Bodrum Gündem

Ayçiçeği, şeker ve zeytinin hikayesi; NEREDESİNİZ EY TANRILAR?

Ayçiçeği, şeker ve zeytinin hikayesi.
NEREDESİNİZ EY TANRILAR?
Çocukluğumun büyük bölümü Bandırma’da geçti benim.
Marmara, özellikle Trakya bölgesi uçsuz bucaksız ayçiçeği tarlalarıyla doluydu.
Dağ taş ayçiçeğiydi adeta.
Seyrine doyum olmazdı.
O tarlalara girip bir kaç koçan koparıp, gün boyu çekirdeklerini çıtlatırdık.
Sımışka denirdi Bandırma’da çekirdeğine.
Rus işgalinden kalma bir sözcük.
Sudan ucuzdu çekirdeği de, yağı da.
Şimdi Bandırma ve Trakya’ya ne zaman gitsem, o tarlalardan eser yok.
Bugün ayçiçeği çekirdeğinin kilosu 18-20 lira.
Önemli bir kısmı Çin’den ithal ediliyor.
Çoğunun içi boş.
Ayçiçeği yağının litresi de ortalama 20 lira.
O da en çok ithal ettiğimiz ürünler arasında.
Yine Bandırma ve çevresi şeker pancarı tarlarıyla çevriliydi.
Çiftçiler topladıkları pancarları kamyonlara yükleyip, Eskişehir’deki Şeker Fabrikası’na gönderirdi.
Marmara’nın her yerinden şeker pancarı taşıyan kamyonlar konvoy konvoy yola koyulurdu.
Tıka basaydı kamyonlar.
Birçok şeker pancarı yollara dökülürdü.
Toplayıp annelerimize götürürdük.
Ne yapıldığını şimdi hatırlamıyorum.
Ancak, o yollara dökülenler o kadar çoktu ki, herkes toplardı.
Sonra..
Tarım arazilerini imara açtılar.
Çiftçiyi desteklemediler, üretme tüket dediler.
Ve şeker fabrikalarını özelleştirdiler.
Sonunda şeker ithal etmek zorunda kaldı ülke.
İki yıl önce sadece Rusya’dan 1400 ton ithal ettik.
Şimdi şekerin kilosu ortalama 12 lira.
Kendimi Ege ve Akdeniz insanı olarak tanımlarım.
Bu bölgelerin her yerini bildiğimi sanıyorum.
Zeytin deposudur buralar.
Asırlardır zeytin kültürü vardır, bu yörenin insanında.
Ege ve Akdeniz zeytinyağlı yemekleriyle ünlüdür.
Ama zaman içinde yok olmaya başladı zeytin ağaçları.
İmara açılan araziler, maden ruhsatı verilen zeytinlikler, rantçılar, yangınlar.
İki gündür haberlerde okuyorum
Yine bir geceyarısı bir kararname imzalanmış.
Adı “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”
Elektrik üretiminde kullanılan kömür sahası ve zeytin ağaçlarının aynı yere rastlaması durumunda, zeytinliklerin şirketler tarafından kesilebilmesinin önü açılmış.
Gerekçesi de “kamu yararı”.
Güler misin, ağlar mısın?
Bu halkın başına ne geldiyse hep bu “kamu yararı” gerekçesiyle geldi zaten.
Zeytinyağı fiyatları bir yılda yüzde 100 arttı.
Geçen sene 25 liraydı, şimdi 50 liraya bulan havada kapıyor.
Seneye 75 lira mı, 100 lira mı olur, onu bilemem.
Zamanı geriye sarınca, bu ülkenin nasıl soyulduğunu daha iyi anlıyor insan.
Ekmeğimize, aşımıza nasıl el koydukları daha iyi anlaşılıyor.
Üretmemizi değil, tüketmemizi istiyorlar.
Kendi kendine yeterli bir coğrafyanın, nasıl dışarıya mahkum edildiği daha da netleşiyor.
Biraz daha geriye sarıyorum zamanı.
Kula’nın Börklüce köyünde bulunan ve bugün Bergama Müzesi’nde korunan 2500 yıllık bir Lidya yazıtı geliyor aklıma.
Şöyle yazmışlar mermerin üzerine.
“Her kim ağaca zarar verirse, karşısında öfkeli bir tanrı bulacaktır.”
Bugün bir değil binlerce ağaç kesiliyor.
Neredesiniz ey tanrılar?
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.