Bodrum Gündem

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile eski yılın son kahvaltısı

Kılıçdaroğlu: Erdoğan Tahterevalli oynuyor”

Emin Varol-Ankara

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile geleneksel hale gelen, eski yılın son kahvaltılı sohbet toplantısında buluştuk…

Ankara Temsilcileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu’na, Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Grup Başkan Vekili Engin Altay ve Basından Sorumlu Genel Başkan Baş danışmanı Tuncay Özkan eşlik etti.

Kılıçdaroğlu’nun, Yeni Yıl mesajı…

CHP Lideri, toplantı bitmeden, yeni yıl mesajı da verdi.

2022 yılından “umutsuz” olmadığını, “kimsenin de umutsuz olmamasını” isteyen Kılıçdaroğlu, yeni yılda yapılacak seçimlerde vatandaştan oy istedi:

“Bütün vatandaşların sandığa giderken, ellerini vicdanlarının üzerine koyup oy kullansınlar. Bunu yaptıkları takdirde göreceksiniz, Türkiye’nin aydınlık günleri yakındır.”

Sohbet toplantısının ağırlıklı gündemi, doğal olarak, ekonomi ve kur atışları ile yeni ekonomik modeldi.

Yaklaşık iki saat süren soru-cevaplı sohbette CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun verdiği cevaplar, özetle şöyle:

“Cumhurbaşkanlığı adaylığı onurlu bir görev…”

(Cumhurbaşkanlığı adaylığı) İttifak görüş birliği içinde olursa tabii ki onurlu bir görev. Erken seçim kararı alınırsa ittifak süratli bir şekilde aday belirler. Tahmin ediyorum her liderin kafasında bir isim vardır. Millet İttifakı’nda ekonomi, demokrasi ve parlamenter sisteme dönüş konusunda büyük bir mutabakat var. Şimdiden iktidara geldiğimizde hangi kararları, hangi sürede alacağımızla ilgili çalışmaları yapıyoruz. Millet İttifakı’na başka partilerin dâhil olması ittifak ortaklarının alacağı bir karar.

– Asgari ücretin ardından, memur ve emekliye de en az yüzde 50 zam yapılması lazım. Asgari ücreti 4 bin 250 lira yaptılar, biz kendi belediyelerimizde asgari ücreti 4 bin 500 lira yapıyoruz, bunun tüm hazırlıkları belediye başkanları tarafından yapıldı.

Öyle anlaşılıyor ki enflasyon yüzde 50 civarında, o zaman gerçek enflasyonu baz alıp emekli ve memura da aynı oranda zam yapılması lazım. Dul ve yetimler bin 500 liranın altında çok küçük aylıklar alıyorlar. Emekli vefat edince aylığın bir bölümü hak sahiplerine parçalanarak dağıtılıyor. Dul ve yetimlerin de pozisyonlarının dikkate alınarak en az yüzde 50 oranında arttırılması gerekiyor.

“Tahterevalli oynuyor.”

Tahterevalli oynuyor. Tahterevallinin bir ucunda faizciler var, diğer ucunda da dolar silahı var. Birisi indiği zaman diğeri yukarı çıkıyor. Kazananlar aynı aslında, dolarla, faizle oynayanlar aynı insanlar.

Londra’dan istedikleri zaman piyasaya müdahale ediyorlar, doları önce yükseltiyorlar, belli bir noktaya geldikten sonra da başka türlü müdahale oluyor. En yüksek fiyattan dolarlarını satıyorlar. Dolar düştükten sonra Türk Lirasıyla yeniden dolar alıyorlar ve büyük paralar kazanıyorlar. Kontrolü yapanlar tamamen rant çevreleridir. Erdoğan, bunları sadece seyrediyor.

“Yasa dışı kara ilişkilerin başındaki kişi Erdoğan’dır”

– Sermayesi Londra’da olanlar Türkler mi, yabancılar mı? İki kesim de var. Bunlar iç içe geçmişler. Erdoğan’a en yakın kişileri bile paralarını Londra’daki bankalarda tutuyorlar. Çok lüks binaları var orada. Bunu herkes biliyor. Paralarının büyük bir kısmı orada. Dolar-faiz ekseninde, vurgun yapılmak isteniyorsa kullanıyorlar.

