Bodrum Gündem

Süresiz Yazılar – En Ünlü Kaplumbağa

Bazı yerlerde adına tosbağa da derler bu dört ayaklı sürüngenlere… Sırtlarında bağa denilen sert bir kabuk vardır. Sert kabuklarının altında akciğer, omurga ve kaburgaları kaynaşmıştır.

Hareketleri yönünden ne kadar telaşsız ve ağır hayvanlarsa onların tarih boyunca gelişimi de o kadar yavaş olmuştur. 200 milyon yıldan beri kaplumbağaların vücut yapıları önemli hiçbir değişikliğe uğramamıştır.

Her sene ilave edilen halkalarına bakılarak hayvanın yaşı tahmin edilebilir. 40 ila 200 yıl arasında yaşadıkları bilinir…

Kısaca bu bilgileri verdikten sonra gelelim ünlü kaplumbağaya ya da kaplumbağalara.

Kaplumbağa Terbiyecisi

Bu tabloyu bilmeyen yoktur. Osman Hamdi Bey tarafından 1906 yılında yapılan bu resim sadece ülkemizin değil dünyanın önemli eserleri arasında sayılır.

Kaplumbağa Terbiyecisi’ni Pera Müzesinde yakından görme imkanım oldu. Eserin renkleri ve konusu çok çarpıcıydı. İlk aklıma gelen kaplumbağalar nasıl terbiye edilir oldu?

Herhalde en fazla yiyecek ve su verip bir yere gelmelerini sağlayabilirsin. Hem niye terbiye edesin ki? Ne işine yarayacak? Aklımda bu sorularla eser hakkında daha çok bilgi sahibi olmak için çeşitli kaynakları araştırdım.

Osman Hamdi Bey (1842-1910)

67 Yıllık ömrüne arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy’ün ilk Belediye Başkanı olması sıfatlarını sığdırmıştır.

Çeşitli devlet görevlerinde çalışan Osman Hamdi Bey İlk Türk arkeoloğu olarak kabul edilir. Bağdat’ta ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra eski eserler için gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayarak ve tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı’da temellendirilmesini sağlamıştır.

En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888’de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdi’ni bulmuştur.

Yakınımızda bulunan Yatağan’a bağlı Turgut Mahallesinde Lagina’da yürütülen ilk arkeolojik araştırmaları kardeşi Halit Ethem Bey ile birlikte Osmanlı devrinde yapan kişi yine Osman Hamdi Beydir.

Ülkemizdeki eserlerin yurt dışına kaçırılmasını da engellemiştir.

Ressam Türk kültüründe olmayan kaplumbağa terbiyeciliği işiyle ne anlatmak istemiştir?

Resimdeki yaşlı derviş Osman Hamdi Bey’in ta kendisidir.

Osman Hamdi Bey yalnızca bu resminde değil, daha birçok yapıtında figür olarak kendisini kullanmıştır. Ressam bunun için önce istediği açıdan kendi fotoğrafını çektirir, sonra da bu fotoğrafa bakarak tablolarını yapardı. Yani bir tür otoportre, zamane deyimiyle selfi.

Osman Hamdi Bey döneminde ilkleri gerçekleştirmiştir. Bu nedenle yaşadığı zorlukları da resmine yansıtmış olmalı…

Ölümünden dört yıl önce yaptığı bu ölümsüz tablosunda tarihi bir mekânı, mavi renkli çinilerle kaplı, penceresinin üstünde Arapça bir yazı panosu olan bir odayı dekor olarak kullanmıştır… Kaplumbağa Terbiyecisi’ndeki çinilerle kaplı mekan Bursa Yeşil Cami’nin üst katındaki bir odanın yansımasıdır.

Osman Hamdi Bey’in bu tablosu için özellikle ilham kaynağına dair net bilgilerin olmadığı dönemde birçok yorum yapılmıştır. Bunlardan biriside geri kalmış bir toplumu çağdaşlaştırmaya çalışan bir aydının yorgun hâlini anlattığı şeklindeki yorumdur. Kaplumbağaların esin kaynağının, Lâle Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında, hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağalar olduğu öne sürülmüştür. Bu yoruma göre, Sanayi-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye gibi birçok kurumu kurmak ve yönetmek görevini üstlenen Osman Hamdi Bey, tabloda kendini terbiyeci, kendi iş yapış biçimine uyum gösteremeyen astlarını ise yemeğe ulaşmaya çalışan kaplumbağalar olarak göstererek onları hicvetmektedir.

Eserin satış değerinin günümüzde 6,2 – 9,3 milyon dolar arasında olduğu söylenmektedir.

Osman Hamdi Bey’in eserlerini yaptığı ve yazları kullandığı evi müze haline getirilmiştir. Naaşı,  Gebze /Eskihisarda bulunan köşkün bahçesine vasiyeti üzerine defnedilmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.