Bodrum Gündem

Gezi; “Bodrum’da talan, rant ve yağmaya karşı verdiğimiz mücadelenin barışçıl sesi ve yüz akıdır…”

TMMOB Bodrum Temsilciliği önünde düzenlenen Gezi Nöbetinde Adalet İçin 100. Gün eylem ve basın açıklaması yapıldı. TMMOB Mimarlar Odası Bodrum Temsilcisi Gizem Esmer’in; “Gezi, bugün Bodrum coğrafyası dahil olmak üzere, hukukun üstünlüğüne ve kamu yararına inanan meslek odaları olarak, ülkemizin dört yanında süregiden talan, rant ve yağmaya karşı verdiğimiz mücadelenin barışçıl sesi ve yüz akıdır…” şeklindeki sözleri de dikkat çekiciydi…

Fatih Bozoğlu-Bodrum Gündem

TMMOB Bodrum Temsilciliği önünde düzenlenen Gezi Nöbetinde Adalet İçin 100. Gün eylem ve basın açıklamasına; TMMOB Bodrum İKK’ya bağlı meslek odaları, Bodrum Kent Konseyi, Bodrum Kent Konseyi Kadın Meclisi, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi, MUÇEP, Bodrum Alevi Bektaşi Derneği, Yurttaş İnisiyatifi, HDP, TİP, SOL Parti ve EMEP katılırken CHP’nin katılmadığı dikkatlerden kaçmadı.

TMMOB İlçe Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Mustafa Erdoğan tarafından okunan basın açıklamasında; “100. günde bir kez daha sesleniyoruz: Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Gezi’den ve arkadaşlarımızdan elinizi çekin! Biz kazanacağız, Gezi kazanacak!” dedi.

Haksız Ve Suçsuz Yere Cezaevinde Tutuluyorlar…

TMMOB İlçe Koordinasyon Kurulu Temsilcisi Mustafa Erdoğan tarafından okunan basın açıklaması; “Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Gezi’ye özgürlük! Bugün 3 Ağustos 2022… Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da bulunduğu 7 arkadaşımızın da 18’er yıl ceza aldığı Gezi Davası Karar duruşmasının üzerinden 100 gün geçti. Osman Kavala tam  bin 737 gündür, diğer arkadaşlarımız ise 100 gündür haksız ve suçsuz yere cezaevinde tutuluyor. Arkadaşlarımızın masumiyetine inanıyor, bu hukuksuzluğu kınıyoruz…” ifadeleri ile başlıyor.

Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleki etik ilkelerimizin bir gereğiydi…

“Meslek alanlarımızın tarihsel birikimle oluşmuş temel ilkeleri çerçevesinde halka ait olanı korumak, kamu yararını savunmak biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının temel görevidir…” sözleri ile açıklamasına devam eden Erdoğan “Bu görev doğrultusunda, İstanbul kentinin en önemli kamusal alanlarından biri olan Gezi Parkı’nı korumak, Gezi Parkı park olarak kalsın diye mücadele etmek mesleki etik ilkelerimizin bir gereğiydi…” dedi.

Basın açıklaması şu cümleler ile devam etti; “2013 Haziran’ında, korunması gereken yalnızca kamusal alanlar da değildi üstelik. İktidarın baskı politikaları, temel hak ve hürriyetleri günden güne askıya alması yurttaşların nefes almasını daha da zorlaşıyor, ülkenin geleceği karanlığa gömülüyordu. Aydınlık bir geleceği savunma, düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip çıkma ile doğal alanlarımızı, meralarımızı, kıyılarımızı, ormanlarımızı, kamusal alanlarımızı koruma düşüncelerinin kesiştiği simgesel bir mekana dönüştü Gezi…”

Ülkenin çöküşünden çıkışın yolu Gezi Direnişi’nde ayağa kalkan milyonların örgütlülüğünden geçiyor…

Gezi direnişinin farklı mücadele alanları ile kesiştiğini ve ülke mücadele tarihine kazınacak bir halk hareketine dönüştüğüne vurgu yapılan basın açıklaması; “Toplumun ortak değerlerini bir bir sermayeye altın tepside sunan, bu gerçekliği örtmek üzere gerici bir toplum inşa etmeyi deneyen, kadına, farklı cinsel yönelimlere, sanata, etnik ve kültürel değerlere saldıran iktidarın siyasal temsilcisi AKP’nin karşısına dikildi milyonlar. Yaşadığı yenilginin yarattığı öfkeyi dizginleyemeyen AKP defalarca yargılamaya, karalamaya çalıştı Gezi’yi ve hep başarısız oldu. Uzun ve bariz hukuksuzluklar içeren bir dizi girişimin ardından son olarak kendi partisinden milletvekili aday adayı olan bir yargı mensubu üzerinden arkadaşlarımızın nezdinde Gezi’yi tutsak etmeye, yalnızlaştırmayı amaçladılar. Arkadaşlarımızın nezdinde milyonların örgütlülüğünü, milyonların talebini hapsetmek istiyorlar. Biliyoruz ki bugün yaşanan derin yoksulluktan, ülkenin çöküşünden çıkışın yolu Gezi Direnişi’nde ayağa kalkan milyonların örgütlülüğünden geçiyor…” ifadeleri ile devam etti.

