Bodrum Gündem

Bodrum Duruşu/Bodrum Vicdanı – Nuran Yüksel Bodrum Gündem yazıları…

Serdar Gündoğ T/24’de bu hafta yazdığı makalede; “Halikarnas Balıkçısı Mavi Sürgün’de Bodrum insanını anlatırken ‘hayattan aldığını fazlasıyla gene yaşama verenler’ olarak anlatır…” ifadeleri ile yazısına başlayan ve avazı çıktığı kadar bağırmak istediğini yazmış. Serdar Gündoğ; ‘Nerede şimdi o Balıkçı’nın tarif ettiği hayattan aldığının daha fazlasını yaşama geri veren o iyi insanlar, Bodrumlular nerede? diye soruyor.

Üzgünüm. Onlar yok artık sevgili Serdar. Onlar önce kendi elleriyle, kendilerini yok ettiler. Sevdalısı olduğu toprakları bağnazlığa, yobazlığa, talana geçit veren, göz yumanlara, oturdukları rahat koltuklarında seyirci kalarak yol verdiler. Bugün sadece Cennet Koy ile kalmayacak olduğunu bildikleri Bodrum’un talanını görseler de vahşi alçak rant ekonomisini ezecek güçleri yok artık.

Evet bir Bodrumlu olarak, yıllardır anlatmaya çalıştığım, söylemekten artık bıktığım acı gerçeklerin bugün önlenemez yükselişi karşısında içim kan ağlıyor ve acı çekiyorum. Ancak bu demek değil ki boş verdim. Asla! Evet az da olsak HALİKARNAS BALIKÇISI, VOLTERİE gibi davranmakta daha kararlı olmamız gerektiğini görmeliyiz. Sınır tanımayan açgözlülerin karşısında duranların yanında olmaya, çoğalmamız gerektiğini anlatmaya, Bodrum’un vicdanı olmaktan vazgeçmemeliyiz.

Yıllar önce iktidar tarafından Bodrum’a yapılmak istenen Külliye ve TOKİ yapılaşmalarına karşı Bodrum Gündem’e yazdığım yazıda, bugünlerin geleceğini anlatmaya çalışarak “Bu günler Bodrum’un ve değerlerinin önüne yatma günüdür…” diyerek ana muhalefetin üyelerine, Bodrumlu siyasi parti temsilci ve üyelerine seslenmiştim. Her zaman çok saygı duyduğum ve yanlarında olmaya çalıştığım ama bazı kesimlerce “Bir avuç işi gücü olmayan insanların işleri…” olarak görülen çevre aktivistlerinin uyarılarını ve eylemlerini dikkate almayanlara öfkem çok büyük. Bugün yine maalesef aynı duyarsızlığın, örgütsüzlüğün, samimiyetsizliğin yeterli eylemliliğin olmadığını görüyorum.

Geçmişte Bodrum’a yapılmak istenen önlenemeyen, projelerin aslında Bodrum kimliği ve kültürünü yok etme, ülkemizin demokratikleşme ve aydınlanma çabalarının önüne konan taşlar olduğunun yeterince kavranmayışı rant paylaşımının yerelde ve genelde öncelik olması Bodrum’u ve ülkemizi bu günlere getirdi.

Plansız, programsız, vizyonsuz kadrolar ve anlayışlarla bugün cennet koy da hukuk tanımamazlık, tek adam anlayışı, yobazlık ve vahşi rant paylaşımının öncelik olması, yapılanlara sessiz ve seyirci kalınması maalesef Bodrum’u ve ülkemizi bu hallere getirdi.

Evet, bilmeliyiz ki bu talan yarın sadece cennet koyla kalmayacak. Bodrum ve ülkemiz tüm yapılan yanlışlara rağmen hala muhteşem bir coğrafyaya sahip. Hiçbir zaman umutsuz olmadım. Bugün de değilim. Hatta bugün eskisinden daha çok heyecanlı ve kararlıyım. Ancak bugüne kadar yaşadıklarımdan çok önemli sonuçlar çıkardığımı düşünerek anlatmaya ve mücadeleye devam diyorum.

Bugün Bodrum ve ülkemiz haksızlığın, hukuksuzluğun, liyakatsiz kadroların, vahşi kapitalizmin kıskacında kıvranıyor. Hangi görüşten olursak olalım, hangi partiyi desteklersek destekleyelim Bodrum ve ülkemiz için ortak değerlerimizde yanlış uygulamalar karşısında bir ve beraber hareket edebilmeyi başarmak zorundayız. Bu durum yaşadığımız topraklara ve çocuklarımıza borcumuzdur.

Yerel iktidarıyla, yerelde siyaset yapan tüm kurumlarıyla, demokratik ve özgür bir toplum adına mücadele ettiğini savunan tüm STK’lar ile artık sayı olarak çok azınlıkta kalsak da özgül ağırlığı hala çok yüksek olan, Bodrum doğumlu olmakla gurur duyan Bodrumlular ile beraber Bodrum Duruşunda ve Bodrumluluk Vicdanında buluşarak devrede olmak, çığlığımızı çoğaltmak zorundayız. Aksi halde BİR ZAMANLAR BODRUM masalıyla ağlayacağımız günlerin çok uzakta olmadığını görürüz.

Nuran Yüksel /Bodrum – 1 Ağustos 2022

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.