Bodrum Gündem

Paran yoksa okuma anlayışına hesap sorulacaktır

Paran yoksa okuma anlayışına hesap sorulacaktır
18.04.2022
0
A+
A-

Muğla Sol Parti İl Sekreteri Zekeriya Kargınparan yoksa okuma” anlayışıyla kulağının üzerine yatan, piyasacı, gerici siyasetten hesap soracaktır.” dedi.

Bodrum Gündem Haber

AKP-MHP iktidarının tüm alanlarda yarattığı kriz ortamı eğitim alanını da çözümsüzlüklerle kuşatıldığı ifade eden Muğla Sol Parti İl Sekreteri Zekeriya Kargın İdeolojik, kültürel, ekonomik çöküş ve çözülme içerisindeki tek adam rejimi, 20 yıllık süreç sonunda yoksul halk çocuklarının laik ve kamusal eğitim hakkını fiilen ortadan kaldırmış, eğitimi erişilemez hale getirmiştir. Eğitim hakkı ihlallerinin sınıfsal boyutu artık siyasi iktidarın kelime oyunları ile gizlenemeyecek kadar açık seçik ortadadır.” dedi.

Muğla Sol Parti İl Sekreteri Zekeriya Kargın’ın eğitim sorunları ve çözümleri ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı;

“Eğitim alanında özellikle 12 Eylül’le gelişen ve salgın süreciyle giderek derinleşen tahribat ve yıkım politikalarına karşı verilecek mücadele, ancak sosyalist Sol’un bağımsız örgütlenme ve kurucu muhalefetine dayanan bir hat üzerinden ve eğitim alanının mağdur ettiği tüm kesimler yanında siyasal, sendikal dinamiklerle birlikte, bütünlüklü, kolektif ve katılımcı bir eksende verilebilir. 

Kapitalist sistem, eğitimde uygulanmakta olan neoliberal politikaları hayata geçirirken, öncelikle merkezi sınav sistemini araç olarak kullanmaktadır. Sınav merkezli yapı ise eğitimin anlamını ve işlevini dönüştürmektedir. Neoliberal kapitalist sistemin eğitim politikasında eğitim için sınav değil, sınav için eğitim vardır. Sınav merkezli eğitim ezberci, dogmatik öğretiler, başarısızlık kaygısı gibi nedenlerle önemli pedagojik sorunlar yaratmakla birlikte, buraya indirgenemeyecek kadar derin sorunları da beraberinde getirir. Sınav merkezli eğitim, eğitimin dinselleştirilmesinden piyasalaştırılmasına, okullar arası kutuplaşmadan yoksul halk çocuklarının nitelikli eğitime erişim olanaklarının ortadan kalkmasına kadar pek çok sorunu yaratan ya da derinleştiren bir mekanizmadır. Bu temel sorunla, salt sınavların kaldırılması talebi doğrultusunda mücadele verilemez. Sol Parti, ‘’Sınav Merkezli Eğitim Sistemi İle Mücadele’’ başlığında bir politika geliştirerek konuyu tartışmaya açacak, toplumda konu ile ilgili farkındalığı yükseltme mücadelesi verecektir.

Özel okul patronları siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından desteklendi. Pek çok akademik okul imam hatiplere dönüştürülmeye çalışılarak laiklik hedef alındı. Bugün İmam Hatiplerde pansiyonlu okul oranı yüksek, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı düşüktür. Talep olmamasına rağmen İmam Hatipler özendirilmektedir. Birbirini besleyen gericilik ve piyasacılık uygulamalarıyla laiklik ve kamusallık ilkeleri her geçen gün daha fazla yıkıma uğramakta, etnik, dinsel, cinsiyetçi temelde çeşitli ayrımcı siyasal politikalarla toplum kutuplaştırılmaktadır.

Sol Parti eğitim hakkını yok sayan, ‘’paran yoksa okuma’’ anlayışıyla kulağının üzerine yatan, piyasacı, gerici siyasetten hesap soracaktır. 