Biz kazanacağız, Gezi kazanacak!

Gezi Nöbetinde Adalet İçin 100. Gün eylem ve basın açıklamasının son bölümünde de şu ifadeler yer aldı; “Hukuksuz tutuklama kararlarının verildiği günden itibaren başlattığımız ve bugün 100. Gününe giren Adalet Nöbetleri vesilesiyle bir kez daha kararlılıkla belirtiyoruz: TMMOB ve bağlı Odaları olarak, mesleki ve teknik bilgimizi halkın yararına kullanmaya devam edeceğiz, arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmayacağız ve bu ülkenin en görkemli halk hareketi olan Gezi’ye sahip çıkmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. 100. günde bir kez daha sesleniyoruz: Arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Gezi’den ve arkadaşlarımızdan elinizi çekin! Biz kazanacağız, Gezi kazanacak!…”

Gezi Bodrum’da da rant ve yağmaya karşı verdiğimiz mücadelenin barışçıl sesi ve yüz akıdır…

Daha sonra söz alan TMMOB Mimarlar Odası Bodrum Temsilcisi Gizem Esmer ise konuşmasını yerel bir bakış açısı ve Bodrum çerçevesinde yaptı. TMMOB Mimarlar Odası Bodrum Temsilcisi Gizem Esmer şunları söyledi; “18 Mayıs 2022’de, Adalet Nöbetini Bodrum’da başlatırken, yaptığımız basın açıklamasında söylediğimiz gibi, ‘Gezi Direnişi, bu ülkede hukukun üstünlüğüne inanan, siyasi baskılara ve ranta karşı, kamu yararını ve doğayı savunan milyonların ortak barışçıl sesi, asılsız delillerle kirletilemeyecek kadar güçlü ve onurlu hak mücadelesidir. Gezi, bugün Bodrum coğrafyası dahil olmak üzere, hukukun üstünlüğüne ve kamu yararına inanan meslek odaları olarak, ülkemizin dört yanında süregiden talan, rant ve yağmaya karşı verdiğimiz mücadelenin barışçıl sesi ve yüz akıdır…’ 28 Mayıs’ta 2013’te, ‘bir ağaç için’ başlayan Gezi Direnişi’nin spekülasyonlarla kirletilemeyecek olan güzelliğine, mücadelesine olan inancımızı her geçen gün güçlendiren, tutuklamaların siyasi olduğunu kendi kendine ispatlayan bir yapı karşı karşıyayız…” dedi.

Maddi manevi baskılarına rağmen buradayız!

Esmer açıklamasını şöyle sürdürdü; “Geçen bu 9 senede, inanın bugün kendimizi daha güçlü hissediyoruz! Neden mi? Bodrum gibi, doğa ve kültür harikası bir ilçede bile, meslek insanlarının tüm uyarılarına, kamu yararı adına açılan onlarca davaya, parti ve STK fark etmeksizin, vicdanı olan herkesin gönüllü mücadelesine rağmen, yaşanan talan ve yıkımı yakından görüyoruz. Asli görevi ülkesini korumak olan ve bunun için seçilen bir iktidarın, bizim gibi insanlara yaşattığı itibarsızlaştırma çabasına, maddi manevi baskılarına rağmen buradayız! Çünkü bizler, Anayasa’nın 2. Maddesinde belirtilen ‘’…Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir’’ ibaresiyle hukukun üstünlüğüne hala inanan, memleketinin taşını, toprağını içtenlikle seven; adına insan denilen canlıların, insanın yarattığı bu yıkıma karşı koyamayan canlılara sahip çıkan insanlarız. Biliyoruz ki, bugün ne yaşarsak yaşayalım, Tarih, bırakın bu memlekete yapılanları, diğer canlılarla paylaştığımız bu dünyaya yapılan adaletsizlikleri, vicdansızlıkları elbet yazacaktır. Ve bizler gibi insanlar var oldukça, umut asla bitmeyecektir! Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman ve Can Atalay’ın da içlerinde bulunduğu arkadaşlarımız dahil olmak üzere Gezi’nin haklılığına inanan ve umudunu yitirmeyen tüm arkadaşlarımıza selamlarımızla…”

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.