Bodrum Gündem

1 asgari ücret 1 ton kömür etmiyor

1 asgari ücret 1 ton kömür etmiyor
07.11.2021
0
A+
A-

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çalışma Bakanlığı 2022 yılı bütçe sunumu öncesi CHP’li vekiller Bakanı Vedat Bilgin’i pankartlarla karşıladılar. CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin ‘’asgari ücret ile 1 ton kömür alınmıyor. İşçi ya donacak ya da aç kalacak, ne olacak bu asgari ücretlinin hali’’ diye sordu.

Bodrum Gündem Haber

Görüşmelerin hemen öncesinde geçmişte Erdoğan’ın sözlerine atıfta bulunarak simit ve çay hesabı ile 5 kişilik bir asgari ücretlinin durumunu anlatan Girgin asgari ücretin vergi dışı kalmasını istedi. Girgin şunları söyledi:

Zalim Yönetiminiz İşçiye Bir Bardak Çay İle Bir Simidi Çok Görüyor…

İşçilerin gözü önümüzdeki ay yapılacak asgari ücret görüşmelerinde. Zamanında Genel Başkanınızın asgari ücret hesabı vardı, madem siz kullandınız bu hesabı, bugüne uyarlayalım. Şu elimde görmüş olduğunuz simit 3 lira, bir bardak çay da 2,5 lira. 5 kişilik aileyi bir ay boyunca hesap ettiğimizde toplam tutar 2.475 lira yapıyor yani asgari ücretten geriye sadece 350 lira kalıyor. Asgari ücretli bu parayla kirasını mı ödeyecek, yakacak masrafını mı çıkaracak, çocukların okul masrafını mı çıkaracak, elektrik ve su parasını mı ödeyecek? Çay-simit hesabı yaparak iktidara geldiniz, şimdi bu hesabın altında eziliyorsunuz. Zalim yönetiminiz işçiye bir bardak çay ile bir simidi çok görüyor.

Kömür deseniz, bir aylık alın teri bir ton kömür etmiyor; bir ton kömür 3.200 lira, asgari ücret 2.825 lira. Kara kış kapıda ancak asgari ücretli ısınırsa aç kalacak, aç kalmazsa donacak; bu mu sizin pik yapan ekonominiz?

Ülkemiz tam bir asgari ücretliler toplumu. Yunanistan ve Çekya’da asgari ücret civarında çalışanların oranı yüzde 4, bizde ise yüzde 57; bu oran Avrupa Birliği ortalamasının 6,5 katından fazla. O nedenle, ülkemizde asgari ücret, milyonları ilgilendiren ortalama ücret hâline geldi.

İşçiye Emekliye Kaynak Yok Hazine Garantili İhale Alan Şirketlere Çok…

Pandeminin başından beri, “Hiç olmazsa pandemi boyunca asgari ücretten yapılan 751 liralık kesintiler toplamını devlet karşılasın; asgari ücretliye verilen bu para bakkala, kasaba, terziye gelir olur, emeğiyle geçinenler bir nebze rahatlar.” dedik, “Buna kaynak yok.” diyerek bu Komisyonda verdiğimiz önergeleri reddettiniz.

Madem kaynak yok, hazine garantili ihalelerle yılda 4,5 milyar dolar, bugünün kuruyla 44 milyar liraya neden kefil oluyorsunuz? Madem kaynak yok “vergi harcaması” adı altında büyük şirketlerin borcunu niye siliyorsunuz? Madem kaynak yok para transferlerinde yüzde 30 vergi alacağımız vergi cennetlerinin listesini neden açıklamıyorsunuz?

Nedeni çok açık. İktidarınız faizci sermaye ve rant sahiplerinin iktidardır.

Emeğiyle Geçinen Milyonların Hangi Dertlerinden Bahsedelim?

İşsizlik mi? Geniş tanımlı işsizlik 8 milyon. İş cinayetleri mi? Her yıl en az 2 bin kişi iş cinayetlerinde ölüyor. Kayıt dışılık mı? Yüzde 32, TÜİK’e göre o da. Çocuk işçilik mi? TÜİK verilerine göre bile çocukların yüzde 16’sı çalışıyor. Sendikasızlaştırma baskısı mı?

Sayın Bakan sunumunda sendikaların önemini belirtti ama herhâlde başka bir ülkeyi kastediyor diye düşündük çünkü biz hemen hemen her gün sendikalı olduğu için işten atılan işçilerin haberlerini okuyoruz, ziyaretlerine gidiyoruz, çığlıklarını çığa dönüştürmeye çalışıyoruz sizler duyarsınız diye. Türkiye’de 15,5 milyon işçinin yüzde 14’ü sendikalı. Toplu sözleşme yapabilen oran ise 7,8. Grev yasakları mı? AKP döneminde 17 grev bahanelerle yasaklandı. “Olağanüstü hâli biz bunun için kullanıyoruz.” diye övündünüz hatta. Mobbing mi? Hedef baskısından dolayı ne yazık ki intihar eden bankacılara şahit olduk.