Köylerde okul sorunu çözülmek zorundadır. 2002’den bu yana 20 bine yakın yakın köy okulu kapatıldı. 250’ye yakın bölge okulu kapatıldı. MEB sorunla ilgilenmeyerek bile isteye geçmişte ve salgın sürecinde köylerdeki eğitim sorununun bizzat yaratıcısı oldu. Öğrenciler taşımalı eğitime, yatılı okullara, açık öğretim sistemine ya da okullaşmadan vazgeçerek eğitimsizliğe mahkum edildiler. Her biri ayrı bir sorun olan bu seçeneklerle yurttaşlık haklarından da, çocuk haklarından da, geleceklerinden de mahrum bırakıldılar. Çocuklar taşımalı eğitim ile güvenli olmayan koşullarda onlarca kilometreyi kat etmek durumunda kalıyor ya da hiç taşınamıyor. Servis güvenliği yönetmeliği 3 kez ertelenerek çocuklar kaza durumlarında ölüme terkedilmiş oldu. MEB sorumlu ve suçludur. Yurtlara ve pansiyonlu okullara yatırım yapılmadığından yatılı okul seçeneği de, çocukları pansiyonlu imam hatip okullarına, Aladağ sorununu bize hatırlatan tarikat yurtlarına mecbur bırakmaktadır. Bir diğer seçenek açık öğretim gösterilmektedir. Ancak açık öğretim, eğitim modeli olarak kabul edilemez.

Üniversiteler nitelikli ve özerk olmalı, öğrencilerin talepleri yerine getirilmelidir. Siyasal iktidarın ‘’Her ile bir üniversite’’ şeklinde ifade ettiği projesi, üniversiteleri bilim yapılan ve bilim öğretilen kurumlar olmaktan çıkarmakta, karşılığı olmayan referanslarla (diploma) eğitime olan saygı ve beklentiyi zedelemektedir.  Yerleştirme istatistiklerine göre bin bölümden fazlasında on kişi veya altında öğrenci yerleşmiştir. Bunların tamamı devlet üniversitesidir. Eğitimin anlamı ortadan kaldırılarak gençler üniversitelerden uzaklaştırılmaktadır. Öğrenciler niteliksiz, gelecek vadetmeyen üniversitelerde okumak yerine üniversite tercih etmemeyi seçmektedirler. Bugün eğitim fakültelerinden mezun olup ataması yapılmayan öğretmen sayısı 1 milyona ulaşmıştır. İktidarın umursamadığı atama sorunu artık kangren haline gelmiştir. 

KYK yurt kapasitelerinin düşürülmesi ve zamlar barınma sorununun temel nedenidir. Kamusal eğitim kapsamında ele alınması gereken öğrenci barınması piyasanın ve bu piyasaya egemen olan cemaatlerin insafına terkedilmiştir. İktidarın yurt politikası eğitimin piyasalaştırılması politikalarının bir parçasıdır. En ucuz yurtlar tarikatlara, cemaatlere açılmıştır. Devlet bilinçli şekilde yarattığı yurt boşluğunu tarikatlara doldurtmaktadır. Sol Parti öğrenciler için yeterli sayıda ve kapasitede yurt yapılması, yurt işletmelerinden tarikat ve cemaatlerin tasfiye edilmesi, kiralardaki fahiş fiyatlara karşı önlem alınması, KYK burslarının yeterli seviyeye çekilmesi, mezun olduktan 6 ay sonra iş bulamadıkları koşullarda KYK kredilerinin silinmesi, üniversitelerin bağımsızlığının korunması mücadelelerinde gençlerimizle dayanışma içerisinde olacaktır. 

Son 30-40 yılda ve özellikle AKP iktidarı döneminde okullar beton yığınından ibaret binalara dönüşmüştür. Devlet okulları donanım olarak eksik, sportif ve sosyal alan dersleri için araç gereç ve mekân anlamında yoksun bırakılmıştır. Geçmiş yıllarda Tarım dersleri varken, İş eğitimi dersleri varken çocuklarımız toprağı tanıyabiliyor ve aynı zamanda el becerilerini geliştirilebiliyordu. Mevcut durumda patatesin ağaçta yetiştiğini zanneden öğrenciler mevcut maalesef.

Sol Parti dayanışma ve mücadele pratikleri üzerinden eşit, özgür, laik, bilimsel eğitim mücadelesi verecek, halkımızla birlikte yerellerde kolektif, katılımcı ve kurucu bir siyasetin zeminlerini yaratmaya çalışacaktır.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.