Bodrum Gündem

Etem Demiröz 92 yaşında Bodrum’un son 100 yılının öyküsünü yazdı…

Bodrum’un hafızası olarak bilinen Etem Demiröz nam-ı diğer Ethem Usta “Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR” kitabının tanıtım söyleşisi ve imza günü etkinliği yapıldı…

Fatih Bozoğlu – Bodrum Gündem

Bodrum’un hafızası olarak bilinen Etem Demiröz nam-ı diğer Ethem Usta’nın üçüncü kitabı “Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR” adlı kitabın tanıtım söyleşisi ve imza günü Bodrum Belediyesi Trafo-Hakan Aykan Kültür Merkezinde gerçekleştirildi…

“Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR” kitabının imza günü etkinliği öncesinde kitabın yazarı Etem Demiröz ile birlikte kitabı yayına hazırlayan editörler Güngör Sezgün ve Fatih Bozoğlu’nun katılımı ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşiye Bodrum Belediyesinin Meclisinin genç Üyesi Tamer Mandalinci de katıldı.

Bodrum Belediyesinin Meclis Üyesi ve Başkan vekili Tamer Mandalinci kitapta kendi dedelerinin de yer aldığını ve bundan dolayı çok mutlu olduğunu ve gururlandığını ifade ederek; “Ethem amcamızın Bodrum tarihini yaşatmak adına dünden bugüne yaşadıklarını Güngör hocamla derleyip Fatih abimle beraber tasarımı oluştu sonrasında da günümüze kadar ulaştı ve bugün üçüncüsünün imzası ve basın toplasına katıldığımız toplantıdayız. Bugün başkanımız makamında şöyle bir inceledim çünkü kendimde Bodrum’un bir yerlisi olarak belki bizimde aileden söz ediliyordur dedim. Nitekim sayfaları şöyle bir geçerken 26. Sayfada Zeyyat Mandalinci’ye denk geldim. Kendisi Adnan Menderes döneminde Milletvekilliği yapmış, Ticaret Bakanlığı yapmıştır. Daha sonra 276. sayfada Bodrum Mandalina Gazozuna denk geldim. Bodrum mandalina gazozunu bulan ilk kişi benim annemin öz dedesi Ali Bakan. İstanköy’den Gümüşlük’e geliyorlar 1970’li yıllarda. Bodrum Mandalina Gazozu hikâyesine kitabında yer verdiği için Ethem amcama önce şahsım ve sonra ailem adına çok teşekkür ederim. Bütün Bodrumluların arşivinde olması gereken bir kitaptır. Tarihi bilmemiz ve gelecek nesillere aktarmamız açısından çünkü Ethem amca gibi değerler çok kolay gelmiyor. Bizim nesilin yazma oranı çok düştü yeni hikâyeleri anlatmıyoruz, yazmıyoruz. Çünkü hazıra çok alıştık. Sosyal medyadan her şeyi takip ediyoruz doğru yâda yanlış bilmeden yanımızda her zaman kapısını çalabileceğimiz Güngör Hocam gibi Ethem amcam gibi Fatih abim gibi değerli üstatlarımız var olduğu sürece bizlerde bodrum hikayesi, Bodrum kültürü örf ve adetleri yaşatmaya devam edeceğiz.” dedi…

Etem Demiröz “Hatırlarım” Kitabını eşi Pembegül Demiröz’ün anısına ithaf etti…

Etem Demiröz de bu kitabı eşi Pembegül Demiröz’ün anısına ithaf ettiğini belirterek; “Kitabımda yazdığım gibi, hayli hareketli ve zorlu bir hayat yaşadım. Bu hayat serüvenimin en önemli ve mutlu noktası, 1958 yılında, Pembegül Hanım’la hayatımızı birleştirmekti. O, onyedi ben ise, yirmiyedi yaşındaydım. Birlikte geçen bunca acılı ve zorlu yıllarımız boyunca, birbirimize karşı hep anlayış içinde olduk. Birbirimizi hiç kırmadık. Eşim her şart altında hep yanımda durdu. Bana saygı ve moral desteği sundu. Dört evladımın, ayakları öpülesi şevkatli anneleri oldu. Boş durmayı hiç sevmezdi. Çok maharetli ve hünerliydi. Sürekli meşguliyet içinde ve daima güler yüzlüydü. Yardım severdi. İhtiyaç içinde olanlara yardımda bulunan bir iyilik meleğiydi. Çok hassas ve duygulu, hatta yufka yürekliydi. Herkesin üzüntü ve dertlerini paylaşarak duygulanır hatta çoğu zaman etkisinde kalarak ağlardı. Çocukların, özellikle torunlarının kendisinden her gün hediye aldıkları, sevgili babaanneleriydi. Elli üç yıl birlikte, mesut ve mutlu bir yaşam sürmekteyken, 2011 yılının Ekim ayında bizleri derin acılar içinde bırakarak ebedi aleme göçen muhterem, temiz insan değerli eşim Pembegül Hanım’ı, dinmeyen acısı ve her geçen gün daha da artan hasretiyle, dualarım ve cennet dileğimle anarak hatıralarımı noktalıyorum…” dedi.

