Bodrum Gündem

Bir Avuç Dolar Uğruna

Daha önce başka ülkeler tarafından denenmiş ve başarılı olunmamış her şeyi uygulama ve ısrarla sürdürme konusunda üstümüze yok.

Örnek mi istiyorsunuz; “Turizmde Her Şey Dahil Sistem” hatta “Ultra Her Şey Dahil” diye daha da geliştirmeyi marifetten sayıyoruz. Turizm konusunda bizden çok çok ileride olan İspanya bu sistemi uygulamış ve yıllar önce vazgeçmişti. Sadece bu ülkeyi ele alıp incelesek, bu sistemin nasıl bulunduğu yeri yok ettiğini çok net bir şekilde görürüz. Dünya Gazetesindeyken bir toplantıda Club Med’in CEO’su ile tanışma fırsatını bulmuş ve sohbet etmiştim. Sohbet esnasında bana şöyle bir soru sordu;

-“Türkiye’de ‘Her şey dahil sistemi’ ilk kim başlatmıştır?”

Ben de hiç düşünmeden “Magic Life…” demiştim.

–“Hayır bilemedin…” dedi.

Şaşırdım. O zaman anlatmaya başladı;

-“Biz Türkiye’de Club Med’leri kurduğumuzda öyle lokasyonlar seçtik ki tatil köylerimiz şehrin merkezine çok uzaktı. Dolayısıyla bu sistemi Türkiye’de ilk biz uygulamak zorunda kaldık. Sizler de bizden bu sistemi alıp değişik biçimlerde uygulamaya başladınız. Yani kısaca işin suyunu çıkardınız…”

Bunun gibi daha çok örnekler verebiliriz. Ama lafı fazla uzatmadan konumuza dönecek olursak, yine daha önce diğer ülkelerin farklı şekilde uyguladığı ve vazgeçtiği ancak bizim ısrarla sürdürmeye devam ettiğimiz bir örnekten bahsetmek istiyoruz. “Yabancıya konut satışı”

 

Şimdilerde bu sistemi uygulamanın dışında bir de promosyon yapıp yanında TC vatandaşlığı veriyoruz. Devlet bunun için rakamı 400 Bin Dolar’a çıkarttı ancak bu karar resmi gazetede yayınlanmadı. 250 bin USD’den deli gibi konut satıp Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı dağıtmaya devam ediyoruz.

Bitmedi, yurtdışında bu evleri satan firmalara da ayrıca destekler veriyoruz. Yani döviz gelsin de nasıl gelirse gelsin mantığıyla, hızla yalnız ve güzel ülkemizin değerlerini yok etmeye devam ediyoruz.

Nüfusunun beşte biri başka ülke doğumlu bir göçmen ülkesi olan Kanada, kendi vatandaşları oturabilecek ev alsın diye yabancılara ev satışını yasaklama kararı aldı. Diğer ülkelerde de ev almanız durumunda size sadece oturma izni veriliyor.

Peki Türkiye’den hangi ülkelerin vatandaşları ev alıyor? Kendi ülkesindeki politik ve hukuki durumunu istikrarlı görmeyen İran, Irak, Rusya, Azerbaycan, Afganistan, Ürdün ve Yemen vatandaşları.

Yabancılara konut satışı 2021’de 68.600 adetle rekor kırarken bu yıl 70 bine ulaşması hedefleniyor. 29 Bin ile İstanbul birinci, 12 bine yakın satışla Antalya ikinci sırada yer alıyor. Tam da sorunlar öncelikle bu iki ilde başlıyor. İstanbul’da geçen sene konut fiyatları %137 artmış. Antalya’da %133

İstanbul Beylikdüzü, Esenyurt ve Başakşehir’de fiyat artışları %100’ün üzerinde. Bunlar orta sınıf mahalleleri. Kanada yabancılara konut satışını yasaklarken, biz konutun üstüne bir de pasaport verip kendi orta sınıfımızı kendi mahallesinden sürgün ediyoruz.

Türkiye’de ev fiyatları ve kiraları astronomik seviyeye çıkmış durumda. İstanbul, Antalya ve Muğla’da yaşayan ve asgari ücretle geçinmeye çalışan birinin bu illerde ev kiralarını karşılaması mümkün değildir.

Konut fiyatlarındaki ve kiralarındaki anormal yükselişin ilk sonucu ‘geçim sıkıntısı’ ve kendi ülkesinde ‘zorunlu göç’.

Ancak orta vadede başka etkiler de beklemeliyiz. Mesela 2010 yılından beri Türkiye’de ortalama evlilik rakamı %10 azalmış. Covid-19 düğün kısıtlamaları nedeniyle 2020/2021 yıllarını dikkate almıyoruz. Kiralar böyleyken ayrıca kim evlenir ki? Boşanma ortalamalarında da ciddi artış gözlenmekte. Oturmuş oldukları evlerini boşaltıp ailelerinin yanına taşınan binlerce insanımız var.

Bir ülkede yaşayan vatandaşların en temel haklarından birisi olan “Barınma hakkı”nı kendi vatandaşlarımızın elinden alıyoruz.

Ne uğruna?

Kasaya girecek bir avuç dolar uğruna!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.