Bodrum Gündem

Bir Diktatörden, Günümüze…

Dün, yine arşive girdim.

Merhum Başbakan ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in,  4 Eylül 1985 tarihinde, darbeci Kenan Evren’i eleştiren bir açıklamasına rastladım.

A4 kâğıdının mizanpajı dikkatimi çekti. Büyük harfle ve güzel bir Türkçe ile yazılmış, noktalama işaretlerine dikkat edilmişti. Belli ki Hattat kadar güzel yazan birinin elinden çıkmıştı. (Parlamenter sistemin “son başbakanı” Binali Yıldırım’ın kulakları çınlasın. Öğretmenlerin yardımına rağmen kara tahtaya bir cümleyi bile yazamamış, yumuşak g’nin üzerine şapka bile koyamamıştı.)

Kâğıdın üzerine, “Demirel’in, Evren’e verdiği cevap (4 Eylül 1985)” notunu düşmüşüm.

12 Eylül 1980 askeri darbesiyle Zincirbozan Cezaevi’nde “misafir” edilen Süleyman Demirel, Darbeci Diktatör Kenan Evren’e demokrasi dersi veriyordu.

Çocukların, gazetecilerin, sade vatandaşların “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla tutuklandığını düşünürsek, siyasetin “Baba”sı Süleyman Demirel, 37 yıl önce, adeta bugün yaşananlara da cevap veriyordu.

Demirel, Zincirbozan’dan çıktıktan sonra “Susan değil, konuşan Türkiye” sloganıyla Türkiye’yi dolaşmaya başlamıştı. Ancak bu, darbeci Evren’i rahatsız ediyor, Süleyman beye bir ayar çekmesi gerekiyordu.

1 Eylül 1985 TBMM’nin açılışı, bir fırsat olmuştu.

Evren, 12 Eylül 1980’de kapattığı Meclis’in yeniden açılmasına, 1983 yılında izin vermişti. Bu yıl, 3. kez Meclis’in açılışında konuşacaktı.

Evren, Meclis’te ayakta alkışlarla karşılandı

YENİ ASIR ve SABAH Gazetelerinin Parlamento Muhabiri olarak, Devlet Başkanı Kenan Evren’in konuşmasını ve açılış resepsiyonunu izledim.

Merhum Turgut Özal’ın başkanlığında Anavatan Partisi (ANAP) iktidardaydı. Ancak Turgut Özal, göz ameliyatı için Amerika’da olduğu için açılış törenine katılamamıştı.

Kenan Evren’i, Genel Kurul salonuna girişinde, 12 Eylül darbesi sonrası ilk milletvekilleri, ayağa kalkarak ve alkışlayarak karşıladı.

Evren, 26 dakika süren konuşmasında, Süleyman Demirel’i, isim vermeden eleştirdi. Süleyman beyin “Konuşan Türkiye” sözlerine de karşı çıktı ve şunları söyledi.

 “Susan Türkiye» yerine, «Konuşan Türkiye» mantığının bu ülkeye nelere mal olduğunu hepimiz biliyoruz. Kaldı ki, bugün susması gerekenler bile her gün konuşmaktadırlar.

Süleyman Demirel, Diktatör Kenan Evren’in bu sözlerine, 3 gün sonra cevap verdi. Yazımın son bölümünde bu cevapla ilgili notlarımı yazacağım.

Evren, rakıyı, beyaz leblebili ile içti

Ancak, “tarihe not düşebilmek” için, tarihe tanıklık eden diyalogların yaşandığı Meclis’e yeniden dönmek istiyorum.

Açılış konuşmasından sonra Çankaya Köşkü’ne giden Evren, Meclis Başkanı Necmettin Karaduman’ın verdiği resepsiyona katılmak üzere yeniden Meclis tören salonuna geldi.

Sivil bir kıyafet, siyah takım elbise giymişti. Yanındaki darbe konseyi üyeleri, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ve Sedat Celasun da sivildi.

Kenan Evren,  rakıyı beyaz leblebi ile içerdi. Yine öyle yaptı.

Etrafında toplanan darbe sonrası ilk milletvekillerine, darbe yaptığı 1980 yılından bu yana ölümle tehdit edildiğini anlattı.

 Erdal İnönü Evren’e, “sayenizde döner yiyebiliyoruz…”

 Elinde rakısıyla tören salonunda tur atan Kenan Evren, önce SODEP (Sosyal Demokrat Parti) Genel Başkanı Rahmetli Erdal İnönü ile karşılaştı.

Evren, İnönü’ye, “size döner vermediler mi?” diye sordu. Zarif ve nezaket kokan cevaplarıyla tanıdığımız, İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü, “Döner kuyruğu çok kalabalık. Biraz sonra sıraya girerek alacağım efendim” diye cevap verdi.

İnönü’nün Döner kuyruğuna gireceğini duyan darbeci Evren,  “Siz Parlamento dışında olduğunuz için vermemişlerdir” diyerek, bir garsona Erdal beye döner kebap getirmesi için talimat verdi.

Meclis bahçesinde bir tur atan Kenan Evren, yeniden Erdal İnönü ile karşılaştı. Erdal beyin elinde döner tabağı, yanında da birleşme arefesinde oldukları (Halkçı Parti) Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan vardı.