32 kısım tekmili birden Etem ustanın 100 yıllık Bodrum’u…

“Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR” kitabının editörlüğünü yapan ve yayına hazırlayan Gazeteci Fatih Bozoğlu kitabın basım aşamasına kadar geçen sürecini özetleyen bir açılış konuşma yaptı. Gazeteci Bozoğlu “Etem Demiröz, nam-ı diğer Etem ustanın ilk kitabı, yapımı için 30 yıl mücadele verdiği ve hala kullanılmakta olan, Gemi Yanaşma İskelesinin bütün yapım aşamalarını belgeleri ile ortaya koyduğu “Belgelerle Gemi Yanaşma İskelesi-Seyir Defteri” ve 10 Kasım 1938’den, 25 Temmuz 1952’ye kadar yine belgesel tadında yazdığı “Bir Zamanlar Bodrum – ZOR YILLAR” adlı kitapları ile okurlarını geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıkarmıştı. Birçoğumuzun bilmediği başka bir Bodrum’u anıları ile belgelemiş ve öykülendirmişti… O zor yılları kendimiz yaşamışcasına içimizde hissetmiş ve editöründen, okuyucularına kadar her birimiz dil birliği etmişiz gibi ‘Bu kitapların mutlaka devamı gelmeli…’ demiştik. Etem Demiröz bu dileklerden aldığı güç ile yeni bir kitabın yazım serüvenine başlama kararı aldı. Yanında deneyimli bir eğitimci de vardı; Güngör Sezgün. Ancak bu iki adam hiç akla gelmeyecek engeller ve zorluklar ile karşılaştılar. Bütün bu engeller ve zorluklara karşın yılmadılar. Etem usta anlattı, Güngör hoca yazdı. Sonra bu takıma ben de dahil oldum. Sayfa tasarımları ve yayına hazırlık sürecinde de birçok sorunla karşılaştık. Yine yılmadık ve sonunda bu kitabı okuyucuyla buluşturma aşamasına kadar geldik. Yazım aşaması iki seneden fazla süren bu kitap sadece Bodrum’un değil belki de Türkiye siyasetinin de bir özeti diyebiliriz. Celal Bayar’dan Adnan Menderes’e, Hüsamettin Cindoruk’tan, Bodrum siyasetine yön veren birçok isme kadar, Bodrum’un sosyal, ticari ve siyasal yaşamından, ekonomisine kadar bilinen, az bilinen ve ilk defa duyulacak olan 100 yıla yakın bir süreyi içeren hatıraları okuyacaksınız. Bu kitabı okurken kimi zaman satırlar arasında derin düşüncelere dalacaksınız, kimi zaman gözleriniz dolacak, kimi zaman da güleceksiniz. Bu Bodrum’un neredeyse son 100 yılını birebir yaşayan ve yaşananları da bütün tazeliği ile hafızasında tutan Etem Demiröz’ün başarısıdır. İşte 32 kısım tekmili birden Etem Demiröz’ün, nam-ı diğer Etem ustanın “Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR”ı…”

