Bodrum Gündem

Bodrum Kalesi’ni Fetheden Denizci: Kaptan-I Derya Palak Mustafa Paşa

OSMANLI YÖNETİMİNE KADAR BODRUM

Bodrum, antik dönemde Halikarnassos adı ile anılmaktadır. Bu, bilinen en eski Anadolu dillerinden biri olan Luvi dilinde; “Deniz kıyısının kutlu pınar havuzunun kenti” anlamına gelir.

5.000 yıllık bir geçmişe sahip olan Bodrum yarımadası, 13. yüzyılın son çeyreğinden itibaren,

coğrafi konumu, doğal limanları, deniz ticareti ve ulaşımı güzergahında bulunması vs. gibi nedenlerle Türklerin yoğun olarak yerleşmeye başladığı yerlerden biri olur. Anadolu Selçuklu Devleti ile başlayan Türk hakimiyeti, Menteşe Beyliği ile devam eder.

Osmanlı sultanı Çelebi Mehmet’in (1413-1421) Batı Anadolu bölgesindeki fetih faaliyetleri sırasında, Rodos Şövalyeleri’nin İzmir’de bulunan kalesini alarak bu kaleyi yıktırır. Bunun üzerine şövalyeler sultandan yeni bir yer isterler. Çelebi Mehmet de şövalyelere, Menteşe kıyılarında bulunan Bodrum’da bir yer verir. Bu olay günümüz tarihçileri tarafından: “Bodrum: Osmanlıların İzmir Diyeti” şeklinde yorumlanmaktadır.

Rodos Şövalyeler,  Hz. İsa’nın on iki havarisinden biri olan Saint Peter/Petros’a adadıkları kaleyi, Bodrum limanına yakın bir konumda bulunan kral Mausolos Sarayının kalıntıları üzerine 1415 yılından itibaren inşa etmeye başlarlar. Kale’nin yapımı yaklaşık yüz yıl sürerek  1513 yılında tamamlanır.

Şövalyelerin kullandıkları Saint Peter/Petros adı zamanla Peterium /Petroniun /Petrium/ Petrum ve Bodrum’a dönüşür.

Menteşeoğlu İlyas Bey’in ölümüyle birlikte zayıflayan Menteşeoğulları Beyliği toprakları 1424 yılında kesin olarak Osmanlı egemenliğine geçer. Böylece, Bodrum Kalesi dışında kalan tüm Bodrum Yarımadası Osmanlı Devletine katılmış olur.

PALAK MUSTAFA PAŞA

Bodrum Kalesi’ni alarak Osmanlı topraklarına katan Kaptan-ı Derya Palak Mustafa Paşa’nın doğum tarihi kesin olarak belli değildir. Ancak, onun Arnavut asıllı olduğu bilinmektedir. Arnavutça’da koca, yaşlı, ihtiyar anlamına gelen Palak lakabı hakkında, Osmanlı tarihçisi Peçevi yazdığı tarih kitabında, Mustafa Paşa’ya bu lakabın hangi gerekçelerle verildiğinin bilinmediğini yazmaktadır. Palak Mustafa Paşa, küçük yaşlarda Bosna Sancağından devşirilerek, Enderun’da eğitim görmeye başlar.

Yavuz Sultan Selim’in (1512-1520) tahtta bulunduğu yıllarda bostancılık ve sarayda çeşitli ağalık görevlerini yürüttükten sonra, Yanya’da Sancak Beyliği yapar. Yavuz Sultan Selim’in ölümünden sonra da tahta çıkan Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) döneminde kubbe vezirliğine getirilmiş ve Cafer Paşa’nın yerine donanmaya Kaptan-ı Derya olmuştur.

Palak Mustafa Paşa; Kaptan-ı Deryalığının son senesinde, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferine katılmıştır. Rodos adası ilk olarak Fatih Sultan Mehmet zamanında Kaptan-ı Derya Mesih Paşa tarafından kuşatılmışsa da, kuşatma başarısızlığa uğrayarak kaldırılmıştır. İkinci kuşatma 1. Süleyman Döneminde olmuş ve ada 25 Aralık 1522’de fethedilmiştir. Rodos Seferi dönüşü İstanköy ve Bodrum Kaleleri  5 Ocak 1523 tarihinde almıştır.

