Bodrum Gündem

ABD, Dolar ve gerçekler

Çoğumuzun dilindedir… ABD batıyor,  bak yalnız değilmişiz. Avro düştü, Avrupa da işsizlik çoğalmış, dükkanlar kapanıyor.

Bu cümleleri son yıllarda değişik basın bültenlerinde duymaya başladık ve sokaktaki bazı insanlar da bu haberlere inanmaya başladı.

Hemen konuya gireyim, evet doğrudur dünyanın her köşesinde ekonomiler alarm veriyor, iş yerleri kapanıyor, insanlar işsiz kalıyorlar.

Ammmaaa,

Tek bir örnek vereyim, Büyük Britanya da (İngiltere) en düşük maaş, yani bir bakkalda veya bir elbise satan mağazada çalışan 23 yaş üstünde olan bir kişinin bir saatte kazandığı para £ 8.91, (bak tablo) yani TL olarak 165 dir, günde 10 saat çalıştığında 1650 TL, haftada 5 gün çalışırsa 8 250 tl ve ayda 35 750 tl eder. (8 250 x 52 ve 12 ye bölün.)

Türkiye de 2022 yılı asgari ücret aylık brüt 5.004,00 TL.

Şimdi gelelim hayat pahalılığına.

Yine sadece İngiltere yi ele alalım. Gıda konusunda marketlerde ASDA, Sainsbury, Tesco dan tam 18 ay sonra alışveriş yaptım. İnanın birçok ürün aynı fiyatta kalmış. Hele sokak marketlerine gidince 1 pounda yani 18 liraya 5 avokado alabilirsiniz.

Giyime gelince Primark belki marka olmayan elbiseler satıyor, ama yine TL karşılığında ülkemizden daha ucuz ürünler satıyor. TK Maxx marka satıyor ve bazen inanılmaz fiyatlara giyim ve aksesuar malzemeleri satın alabiliyorsunuz.

Dönelim gıda ürünlerine. İki ASDA örneği vereyim.

Dört adet balık çeşidi görüyorsunuz.  Her bir kutuda 2 balık var. 2 kutu birden aldığınızda ki 4 adet balık eder ve £ 4 veriyorsunuz. Yani TL 74….

Yukarda biftek veya sığır eti fiyatlarında 4 paketten 3 paket alırsanız sadece £ 10 veriyorsunuz. Bu konuda başka bir haber de Tesco dan geldi, geçen yıl Tesco halka yardım için ASDA fiyatlarını uyguladı.  Bunları gerçekten çok üzülerek yazıyorum. Beni tanıyan zaten anlamıştır. Basından ülkemdeki elektrik, doğal gaz vb gibi aşırı zamları okuyunca gerçekten inanılmaz derecede üzülüyorum. Kira ödeyen emekli bir ailenin nasıl yaşam mücadelesi verdiğini hayal bile edemiyorum. Siyaset yapmak istemiyorum, çünkü benim işim değil ve zaten kabiliyetim de yoktur diye düşünüyorum. Şimdi bu birkaç cümleyi nasıl toparlayacağımı da bilemiyorum. Gerçekten aciz kaldım.

Yabancı yatırım yapmaya güvenmiyor ki… Yoksa aslında ülkemiz bir cennet. Toprak zenginliği bir tarafa, cin gibi bir gençliğe sahibiz, ayrıca gerçekten çalışkan bir toplumuz. En yüksek teknolojiyi takip edebilen pırıl pırıl bir gençliğe sahibiz.

Yukardaki tablo Büyük Britanya devletinin resmi web sitesinden alınmıştır.

Evet konumuza devam edelim.

Dolara gelince, Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, oldukça gelişmiş bir karma ekonomidir. Nominal olarak dünyanın en büyük ve satın alma gücü paritesi bakımından ikinci büyük ekonomisi olup nominal olarak dünya Gayrı Safi Yurt İçi Hasılanın %22’sini oluşturmaktadır.

ABD dünyadaki teknolojik olarak en güçlü ekonomiye sahiptir ve şirketleri teknolojik ilerlemelerde ön sıralarda ya da ön sıralara yakın yer almaktadır. Ekonomisi istikrârlı bir GSYİH büyüme hızı, ılımlı bir işsizlik oranı, yüksek seviyede araştırma ve sermaye yatırımlarını muhafaza etmiştir.

ABD geniş doğal kaynaklara, gelişmiş bir altyapıya ve yüksek iş verimliliğine sahiptir. ABD dünyanın en büyük ticaret ülkelerinden biridir ve dünyanın ikinci büyük imalatçısıdır. Ayrıca dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz üreticisidir ve dünyanın en büyük ve en etkili finansal piyasalardan birine sahiptir. New York Menkul Kıymetler Borsası piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük menkul kıymetler borsasıdır. Amerikan doları çoğu uluslararası işlemlerde kullanılan ve dünyanın önde gelen rezerv para birimi olup II. Dünya Savaşı’ndan bu yana uluslararası kuruluşlarda merkezi bir rol oynamaktadır.

