise Kürt Sorunu Çözümlenemez!

“Kürt Sorunu’nun Çözümü” konusu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Kürt sorununun çözüm yeri meclistir” sözü üzerine son günlerin önemli gündem maddelerinden biri oldu. Halen hapiste olan eski HDP Lideri Selahattin Demirtaş’ın, PKK’nın iki işçiyi katletmesine gösterdiği sert tepki de, umut ışıklarından biri oldu.

Ancak ben bu yazımda, meseleye, Türkiye ve Türkler açısından bakacağım.

Bir arada kardeşçe yaşayan, bayrağımızı kendi bayrağı olarak gören Kürt kardeşlerimizle zaten bir sorun yok.

Halen hapisteki Abdullah Öcalan, HDP ve ayrılıkçı Kürtlerin şimdi sıralayacağım maddeleri kabul ve hazmetmesi halinde meselenin Türk tarafı çözümlenmiş olur. Başta ana dil ve ekonomik kalkınma konularında ise çözüm bulmak bana göre son derece kolay.

İşte o maddeler:

1- Türkiye Cumhuriyeti Toprakları, bölünmez bir bütündür. Bu ülkenin tüm toprakları, doğal olarak Kürt kardeşlerimizin de ana vatanıdır ve bu bölünmez bütünlüğe bütün Kürt vatandaşlarımızın da bağlı olması zorunluluktur.

2- Bu topraklar üzerinde yaşayan Kürtlerden nasıl daha önce Cumhurbaşkanı da, Başbakan da, TBMM Başkanı da çıkmış ise, bundan sonra da Kürt asıllıların parlamentosu da doğal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi olmaya devam edecektir.

3- Atatürk ile sorunu olan Kürtlerin bir kesiminin; bugün Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde özgürce, düşman işgali altında olmadan yaşayabiliyorlarsa, bunu öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduğumuzu hazmetmeleri ve kabul etmeleri gerekmektedir.

4- Ayrılıkçı Kürtlerin aşağılamak için TE-CE diye söylediği T.C. yani Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı’nın, kendi vatandaşlık tanımının resmi kimliği olduğunu sorunsuz kabullenmeleri gerekmektedir.

5- Türkiye Cumhuriyeti okullarında temel dil, Türkçedir ve bütün resmi yazışmalar da Türkçe olarak yapılır. Bu, herkesin kabul etmesi gereken bir zorunluluktur.

6- Bu ülkenin halkı tasada ve kederde daima kenetlenmiştir. Bunu Çanakkale Savaşı’nda da, Kurtuluş Savaşımızda da, yaşadığımız tüm depremlerde de gördük. Dolayısıyla ayrılıkçı Kürtlerin de tasada ve kederde birliktelik ilkesini kabullenmeleri gerekmektedir.

7- Ülkemizin halkına ve milli servetlerimize yönelik tüm saldırıların, terör saldırısı olduğunu kabullenmeleri ve teröre en kuvvetli şekilde karşı olmak da birer zorunluluktur. Bu zorunlulukları istisnasız herkesin kabullenmesi gerekmektedir.

Aslında sadece bu 7 madde çözümün bir tarafı için yeterlidir.

TÜRK OLARAK NELERE İSYAN EDİYORUM…

 

Şimdi tüm Kürt kardeşlerimin bu satırları dikkatle okumasını tavsiye ediyorum:

Ben aşırı sıcağı sevmiyorum. O nedenle Haziran ortasından Eylül ortasına kadar, tatilimi Van Gölü kıyılarında, acaba bir terör saldırısına uğrar mıyız korkusuna uğramadan  geçirmek istiyorum. Hatta orada korkusuzca yaşayacağımı bilerek bir yazlık sahibi olmak istiyorum. Bunu yapamadığım için isyan ediyorum.

Yaz akşamlarımın bazılarında, terör korkusu olmadan, Van Gölü kenarında otlu peynir ve inci kefali ile birlikte rakımı içmek ve Kürtçe Türküler de dinlemek istiyorum. Yapamadığım için isyan ediyorum.

Ağrı Dağımızda doğa yürüyüşleri yapmak istiyorum. Yapamadığım için isyan ediyorum.

Şırnak’ı, Hakkari’yi çevreleyen dağlarda, korkusuzca doğayla kucaklaşmak istiyorum. Yapamadığım için isyan ediyorum.

Tunceli’nin istisnasız tüm doğal güzelliklerini,  yasaklardan arındırılmış tüm yörelerinde korkusuzca yaşamak istiyorum. Yapamadığım için isyan ediyorum.

Sorunlu bölgelerde yaşayan Kürt kardeşlerimin, sadece iç turizm patlaması sayesinde elde edecekleri maddi kazançlardan mahrum yaşamalarına isyan ediyorum.

Ve Kürt kardeşlerim; İstanbul Boğazı’nın kenarında keyifle çay içerken, Boğaz’ın serin sularına kendilerini bırakırken, İstanbul’un Belgrad ormanlarında, korkusuzca, terör endişesi olmadan mangal yaparlarken, ben aynı şeyleri Güneydoğu Anadolu’da ve saydığım yerlerde terör endişesi olmadan, korkusuzca yapamadığım için, daha da fazla isyan ediyorum.

Ve ayrılıkçı Kürtlere bir kez daha sesleniyorum:

Diyelim ki ayrı bir devlete sahip oldunuz. O zaman Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Bodrum, Fethiye ve Marmaris olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yaşayan tüm Kürtlerin o devletinize gönderilmesi ve kendilerine, bundan sonra ülkemize ancak vize verdiğimiz takdirde turist olarak girebileceksiniz denme sonucuna kim katlanabilir?

Önce bu saydığım yerlerde yaşayan Kürt kardeşlerim silahı sizlere doğrultur. Bunu da hiç düşündünüz mü?

İşte Kürt kardeşlerim, bir Türk olarak benim tarafımdan görüşlerim bunlardır. Ve bu görüşlerin ezici bir çoğunluğa sahip olduğunu sizler de biliyorsunuz. Bu nedenle ayrılıkçı Kürt kardeşlerinizin gerçekleri görmelerine yardımcı olun. Olun ki, artık silahlar sussun, artık Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerindeki tüm insanlarımız huzura ve refaha kavuşsun. Bunun başka çaresi yok.

6 Ekim 2021 Çarşamba-Fatih Güllâpoğlu

NOT: Kürt tarafı konusuna ilerleyen günlerde değineceğim.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Cumhur Ulucan dedi ki:

    Tamamına katılıyorum tebrikler

  2. Temuçin Atıcı dedi ki:

    Çok doğru hdp pkk ya gönül vermiş herkes bu yazıyı dikkatle okumalı en çok ezilen kesim Türklerdir

  3. Cenk dedi ki:

    Çok güzel bir yazı..