Bodrum Gündem

Pijamalı Muhalefet – Başar Cudi Münir Bodrum Gündem yazıları…

Belediyeler, halkın yaşantısına birebir etki ettiklerinden dolayı son derece önemli kurumlardır. O kadar önemlidirler ki, yerelde halk ile doğru bir iletişimi kuramayan, düzgün bir hizmet götüremeyen bir siyasi partinin merkezi hükûmette hiçbir şansı yoktur. Başarısız bir belediyecilik sunan bir parti muhalefette ise iktidar olamaz, iktidarda ise iktidardan düşer. Bunun örneklerini geçmişte gördük.

Siyasiler açısından da durum pek farklı değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kariyerindeki en önemli adım hiç kuşkusuz ki 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıdır. Belediye başkanlığı döneminde gerek kadın kolları, gerek gençlik kolları gerekse parti teşkilatı ile halkla birebir temas halindeydiler. Muhtarlara inanılmaz destek verdiler. Kendisiyle hiçbir zaman aynı tarafta olmadık, yapılan işleri eleştirdiğim çok olmuştur. Lakin Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek gerek. Çalışkanlık ve halkla iletişim konusunda örnek gösterilecek bir yönetim sergilediler 1994 öncesinde ve sonrasında.

Geçenlerde Fatih Bozoğlu’nun gündeme getirdiği “Yamuk Direk” konusu bu açıdan bakıldığında son derece önemlidir. Bozoğlu, malum, çat burada çat kapı arkasında bir gazeteci. Masa başında oturup ona buna sallamak yerine sürekli sokakta, halkın arasında oradan oraya koşturuyor. İşte bu koşturmalar sırasında bir direk dikkatini çekiyor. Mümtaz Ataman Caddesi’ne çıkan sokakların birinde yamuk, üzerindeki kabloların tuttuğu ve her an devrilecekmiş gibi sallanan bir direk… Bir gazeteci olarak görevini yapmak istiyor ve direğin yanına gidip canlı yayın yapıyor. “Bu direk buraya, Bodrum’un merkezine yakışmıyor,” diyor, konuya dikkat çekiyor.

Tam o sırada yanına o sokakta oturan bir vatandaş geliyor. Direkten de sokaktan da bezdiği, yayını kaçırmamak için koşa koşa pijamasını dahi çıkarmadan geldiğinden belli olan vatandaş veryansın ediyor: “1,5 yıldır yazmadığımız yer kalmadı bu direk için. Bir gün birimizin kafasına düşecek…” Sokağın hali de içler acısı, toprak içinde. “1,5 yıldır sokağın yapılması için de yazıyoruz, gelen giden yok…” Yayın vatandaşımızın derdini dile getirmesi ve Bozoğlu’nun sonrasında birkaç sözüyle bitiyor.

Ertesi gün Fatih Bozoğlu’na direğin düzeltildiği bilgisi fotoğraflarla geliyor, sokağın da en kısa sürede asfaltlanacağı sözü veriliyor.

Belediyecilik gerçekten zor iş. Belediyenin her direkten, her sokaktan, her binadan haberinin olması işin tabiatına ters. Bu yüzden hem belirli sürelerle denetimler yapılır hem de sorumlu vatandaşların şikayetleri dinlenir ve gereği yapılır.

Pijamasıyla sokağa fırlayan vatandaşımızın durumunda belediye tarafındaki ayrıntıyı bilmiyorum. Ortada bir ihmal veya gözden kaçırma olduğu, meselenin gündeme gelince iyi niyetle düzeltildiği çok açık.

Ancak…

İşte bu “ancak” işin düğümlendiği nokta…

Pijamalı vatandaşımız olayı muhtemelen şu şekilde okuyordur:

         “1,5 yıldır yazmadığım yer kalmadı, başvurmadığım yer kalmadı, dikkate almadılar. Fakat bir gazeteci gelip gündeme getirdiğinde hemen ertesi günü hallettiler. Kimse beni (yani vatandaşı) kaale almıyor, ciddiye almıyor, varsa yoksa aman gündeme kötü gelmesinler. Kamuoyuna çıkınca dikkate alıp hallediyorlar. Zaten vatandaşı düşünen yok, varsa yoksa koltukları, girecekleri seçimler, kamuoyunda nasıl gözüktükleri.. Hepsi aynı bunların..!”

Şahsen bu olayda vatandaşımızın bu şekilde düşünmemesi için bir sebep göremiyorum.

Bir belediye başkanının başarısızlığı ve diğer belediye başkan adayının başarısı ülke yönetimini değiştirdi bu ülkede. İSKİ skandalı hükûmeti salladı, RTErdoğan belediye başkanlığından aldı yürüdü. Bugünlerde yine en önemli tartışmalardan biri yine bir belediye başkanı, Ekrem İmamoğlu. Belediyeler bu kadar önemli..

Hiç kimse belediyeleri çantada keklik görmesin. Gerek CHP’nin gerek AKP’nin silme oy aldıkları yerleri ciddi anlamda gözlemliyorum. Partiler “Adayın çok da önemi yok, nasıl olsa kazanırız,” rehavetine girdikleri anda kaybediyorlar. En çok kaybeden de vatandaş oluyor.

Bodrum ve Muğla, son yıllarda CHP’nin kalesi gibi duruyor. Oy oranları meydanda. Fakat şu soruyu partililerin kendilerine sormaları gerekiyor: “Bize bizden memnun oldukları için mi oy verdiler/veriyorlar, yoksa ‘aman başkası gelmesin’ diye mi?”

Siyaset tezleri yaşatır, antitezleri değil. Türk milleti ilk fırsatta tokadı öyle bir yapıştırır ki neye uğradığınızı şaşırırsınız.

2023 yılı seçimlerinin sonucunu, 2024 yılında görevi bitecek olanlar belirleyecek.

Ve yerelde de ülke çapında da koltuklar devrilecekse…

Koltukları “Pijamalı Muhalefet” devirecek; ne gazeteciler, ne ana muhalefet ne de yavru muhalefet…

 

Başar C.MÜNİR

06.01.2023

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.