Kaptan-ı Deryalıktan alındıktan sonra (1522/1523); Karaman, Mısır, Şam gibi devletin çeşitli bölgelerinde beylerbeylik ve valilik görevlerinde bulunmuştur. Ölümünden kısa bir süre önce, emeklilik yıllarını geçirdiği Mısır’dan İstanbul’a gelerek, Haziran 1538’de İstanbul’da vefat etmiş ve Eyüp Semtinde yaptırdığı türbeye defnedilmiştir.

Mezartaşı’nda şu satırlar yer almaktadır:

“Süleyman Han’a vezir ve kaptan idi,
Düşmana karşı canla başla gaza eder idi,
Ecel rüzgarı ömür kayığının sonunda esti,
Allahın rahmet okyanusuna düştü cismi,
Kim Hayret vadisinde el açar bekler
Dua etsin Palak Mustafa Paşa’nın ruhuna da..”

Palak Mustafa Paşa; Serez ve Gelibolu’da birer cami, mektep, medrese ve imarethane yaptırmıştır.

Celâlzâde Mustafa Çelebi onun, devlet hizmetinde bulunan görevliler içinde en önemlilerinden  biri ve iyi ahlaklı, ferasetli, güler yüzlü, ikram sahibi olduğunu belirtir.

KAYNAKLARIN ANLATIMIYLA BODRUM KALESİ’NİN FETHİ

Rodos Seferi Ruznamesinde (Günlüğünde), Bodrum Kalesi ve çevresinin fethi olayı şöyle ifade edilmiştir:

“Yevmü’l-isneyn fî 17 minh [5 Ocak]: Oturak. Bugün Hüdâvendigâr-ı gerdûn-iktidâr birkaç mehâr beserek esrik develeri biri biriyle güreşdürüp durup temâşa eyledi ve bugün göç olsa gerek idi, gerü te’hîr olundu ve cezîre-yi İstanköy ve kal‘a-yı Tahtalu ve kal‘a-yı Bodrum itâ‘at etdikleri haberi geldi.”               

(Kaynak: Mehmet Yaşar Ertaş-Hacer Kılıçaslan, “Rodos’un Fetih Günlüğü Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos Seferi Ruznamesi”, Akademik İncelemeler Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 1, 2017, sayfa: 32.)

17.Yüzyılın ikinci yarısında Bodrum ve çevresini ziyaret eden ünlü Türk seyyahı Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde Bodrum Kalesini fetheden Palak Mustafa Paşa ve Bodrum şehri hakkında şu bilgilere yer verir:

Hicri 928 tarihinde Malta kâfiri elinden Süleyman Han Gazi fethidir, Kaptan Palak Mustafa Paşa eliyle. Bu Bodrine Kral yedi kralın yardımı ile yapmıştır. Menteşe toprağında Karaova kazası nahiyesidir, naip hükmeder. Kethüdayeri ve serdarı yoktur. Kalesi, Cezayir Eyaleti, yani Kaptan Paşa hükmündedir. İstanköy sancağıdır. Kale dizdarı sancakbeyi tarafından kaymakamdır. Kalesi, deniz kıyısında bir yapma burun üzerinde bir şeddadi sarp ve sağlam yapıdır ki Anadolu toprağında böyle bir insan yapısı ve müstahkem kale yoktur. Dört köşedir ve çepçevre büyüklüğü bin adım, sanki sandık gibi bir çetin cevizdir. Ve 20 arşım yüksektir. İçi hep rıhtımdır. Dizdarı ve 80 neferi İstanköy Adası kaleminden maaş alırlar. Bütün kulu kale içinde 100 toprak örtülü evler içinde oturur ve oradadırlar. Avlusuz, bağsız bahçesiz daracık evlerdir.”

(Kaynak: Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi, Hazırlayan: Seyit Ali Kahraman, 9. Kitap 2. Cilt, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2011, sayfa: 233.)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.