Erdal İnönü’nün elinde döner tabağını gören Evren, gülümseyerek, “döneriniz gelmiş” diye espri yaptı. Erdal İnönü’nün, “sayenizde döner yiyebiliyoruz” cevabı gülümsemelere neden oldu.

Aydın Güven Gürkan’ın içkisi…

Kenan Evren bu defa, Erdal beyin yanında, elinde içki kadehiyle duran, HP Genel başkanı Aydın Güven Gürkan’a döndü ve “Siz, Parlamento içinde olduğunuz için içki vermişler” dedi.

Aydın Güven Gürkan’ın cevabı da buram buram siyaset kokuyordu:

“Efendim, biz akıllıca bir iş bölümü yaptık. Ben bardağı taşıyorum. Sayın İnönü de (döner) tabağı taşıyor.”

Kenan Evren, gülüşmeler arasında sol parti liderlerinin yanından ayrıldı.

Erdal İnönü ise, bir süre sonra “SHP -Sosyal Demokrat Halkçı Parti” ismi altında birleşmeyi Evren’in de onayladığını belirterek, “Bu birleşmeyi herkesin onayladığı belli oldu” dedi

Devlet büyükleri için, ilk özel uçak alınıyor

37 yıl önce, Devlet büyüklerinin, bugünkü gibi özel uçak filosu yoktu. Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kullanımında sayısı 12’ye ulaşan uçaklardan ilki 1985 yılında alındı.

Kenan Evren ve Turgut Özal, yurt dışı ve yurt içi seyahatlerine ya askeri uçakla ya da tarifeli uçakla gidiyorlardı.

Devlet büyüklerine bir özel uçak alınması da gündemdeydi.

Darbeci Kenan Evren, İnönü-Gürkan ikilisinin yanından ayrıldıktan sonra, Başbakan yardımcısı Kaya Erdem ile karşılaştı.

Evren, devlet büyükleri için alınacak uçağa karar verilip verilmediğini sordu. Erdem, göz ameliyatı için Amerika’da bulunan Başbakan Turgut Özal’ın, “Golfstream-3” model uçağı çok beğendiğini ve almaya karar verdiğini söyledi.

Sonra da uçağın teknik özelliklerini aktardı.

Konsey üyesi Nurettin Ersin de uçak sohbetine katılarak, darbeden sonra yaptıkları araştırmada aynı uçağı beğendiklerini ancak,  uçak almaktan vazgeçtiklerini söyledi. Kenan Evren de Ersin’i onaylayarak, özel uçak konusunda, “’12 Eylül’den istifade ederek uçak aldılar’ derler diye aldırtmadım” dedi.

Başbakan yardımcısı Kaya Erdem, alınacak ilk özel uçağın 15 milyon liraya mal olacağını söyledi.

Bu konuşmalardan bir süre sonra devlet büyükleri için ilk özel uçak alındı ve “GAP” ismi verildi. Başbakan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde ise devlet büyüklerine ait özel uçak sayısı 12’ye yükseldi. Uçağı olmayan bakan kalmadı. Üstelik bu uçakların modelleri de yükseltilerek, uçan saraylara dönüştürüldü.

Süleyman Demirel’den de demokrasi dersi aldı

1 Eylül 1985 yılında Meclis’in açılışında bunlar yaşandı.

Evren, sol partilerin liderleriyle tarihe geçen sohbetler yaptı. Açılış törenlerine katılamayan Süleyman Demirel’e ise “konuşma” mesajı gönderdi.

Ancak, Süleyman beyden de adeta demokrasi dersi aldı.

Yazının başında sözünü ettiğim gibi Süleyman Bey, 4 Eylül 1985 tarihinde Kenan Evren’e bir yazı ile yanıt verdi.

Demirel, mektubuna “Maksadım bir polemik açmak değildir.” diye başlıyor. Şöyle devam ediyordu:

“Türkiye’de, “susması lazım gelenler” vardır “konuşması lazım gelenler” vardır. Yani, Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarına göre, bazı kişiler her şeyi söylemek ve yapmakta serbest, bazı kişiler ise hiçbir şey yapamaz veya söyleyemez durumunda değildir.

Bu sözün rahatsızlık yaratması, “Konuşan Türkiye’ye “ karşı çıkmak “susan Türkiye’ye” sahip çıkmak anlamına gelir.

Öfke ve hiddetin yakışmadığı yerler vardır. Sayın Evren’in makamı, o yerlerin başında gelir. Hem, “susan Türkiye yerine, konuşan Türkiye istiyoruz” sözünün öfke ve hiddete sebep olmasına anlam vermek de mümkün değildir.

Devlet gücünü elinde tutanların, öfke ve hiddete kapılarak, bu gücü adaletsiz kullanmalarından ve taraflı davranmalarından, milletin ve memleketin kazanacağı hiçbir şey yoktur. Zira devlet haksızlık üzerine değil, adalet üzerine oturur.

Şayet, ülkeyi idare edenler, bugün bazı konuların tartışılması taraftarı iseler, tek taraflı beyan ve ithamlar yerine, yasakları kaldırarak, serbest zeminlerde ve milletin gözü önünde ve milletin hakemliğinde bunun yapılmasını içine sindirmelidirler. Gerçek anca o zaman ortaya çıkar. “

Türkiye, eninde sonunda, hür ve demokrat olacaktır.”

Bugün hala, hür ve demokrat olmayı bekliyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.