Bodrum Gündem

Seçimlere, PKK (Terör) Sıçradı…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak, 12 Ocak 2021 Çarşamba günü AKP Meclis grubuna gelişindeki görüntüler, bir önceki yılın aynısıydı.

Yılbaşı tatili bitmiş, Meclis yeniden çalışmaya başlamıştı.

Erdoğan da yeni yılın ilk grup toplantısı için, 2022 yılında ilk kez Meclis’e geliyordu.

Bu nedenle de ortalık yine, normalin dışında hareketliydi. Otomatik silahlı polisler, havadaki polis helikopterleri, protokol kapısı önünde “iyi yıllar” diyebilmek için biriken milletvekili kalabalığı aynıydı.

Her zaman olduğu gibi yeni yılda da Meclis Başkanı Mustafa Şentop tarafından protokol kapısında karşılanan Erdoğan, ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli gibi ağır adımlarla merdivenleri çıkarak ön kulise girdi.

Buraya çekilen mavi kordonlar, kimin nerede duracağını da belirtiyordu. Meclis polisinden görevi devralan Cumhurbaşkanlığı güvenlik görevlileri, AK Parti genel Başkanı’nın önüne geçilmemesi için, insanları kordonların dışına çıkmaları için uyarıyorlardı.

Yeni yıl tebrikleri ve ağır adımları nedeniyle Erdoğan’ın grup salonuna ulaşması zaman aldı.

Salona girişinde milletvekillerinin ayağa kalkarak alkışlamalarına son zamanlarda adını anmasa da yine “Rabia işareti” ile karşılık verdi.

Pandemi nedeniyle alınmayan ziyaretçi koltuklarına, iktidarı izleyen gazeteci arkadaşlarımız yerleşmişti.

***

Seçim kampanyasının şifreleri…

AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yeni yılın ilk grup konuşmasını, Gazeteci dostum Murat Yetkin’le birlikte basın locasında dinledim.

Yeni yılın ilk izlenim yazısını da AKP grubundan yazıyorum.

Erdoğan, yeni yılın ve belki de seçim yılının ilk konuşmasını yapacaktı. Kendisi için “kader seçimi”nin şifrelerini de verecekti.

Öyle de oldu.

Erdoğan’ın yaklaşık bir saatlik konuşmasında, “din”, “başörtü”, “terör”, “bay Kemal” , “CHP’nin geçmişi” “dış güçlerin saldırıları” gibi konular ağırlıktaydı.

Ancak, bu güne kadar 7 Cumhurbaşkanı izleyen bir Gazeteci olarak, (Fahri Korutürk-Kenan Evren-Turgut Özal-Süleyman Demirel-Ahmet Necdet Sezer-Abdullah Gül) Ana Muhalefet Partisi CHP’ye karşı duymadığım sözcükleri, maalesef mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan işittim.

“Ne işe yarar bu CHP?” diye soran Erdoğan, konuşmasının tamamında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu “ağız ishali-kifayetsiz- gevşek-yalancı- iftiracı-sefil-milletin eğlencesi- komedyen-faşist-baskıcı- diktacı- nobran karakterli” gibi ağır ifadelerle gündeme getirdi.

En ilginci ise,  bu ifadelere Erdoğan’ın “alkışcıbaşısı” Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu başta olmak üzere tüm milletvekilleri alkışlayarak onay verdi.

Erdoğan,  Enes Kara konusunda neden sustu?

AKP Genel Başkanı, öldürülen bir teröristle fotoğrafı yayınlanan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel üzerinden CHP liderine yüklendi ve ” Bay Kemal, sen niye susuyorsun?” diye sordu.

Kendisi ise, Cemaat evinde gördüğü baskı nedeniyle intihar eden Enes Kara hakkında tek kelime etmedi.

Seçimin en büyük şifresi…

Erdoğan’dan bir Cumhurbaşkanı olarak ilk defa, sadece CHP Genel Başkanı ile ilgili bu sözleri duymuyorduk.

İlk defa bir Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, işlediği cinayetler nedeniyle hapis yatan bir terörist başını “hesap soracak” konuma getiriyordu.

Erdoğan şöyle dedi:

“..şu anda Edirne’deki (Selahattin Demirtaş) en büyük hesabı, İmralı’dakine (Abdullah Öcalan) verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda tozpembe. Değil, onların da kendi içinde ayrı bir hesaplaşmaları var ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar. “

Basın locasında Cumhurbaşkanı’nı dinleyen biz gazeteciler, duyduklarımızın şaşkınlığı ile birbirimize baka kaldık…

Evet, aynen bunları söyledi. Ağzından kaçan sözcükler, konuşma metni dışındaki ifadeler değildi. Çünkü Erdoğan, konuşmalarının yazıldığı camdan, Prompterden okuyordu.

