Bodrum Gündem

Süresiz yazılar – Sekizde bir

Kalabalık bir caddede yürüdüğünüzü düşünün. Caddenin başından sonuna doğru yürüdüğünüzü varsayalım. Caddenin başından sonuna uzunluğunun iki yüz metre olduğunu tahmin edelim. Tanımadığınız bir sürü insan yanınızdan geçiyor.

Kadınlar erkekler, gençler, çocuklar bilmediğiniz yüzler…

Yaşının kırkın üzerinde olduğunuzu tahmin ettiğiniz olan yolda yürüyen kadınları saymaya başlayın bir iki üç dört beş altı yedi sonra sekiz.

Sonra yine aynı saymayı baştan yapalım. Cadde boyunca böyle sekize kadar sayıp tekrar başa döndüğümüzde kaç kadın sayabilirsiniz…

On ? Yirmi? Şimdi aklınızda bir soru belirdi biz niye bu sayıyoruz. Bu rakamlar nedir?

Her sekiz kadından biri adı tatsız bir hastalığı taşıyor: Meme kanseri.

Her yıl Ekim’de meme kanseri ile ilgili paylaşımlarda bulunuluyor. Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı olarak tanımlanıyor. Ben bu yazıyı Ekim’de yazmayı yeğlemedim. Kadınlar ve erkeklerde de görülebilen bu hastalığa karşı uyanık olmak zorundayız.

Şair İlhan Berk demiş ki :

“Sevmenin Eylül’ü, Ekim’i, Kasım’ı olmaz ki ılık bir Temmuz sabahında, ayaz bir “Şubat” akşamında sevemez miyim seni..? Tabi ki de severim.”

Her sekiz kadından biri bu hastalıkla mücadele ediyorsa anımsatmanın da Ekim’i, Kasım’ı olmaz her daim kontrollü olmanın faydası var.

Erken teşhis, tedavinin de en önemli parçası. Erken teşhis edilirse tedavisi de kolay. İleri evrelerde tanı konsa bile tedavi var ama biraz uğraştırır, zaman alır.

Bana bir şey olmaz, amaaan ailemde de yok diyen konuşmaları duyar gibiyim. Doktorlar diyor ki; bir meme kanseri olgusunun oluşması 5 yıl önceden başlayabiliyor. Yani su uyur düşman uyumaz.

Bu satırları okuyan hanımlara sesleniyorum. Sağlığınıza sahip çıkın. Kimseyi beklemeyin, kimseyi dinlemeyin. Bilinçli olun, nasıl mı olacak? Bilim ne derse o olacak. Kendinizi Türk hekimlerine emanet edeceksiniz. Kaldı ki Bodrum’da bu konuda çalışan deneyimli ve bilgili hekimlerimiz ve onlarla birlikte çalışan sağlık personelleri var.

Önce meme konusunda deneyimli bir genel cerrah bulacaksınız, diyeceksiniz ki “ben 40 yaşımı geçtim. Risk altında olup olmadığımı öğrenmeye geldim.” O sizi mamografi ile başlayan radyolojik testlere gönderecek, sonuçları değerlendirecek.

Kimsenin hasta olmasını istemeyiz ama diyelim ki tedaviniz başlanacak korku ve endişe içindesiniz.

Tıp ilerledi artık ağır yan etkili ilaçlar yok, ilaçların yan etkilerine de karşı geliştirilmiş mucizeler yaratan ilaçlar var. Saçım, kaşım kirpiğim dökülecek derdine düştüyseniz… Bunlar nedir ki sonuçta kıl, tüy, yün… Tedaviler bitince eskisinden gür çıkacak. Ben sağlığıma bakarım felsefesine sığınacaksınız. Eş, dost, komşu herkes bir şey söyleyecek olumsuz örnekler verecek hepsine kulağınızı bir güzel tıkayın. Sormak istediklerinizi doktorunuza sorun, kulaktan dolma ot, çöp kaynatma işlerine ve bunları hüüüp diye içme girişimlerini bir kenara bırakın.

Benden söylemesi.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.