– Uluslararası finans kuruluşları da Türkiye’de dolar- faiz ekseninde büyük paralar kazanıyorlar. Yabancı sermaye Türkiye’ye yatırım yapmak için gelmiyor. Kısa sürede para kazanmak için geliyor. Yatırım için gelse fabrika kursa, buna kimse itiraz etmez. Kısa süreliğine gelen sıcak para ekonomiyi yakıyor. Doları 18’e yükseltip 13’e düşürürseniz 13’den 18’e çıkarırsanız o kısa sürede milyon dolarlar kazanabilirler. Bu milyon dolarları 84 milyon olarak biz ödüyoruz.

Yasa dışı kara ilişkilerin başındaki kişi Erdoğan’dır. Faize karşı olduğunu söylüyor ancak tam tersine onların talimatlarını yerine getiren kişidir. Dini kullanarak faiz ile mücadele ettiğini söyledi. İktidar mevduatı bile dolara endeksledi. Faizi dolara endeksleyen dünyada hangi ülke var? Köprüyü, geçişi, garantileri dolara endekslediler. Hiç aklımıza gelmeyen faizi dolara endekslediler. Bu dolar ile mücadele değildir.

“Dış güçler” diyorlardı gidip JP Morgan’la anlaşma yaptılar. Hani bu ülkenin bürokratları, hazinesi, Merkez Bankası, BDDK’sı vardı? Bunların tamamı şu anda işlevsizdir. Ekonominin düzelmesi için umudu yine gidip dış güçlere bağladılar. Akıl dışı uygulamalarla uzun süre götürme şansları yok. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin “gözlerime bakın, ne görüyorsunuz” sözü, söyleyeceği sözü olmayan kişinin verdiği kaçamak bir sözden ibarettir. Sen Hazine ve Maliye’den sorumlu bir bakansın, ön gördüğün politikalar nelerse bunları anlatmak zorundasın. Şahsi kanaatim böyle bir öngörüsü yok. Küçük yatırımcılar çarpıldı, bundan sonra da çarpılmaya devam edecek.

“Dilencilik yapıyorlar…”

-Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler para bulmak ve almak için Katar ve BAE’nin kapılarında dilencilik rolü üstleniyorlarsa bunlar ülkeyi yönetemezler. Hiç kimse parasını bedava vermez. 7 milyar dolar civarında bir paranın piyasaya verildiği söyleniyor. Kimin parası onların paraları. Fakirin fukaranın elinden parası alınıyor tasarruf mevduatında parasını tutana veriliyor. Bu yapılan sosyal devlet ilkesine ve anayasaya aykırıdır. Erdoğan Katar’a hiç bir şey söyleyemez. Bir yerden yardım bekleyenler bir yere avuç açanlar o kişiyi eleştiremezler. Düne kadar en ağır eleştirileri yaptıkları BAE’yi davet ettiler. Cumhurbaşkanı ile görüşmemesi gereken bir kişiyi cumhurbaşkanlığı makamına davet edip görüştüler. Daha aşağıda bir görevlinin görüşmesi gereken kişi en üst düzey yetkili ile görüştü. Bu ülkenin tarihinde dilencilik yoktur.

– Bu sistem neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Ülkeyi, ekonomiyi yönetemiyorlar ve kendilerine göre bir çıkış yolu arıyorlar. Her çaldıkları kapının arkası boş çıkıyor. Yeteri kadar üretim olmadığı için gelecek yıllarda gıda sıkıntısı yaşayacağız. Rusya buğday ihracatını durdurdu ve yapmayacağım dedi. Bizim un fabrikalarımız Rusya’dan buğday ithal ediyorlardı Rusya onlara fabrikalarınızı sökün buraya getirin dedi. Hem siz kazanın hem biz kazanalım dedi. Bazıları o yola girecek göreceksiniz. Rusya’ya gidip orada yatırım yapacak ve daha iyi gelir elde edecek. İktidar bu konunun farkında bile değil. Hiç kimse bir şey bilmiyor.

“Dolar milyarderi oldu hepsi.

Doymadınız mı, hala soygun düzenine devam ediyorsunuz.”

– Bazen bilinçli olarak 84 milyonun sırtından kazanılan paraların bir avuç insanı zengin etmek için kullandıklarını düşünüyoruz. Dolar milyarderi oldu hepsi. Doymadınız mı hala soygun düzenine devam ediyorsunuz.