EYT’liler mi? 5 milyona yakın EYT’li mezarda emekli olmamak için mücadele ediyor. Asgari ücretin altında mahkûm edilen emekliler mi? “‘Ama’sız, ‘fakat'”sız sözüne rağmen yalancı kadroya mahkûm edilen taşeron işçiler mi? Nereye elimizi atsak çalışma yaşamı tel tel dökülüyor.

Maaşını Patrondan Alan Uzman İşyerini Denetleyebilir Mi?

ülkemizde emek sömürüsünün en acı yüzü iş cinayetleridir. 2021’de çıkarılan 6331 sayılı Yasa’yla iş kazaları ve meslek hastalıklarının azalacağı beklentisi vardı, hiç de öyle olmadı. Neden? Birçok neden var. Sadece birini söyleyeyim: İş güvenliği uzmanlığını taşeronlaştırdınız. Şirketi denetleyecek kişinin maaşını şirket ödüyor. Bu durumda sağlıklı denetim olur mu?

Rakamlara bakalım. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 3 Kasım 2021 tarihinde yayınladığı verilere göre AKP iktidarı döneminde 28.380 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Daha dün Bursa’da bir krom madeninde 34 yaşında gencecik bir madencimiz yaşamını yitirdi. Artık bazı ilçeler iş cinayetleriyle anılır hâle geldi. Soma, Ermenek, Kozlu deyince artık herkesin yüreği titriyor.

Emekli Aylıkları Asgari Ücrete Çıkarılsın!  İntibak Yasası Çıkarılsın…

1999’dan önceki mevzuat devam ediyor olsaydı bugünkü asgari ücret üzerinden bağlanacak en düşük aylığın tutarı 2.147 lira olacakken 1999’da kabul edilen düzenlemeyle 1.252 liraya, 2008’de yapılan düzenlemeyle de 1.073 liraya düşürülmüştür. En düşük emekli aylığı asgari ücretten az olmamalı. İntibak yasası derhâl çıkarılmalı ve emeklilerden alınmakta olan muayene ücretleri ile reçete bedeli ve ilaç katılım payları kaldırılmalıdır.

Bir Sosyal Devlette Çalışma Bakanı İşçiden Yana Olmaz Mı?

Bir sosyal devlette işçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler dar gelirliler yani halkın çok büyük bir çoğunluğu “Geçinemiyoruz.” diye çığlık atar mı?

Bir sosyal devlette Çalışma Bakanı işçilerin kıdem tazminatının kaldırılmasına ilişkin düzenlemelere hiçbir zaman karşı çıkmayıp hatta destek verir mi?

Hukuka uygun olmayan grev ertelemelerini sahiplenir mi?

İşverenlerin sosyal sigorta güvenlik prim borçlarının cezalarını defalarca affedip işçinin askerlik, doğum sonrasında kullandığı ücretsiz izin sürelerindeki borçlanmalarının ödeme sürelerini yirmi dört aydan bir aya düşürür mü?

Bir sosyal devlette Çalışma Bakanı hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için derhâl uygulanması gereken aile sigortası yasasına karşı çıkar mı?

696 sayılı KHK’yla kadroya alınmayan taşeron işçilerini ve ateşle savaşan orman işçilerini derhâl kadroya geçirecek düzenlemeler yapmaz mı?

İşçi ücretlerini düşürmek için işçinin emeğini sömürmek amacıyla kamuda 4 değişik türde farklı özlük hakları, farklı ücretlerle personel istihdam edilmesine karşı çıkmaz mı?

Eşit işe eşit ücreti savunmaz mı? “4/C’lileri 4/B’ye geçiriyoruz.” deyip çakma 4/B kadrosunun oluşturulmasına, böylece 4/C’lilerin haklarının yenmesine karşı çıkmaz mı?

Bir sosyal devlette Çalışma Bakanı pandemi bahanesiyle Kod-29’la işten atılmalara sessiz kalır mı?

Emekçiler Cevabını Verecek…

Tek adam rejimi işçi sınıfına, emeğiyle geçinen herkese yönelik bir sınıfsal gaddarlık rejimidir. Açığa çıkan gerçek şudur: İktidar, yardım edilmiş yoksullar istiyor. Biz ise yoksulluğu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.

Yardım edilmiş yoksullar olacak ki sosyal politikalar siyasi rant devşirmenin aracı olacak, yardım edilmiş yoksullar olacak ki uluslararası tekellere ucuzdan da ucuz emek gücümüz pazarlanacak ama inanıyoruz ki bu cendere kırılacak.

Bu rejimin yarattığı tahribattan en çok zarar gören, üç kuruş için emeği sömürülen milyonların mücadelesi sizin gaddarlığınızı alt edecektir ve çok değil, ilk seçimde işçi sınıfı tek adam rejimini demokratik yollarla tarihin tozlu raflarına havale edecektir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.