Erdoğan, isim vermeden, sadece cezasını çektiği hapishanenin adını kullanarak, “İmralı’daki” dediği, terörist başı Abdullah Öcalan’ı “hesap soracak” bir yere koymuştu.

Terörist başı Öcalan’ın hesap soracağını iddia ettiği kişiyi de “Edirne’deki” diyerek işaret etti. Bu kişi de Edirne cezaevinde yatan terör örgütü ile irtibatlı Selahattin Demirtaş’tı.

AKP’li Milletvekilleri alkışlıyordu.

Biz ise, bu sözcüklerin şifrelerini çözmeye çalışıyorduk.

Belli ki Cumhurbaşkanı, Milli İstihbarat Teşkilat’ından, bir istihbarat almıştı. Bunu da Meclis kürsüsünden “bilerek-isteyerek” söylemişti.

Söz ağızdan çıkmış, tarihe yazılmıştı artık.

İmralı’daki Öcalan’ın, Edirne’deki Demirtaş’tan, ne zaman ve nasıl hesap soracağının ayrıntılarına girmedi.

Ancak, “ bu hesaplaşmayı da yapacaklar” diyerek kararlı konuştu. Demek ki kendisine gelen bilgi kesindi…

Hesaplaşacak teröristler, ikisi de halen devletin güvencesindeki cezaevlerinde, cezalarını çekiyor.

Peki, hapis yatan iki terörist, nasıl hesaplaşacaklardı?

Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını Avrupa Konseyi ve AİHM istiyordu. Yakın bir süreçte Demirtaş serbest mi kalacaktı?

Peki Öcalan…

Peki, AKP ve Erdoğan, bu hesaplaşmanın neresinde olacaklardı…

İşte, hafta boyunca tartışılan ve çok daha uzun süre tartışılacak olan bu sözler, önümüzdeki seçimlerin şifresi olacaktı. Yeni yılın ilk AKP grubunda bir Milat yaşanıyordu.

Erdoğan’ın gözü HDP oylarında.

Bunu İstanbul seçimlerinde de yaşadık. Seçimi kazanmak için, terörist başına gönderilen bir akademisyenin getirdiği mektup aracılığıyla oy istenmiş, ancak yeterli olmamıştı.

HDP’nin oyları yine konumda Seçimin kaderini bu olaylar belirleyecek. HDP oylarını bölmek için eski eş başkan Ayhan Bilgin de cezaevinden çıkarak yeni bir parti kurmak için çalışmaya başladı bile…

HDP oylarına kim sahip olursa, kazanır.

Geçen hafta öldürülen teröristle, barış sürecinde dağda fotoğraf çektirdiği ortaya çıkan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel olayının arkasında da HDP oylarına sahip olmak var.

Cumhur İttifakı, hedef haline getirdikleri Semra Güzel’i hapse göndermek istiyor. Bunun üzerinden de Millet ittifakına yükleniyor.

Millet İttifakı ise, Güzel’in fotoğraf çektirdiği tarihte milletvekili olmadığını gündeme getirdi. Fotoğrafın terör örgütü ile AKP’nin barışık olduğu çözüm sürecinde çekildiğini de belirterek, Erdoğan hakkında fezleke hazırlanmasını istedi.

***

Bütün bu yorumlar, geride bıraktığımız haftaya damga vururken, biz Çarşamba gününe tekrar dönelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan grup konuşmasının orta yerine attığı “üç satırlık bombadan” sonra konuşmasına şöyle devam ediyordu…

-Elinde silahı olan teröriste ipini kaptıran siyasetçi Bay Kemal…

-Alnında, her kesimden insanımızın kanı bulunanların boyunduruğundan kurtulamayanlardan siyasetçi olmaz…

-Bu, teröre sırtını dayamak veya teröre karşı durmak meselesidir. Gerisi lafügüzaftır.

-Türkiye’yi bölmek, parçalamak, yıkmak için fırsat bekleyenler, işte böyle bir iklimin doğmasını arzu ediyorlar.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını, nasıl mı tamamladı:

“.. meydanı, milletten ve sandıktan umudunu kestiği için sokakları karıştırma, terör örgütlerini azdırma, dış güçleri çağırma, sorunları kaşıma, dertleri istismar etme peşinde koşanlara bırakmayacaklarını”

Meydanlarda, Milletten Sandıktan umudunu kestiği için, terör örgütlerini azdıran kim acaba?

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.