Kişisel tüketim neden ABD ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturuyor? Çünkü, ABD, kolayca erişilebilir bir coğrafi bölgede yer alıyor ve geniş bir yerli nüfusa sahip. Yeni ürünler için neredeyse büyük bir test pazarı gibi. Bu avantaj, ABD işletmelerinin, tüketicilerin ne istediğini bilmede mükemmel laboratuar-haberi merkez anlamına geliyor.

Dolar bugün dünyanın rezerv para birimi olmaya devam ediyor. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre, merkez bankaları 2020’nin dördüncü çeyreğinde rezervlerinin %59’unu ABD doları cinsinden tutmakta. Rezervlerin çoğu nakit veya ABD Hazineleri ve ABD tahvilleridir. ABD dışındaki dolar cinsinden borç, 2020 ortası itibariyle 12,6 trilyon dolara ulaşan seviyelerle artmaya devam ediyor.

Lakin, buna karşılık çoğu insan bu tabloların doları dünyadaki en güçlü para birimi yaptığına inanır. Dolar, küresel piyasalardaki konumuna ve ona ne kadar bağımlı olmasına rağmen, CMC Markets’a göre en güçlü 10. para birimi durumundadır.

Bugün dünyadaki en değerli paralar aşağıda sıralanmıştır.

  1. Kuveyt dinarı
  2. Bahrain dinarı
  3. Umman rialı
  4. Ürdün dinarı
  5. İngiliz poundu
  6. Cebelitarık poundu
  7. Kayman adaları poundu
  8. Euro (avro)
  9. İsviçre frankı
  10. Amerikan doları
  11. Kanada doları
  12. Libya dinarı
  13. Brunei doları
  14. Singapor doları
  15. Avustralya doları
  16. Yeni Zellanda doları

Şimdi tekrar ABD dolarına dönelim.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki kağıt paranın tarihi, askeri operasyonları finanse etmek için banknotların kullanıldığı sömürge zamanlarına kadar uzanır. Bugün bildiğimiz şekliyle ilk ABD doları 1914’te basıldı. Bu, Federal Rezerv Yasası’nın kurulmasından bir yıl sonraydı.

ABD doları 1944 yılında dünyanın resmi rezerv para birimi oldu. Karar, Bretton Woods Anlaşması adı verilen 44 Müttefik ülkeden bir heyet tarafından alınmıştı.

Pekiyi, Çin Yuanı ne durumda? Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olup hızla gelişiyor ve ekonomik liberalleşme konusunda daha toy ve tecrübesiz olması dışında belki de Çin için en büyük engel, Yuan’ın sıkı bir şekilde kontrol edilmesidir. Ek olarak Çin, yabancıların elinde bulundurabileceği tahvil sayısını sınırlandırıyor ve rezerv para birimleri, döviz yerine devlet tahvili olarak tutulma eğiliminde. Bazı uzmanlar, devam eden liberalleşmenin Yua’nın 2020 yıllarından sonra rezerv para kulübüne katılmasına yol açabileceğine inanıyor.

Ben doların gücünü yazarak ABD’yi savunuyor değilim. ABD’nin dış politikasını hiç ama hiç tasvip etmeyen biriyim. Lakin gerçekleri de yazmak lazım. Dünya böyle kurulmuş maalesef, büyük balık küçük balığı yutar. Mesele büyük balık olmakta. Bu da her devletin elinde olan bir şey. Yeter ki istikrar olsun.

Naçizane, ben de biraz bilgiçlik taslayayım dedim ve birkaç cümle ile bu makaleyi bitireyim.

İhracat rakamlarının ithalat rakamlarından daha fazla olan, üretim yapan, kendi ülkesinin rezervlerini en iyi şekilde değerlendiren, ülkesinin dört mevsim iç ve dış turizme açabilen, tarihi değerlerini koruyup dünyaya tanıtabilen, eğer denize sahili varsa gemi sanayisini geliştiren, limanlar yapıp uluslararası gerek ticari ve gerekse turistik amaçlı faaliyetleri gerçekleştiren, spor, sanat ve bilim dallarında ki bu dallar uluslararasıdır ve sınır yoktur, başarılı sporcu, sanatçı ve bilim adamı yetiştirip ve önce kendi ülkesine hizmet verebilmesi için bu kişilere her türlü imkanları sağlayabilen devletler, işte o zaman sadece tam olarak bağımsızlığına kavuşmuş olmayıp ayrıca dünyayı da idare edebilecek güce sahip olabilirler.

Gerisi hikayedir.

Ronald Karel

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.