Editör Güngör Sezgün’ün Çalışma Sürecinde İntibaları

Kitabın etitörlüğünü yapan deneyimli eğitimci Güngör Sezgün de kitabın baskı aşamasına kadar geçen süredeki intibalarını söyleşiye katlanlarla paylaştı. Sezgün’ün intibaları şu şekilde; “Bir sohbette başladı herşey. Konu konuyu açıyor, açılan konular ile ilgili Etem Usta ilginç şeyler anlatıyordu. Yaşamı ile ilgili, Bodrum’la, siyasetle, yaptığı işlerle ilgili… Sohbet dağılırken “Bunları neden yazmıyorsunuz?” dedim. “Kısmet, belki bir gün yazılır, kolay değil…” deyince “Eğer karar verirseniz ben size yardımcı olmaya çalışırım…” dedim ve ayrıldık. Bir müddet sonra bir telefon aldım Etem Usta’dan “Hocam hatıraları yazmaya karar verirseniz yardımcı olurum demiştiniz ya, müsaitseniz gelin bir konuşalım…” Ertesi gün buluştuk. Bu kitabın yazılış öyküsü böyle başladı. Böyle başladık ama pek de öyle kolay olmadı. Tam biz sohbetlerle, not ve ses kaydı alarak yol alırken araya benim sağlık sorunlarım girdi. Tam iyileştim deyip işe yeniden koyulacaktık ki bu sefer de Covit-19 salgını ve yasaklar bize engel oldu. Ardından yaz sıcakları filan derken neredeyse bir yılımız boşa gitti. Çeşitli engellerle aksayan bu süreç, bir yıllık yoğun çalışmadan sonra ancak bilgisayara aktarma aşamasına gelebildi. Bütün bu çalışma süresinde edindiğim izlenim, Etem Usta’nın “usta” disiplini ve titizliği oldu. Bodrum’da yaşayıp da adını duymayan yoktur sanıyorum Ethem ustanın. Neden “Etem Usta”? Merak ettim. Bunun da cevabını buldum. Ethem Usta bir tane usta değildi.  Çok usta idi.  Ayakkabı ustası, tuğla-kiremit-biriket yapım ustası, hızarcı-marangoz ustası, torna-motor ustası, yağhane imalat ve montaj ustası,  un değirmeni montaj ustası, inşaat ustası, usta kıyı kaptanı, usta tersaneci, kara ve deniz avcılığı ustası, örgütlenme ustası, siyasetin ustası (duayen), güzel konuşma ustası, kelime seçme, uygun yerde ve biçimde kullanma ustası… Bütün bunların yanında, Bodrum’da gelişen turizm faaliyetlerine de ayak uydurmuş, turizm sektörüne yatırımlar yapmış, ayrıca topraktan hiç kopmamış, mandalina bahçesi, zeytinlik ve doğal tarımla uğraşmaya devam etmektedir. Hayat Etem Ustanın önüne böyle bir yol döşemişti. O da bu yolu başarıyla yürüyegelmişti. Küçük yaşta çıraklıktan, kalfalığa, oradan ustalığa… Titizliği, sebatkarlığı, sabrı hep bu yolda kazandığını anladım. Bir gün sohbet esnasında sordum; “Etem Usta tahsiliniz nedir?” durdu düşündü, bir süre bana baktı; “Yüksek ilkokul mezunuyum…” dedi. Gülüştük. Sonra da ekledi; “O yıllarda Bodrum’da iki okul vardı. Biri denizden 6 metre yüksekliğe yapılmış olan Cumhuriyet İlkokulu, diğeri de denizden 54 metre yüksekliğe yapılmış olan, iki katlı Turgutreis İlkokulu. Ben bu ikincisinde okudum. Toplam 66 basamak merdivenle çıkılırdı. Diğerinden yüksek bir noktada olduğu için ‘Yüksekokul’ mezunuyum diyorum. Bu okul ben mezun olduktan sonra yandı ve tek kata indirildi…” diye anlattı. Etem Usta ben sordukça anlatıyordu, ben de sormaya devam ediyordum. “Ustam dikkatimi çeken bir konu daha var. Sizden söz açılınca kimileri ‘aksi, disiplinli bir insandır’ diyorlar. Neden?” “Biliyorum hocam, bilmez miyim. Bunu ben de çok düşündüm. Benimle ilgili  söylenenlerin kökenine indim. çocukluğuma kadar gittim. Çok çocuklu ve yoksul bir aileydik. Yaşanan zorluklar, eşitsizliği farkedişim, başarma mecburiyeti… İnsanı biraz hırçın yapıyor. Bir karakter oluşuyor. Ölçü, disiplin, dayanıklılık, hakkaniyet, sözünde durma, kaybetmekten korkma vs. Bu etkenler insanın dış görünüşüne de yansıyor ister istemez. Haliyle insanlar da bunlardan etkileniyor…” Hak vermemek mümkün değildi. Oysa kitap yazım sürecinde onun halkın yararına olan nice şeyleri başardığını veya desteklediğini, halkın zararına olabilecek nice şeylere de karşı durduğunu görmüştüm. Bunların ayrıntıları bu kitabın içinde fazlasıyla yer alıyor. Hakkında söylenenler ile ilgili konuşurken sarfettiği şu sözü de belirtmeden geçemeyeceğim. “Kimileri gibi güçsüzken paspas, güçlüyken cellat olmadım…” Gözlemlediğim bir başka nokta da Etem Usta’nın güçlü hafıza yumağı oldu. Konuştukça açılan hafıza dolaplarının içinden başka dolaplara açılan kapılar… Sonra o kapılardan açılan yeni dolaplar… Anılar öyle titizlikle istiflenmiş ki, kendimi modern bir kütüphanede zannettim hep.

Etem Usta ile sürdürdüğümüz bu çalışma biraz da benim isteğim ile gerçekleşmiş oldu ama iyi ki yazmaya teşvik etmişim diyorum. Zira bu kitapta anlatılanların hepimize öğreteceği çok şey olduğunu gördüm. Ben kendi payıma bilmediğim kimi şeyleri ve bazı yanlış bildiklerimin doğrusunu öğrenme fırsatı buldum. Bu kitapta yazılanlar hatıralarının bir kısmıydı. Diğer yandan bu kitapta yer almayan hatıraların da bir kısmını kayda alıp, evlatlarının emanetine bıraktık. Biliyorum daha fazlası, onun hafıza depolarında gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Bana güvenip hatıralarını paylaştığı, hatıra dolaplarını açmaya zorlayan ısrarlı sorularıma bıkmadan cevaplar verdiği için Etem ustaya teşekkür ederim ve sağlıklı uzun bir ömür dilerim…”

Düşündüren, ağlatan, güldüren, ticari, siyasi, mizahi HATIRALAR” adlı kitabın tanıtım söyleşisinin ardından Etem Demiröz kitabını imzaladı. Zaman zaman uzun kuyrukların oluştuğu görüldü…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.