“Hiçbir ülke bir diktatörü ülkesine davet etmez.”

Demokrasisi gelişmiş hiçbir ülke bir diktatörü ülkesine davet etmez. Dış politikada da büyük bir çıkmaza girdiler. Dış İşleri Bakanlığı’nın devre dışı bırakıldığı bir ülkede Erdoğan hangi dış politikayı hangi becerisi ile oluşturacak. Bu durumdan bürokratların yüzde 99’u rahatsız. Türkiye dış politikada büyük itibar kaybına uğradı. Rüşvet alandan büyükelçi mi olur. Bunu sadece biz değil bütün dünya biliyor. Türkiye’nin itibarı yer ile bir ediliyor. Böyle birisi ile kimse muhatap olmak istemez.

“Bir an önce sandığın gelmesi lazım.”

-Bu ekonomik model sürdürülemez. Önümüzdeki süreçte zamlar, enflasyon arka arkaya gelecek. Önümüzdeki süreç fiyat artışlarını çok daha yoğun yaşayacağımız bir süreç olacak. Çünkü hazine olağanüstü borçlanmaya gidecek.

Böyle bir anlayışla ekonomiyi uzun süre ayakta tutmak, fiyatları kontrol etmek mümkün değil. Türkiye’nin buradan çıkması lazım, bunun yolu da milletin hakemliğine başvurmaktır. Sandık gelsin aslında kendisi kurtulacak. Bir an önce sandığın gelmesi lazım. Biran önce sandığı getirin. Sandığı getir “kazan” “bay Kemal gördün mü kazandım” de.

Tüm samimiyetimle ileride çok daha ağır maliyetler milletin sırtına yüklenmesin diye Erdoğan’ın milletin hakemliğine başvurmasını istiyorum. Seçim ne kadar gecikirse Erdoğan kaybedecek bunu biliyorum. Ama sonuç olarak perişan olan halktır. Sorun güven sorunudur. Halkla, iktidar arasında bir güven sorunu var. Doları 1 lira da yapsalar, faizi sıfır da yapsalar güven bozulmuş durumda. Eğer bir ülkenin halkı tasarruf mevduatının yüzde 60’ını dövizde tutuyorsa iktidara güvenmiyor demektir. Siyasi iktidar halka olan güvenini sağlarsa çarklar 6 ay içinde dönmeye başlar.

“HDP, Önümüzdeki hafta CHP’yi ziyaret edecek.”

– HDP gelecek hafta bizden randevu istedi. Görüşeceğiz. Parlamentoda bütün siyasi partileri dinleyen tek partiyiz. Bir siyasi partiye “Nasıl olsa bunlar bize oy verecekler” anlayışıyla yaklaşmak doğru değil. Her siyasi partinin hedefleri, tüzükleri, parti programları vardır. O programlar çerçevesinde güç birliği yapabilirler veya yapmayabilirler. Bunu yerel seçimlerde de görüyorsunuz, ittifakın içinde olmayan belediye başkan adayını partiler destekleyebiliyorlar. Bu da demokrasinin güzelliği aslında. Bir partinin dışlanması veya bir partinin kabulü gibi sert bir çizgiyle ayırmak doğru değil.

-Bir başka siyasi partinin Millet İttifakı içinde yer alması, ittifakı oluşturan bileşenlerin kararına bağlı. Yeni partiler olur mu olmaz mı onu bilemiyorum. HDP ile önümüzdeki süreçte görüşeceğiz. Ne düşünüyorlar? Pervin Buldan ile gelecekler olasılıkla. Otururuz konuşuruz. Onların demokrasiye Anayasa değişikline bakış açısı nedir, ekonomi konusunda bizim taşıdığımız endişeleri onlar ne ölçüde taşıyorlar, onların çözüm önerileri var mı onları da öğreneceğiz.

– HDP’nin yaptığı açıklamaları dikkatle okuyorum. HDP bizi ziyarete geldiğinde de onlarla parlamenter sistem, anayasa, ekonomi konularını görüşeceğiz. Parlamentoda bütün siyasi partiler ile görüşen tek parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu demokrasinin kalıcılığı anlamında önemlidir. Halkın oy vererek parlamentoya getirdiği siyasi partiler ile görüşmek sorunların çözümü konusunda karşılıklı istişarelerde bulunmak demokrasi açısından son derece önemlidir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.